Saatlerce evimin penceresinin önünde oturup son yaşanan olayları düşünüyordum. Daha önce de zor soruşturmalar görmüştüm ama böylesini ilk defa görüyordum. Katil ekibimizden birini kaçıracak kadar cesur ve zekiydi. Belli ki onu bulmamız çok zor olacaktı.
Oğuz'a verdiğim kimlik kartını araştıracaklardı. Ama o kimlik kartı bana önemsiz bir ipucu gibi geliyordu. Hiçbir katil arkasında bu kadar büyük bir iz bırakmazdı. Ama aklım hala almıyordu. Neden ? Neden kimlik kartını oraya bırakırsın ki ? Tabi ya! Katil kimse, hedefi kimlik kartındaki şahsa çekecekti ve böylece asıl katili bulamayacaktık. Kimlik kartını ağrımaya başlayan kalbim yüzünden çok dikkatli inceleyememiştim ama adamın adı gördüğüm kadarıyla "Kemal Engin" .
Artık düşünmekten başıma giren ağrılar yüzünden yatmaya karar verdim.
●●●
Uykumdan uyandıran ses dışarıdaki kadın çığlıklarıydı. Yataktan hemen kalkıp cama doğru ilerledim. Karanlıktan pek bir şey göremesem de bir genç kız bağırarak ,koşuyordu. Kızın arkasında siyah kapüşonlu sakin ama hızlı adımlarla ilerleyen bir adam vardı. Bu oydu. Sokakta işlenen cinayetteki (gençlerin anlattığı kadarıyla) adama benziyordu. Adam gençlerin dediği gibi boyu kısa ve cılız birine benziyordu. Bende vakit kaybetmeden üstüme hırkamı ve yanıma silahımı alıp dışarı çıktım. Koşarak ama bir o kadar da temkinli bir şekilde ilerliyordum. Sonunda katile yaklaşabilmiştim. Katil kızın peşinden sakin bir şekilde ilerliyordu. Utanmasa eli cebinde yürüyecek bir hava vardı. Kız hala çığlık çığlığa koşuyor ama etrafta hiç bir insan çıkıp da neler olduğuna bakmıyor. Bu duruma sinirlendim. Bir genç kız çığlık çığlığa koşuyor ve kimse yardımına koşmuyordu. Katil kızı bir anda yakalayıp kendine doğru çekince ,elindeki bıçağı görmemle endişeyle kendimi açığa çıkardım.
"Teslim ol ve kızı bırak." diye bağırıp silahımı katile doğrulttum. Katilin yüzünü karanlık yüzünden göremezken ,kafasına geçirdiği kapüşonlu yüzünden hiç gözükmüyordu.
"Karşılığında ne vereceksin " dedi alay dolu sesiyle.
"Hapishane parmaklıkları, beğendin mi ?" dedim bende alay eder tonda. Sesli bir kahkaha attı ve yanında ki kızı serbest bıraktı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken katil cebinden beyaz bir zarf çıkarıp kızın eline tutuşturdu. Kızın yüzünde sinsi bir gülüş oluştu.
"İş tamam, o halde." Deyip yanımızdan uzaklaştı. Ben şok olmuş bir şekilde olanları izliyordum. Oyuna getirilmiştim. Kafamda hissettiğim sert bir darbeyle gözlerim karanlıkla buluştu.
■■■
Oğuz'dan
Berfu'yu defalarca aradığıma rağmen telefonlarımı açmaması sinirimi bozuyordu. Dün gece iki tane cinayet işlenmişti ve bu kız ortalıklarda yoktu. Ekiptekiler onları ne kadar ölü zannetseler de ben öldüklerini düşünmüyordum.
Berfu'yu tekrardan aradım ama hala açmadığında artık bir şeyler olduğu kesindi. İlk aramalarımda açmayışında Berfu için çok endişelenmemiştim ,çünkü Berfu zeki bir kızdı başına bir işin gelmesini engelleyebilirdi. Ama defalarca aramama rağmen açmayınca ve karakola da gelmeyince başına kesin bir şey gelmişti. Ayaklandım ve ekiptekilere dönerek.
"Ben çıkıyorum " dedim. Burak :
"Nereye " diye sorunca istemsiz sinirlendim. Burak'a ters bir bakış atıp "İşim var" dedim. Boş yere onlara haber verip ortalığı birbirine katmayı istemiyordum, tek başıma da halledebilirdim. Berfu bugün izinliydi. Başkomisere Berfu'nun araştırma yaparken iyi olmadığını söylediğimde Berfu bu durumdan ne kadar hoşnut olmasa da çok sesini çıkarmamıştı. Ama ben onun bugün karakola geleceğini bildiğimden sabah bir kaç defa aramıştım. Şimdi de onu başına nasıl bir bela geldiyse, o belasından kurtarmaya gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1-0 ÖNDE
Gizem / GerilimYağmurun altında çaresizce koşuyordu genç kız. Nefesi daralmak üzereydi. Yağan yağmurla birlikte gök gürlemesiyle genç kızı rahatsız etti ,kızın kalbi biraz daha sıkıştı şimşek çaktı bu sefer de sanki kızın öfkesini gökyüzü anlamış gibi arka arkaya...