4

64 13 41
                                    

Younghoon masada bulunan iki kişiye bakarken bir yandan da yemeğini yiyordu.

Evet, Changmin'de gelmişti.

Sadece Chanhee'ye yaptığı bu yemek teklifini işten tam çıkarlarken Changmin'in koşa koşa "Oley, beleş yemek!" demesiyle artık üç kişi beraber oturup yemeklerini yiyorlardı. Ne çıt çıkıyordu ne de başka bir şey. Sadece yemeğe odaklanmışlardı. Sonunda bu sessizliği Chanhee'nin ona fısıldamasıyla son bulmuştu.

"Arkadaşımın da geleceğini bilmiyordum onun adına özür dilerim." dedi Chanhee. Younghoon ise yanındaki pembe saçlı çocuğa bakıp gülümsedi.

"Sorun yok. Bir dahakine ikimiz çıkarız." dedi Younghoon.

Aslında bu bir sorundu.

Chanhee'ye bir şey söylemesi gerekiyordu. Ancak karşılarındaki yemek yemek harici bir şey yapmayan çocuğun ortama maydanoz gibi girmesiyle her şey mahvolmuştu. Neyseki daha zaman vardı.

Yemeklerini bitirdikten sonra Younghoon üçünün de yemek parasını ödemiş ve dışarı çıkmışlardı.

"Yemek için teşekkürler Bay Kim." dedi neşeyle Changmin. Chanhee onun suratına bir tane çarpmamak için zor tutmuştu. 'Hayranı olduğum adamla başa baş date yapmak varken sen nereden çıktın' diye bağırmak istiyordu ama kendini tuttu.

"Bir şey değil." dedi Younghoon. Ardından Chanhee Changmin'e döndü.

"Senin işin yok mu Changmin? Hani fotoğraflar var..." dedi Chanhee imalı bir şekilde. Ama Changmin durumu anlamamıştı.

"Hepsini hallettim. Hatta Prada'ya fotoğrafları teslim ettim e-mail üzerinden." dedi Changmin. Chanhee şuracıkta bayılmamak için zor tutuyordu.

'Yahu adamla baş başa kalmak istiyorum ben bir git maydanoz seni.' dedi içinden Chanhee. Changmin ise hiç oralı olmamıştı.

"Sizi evinize bırakmama izin verin." dedi Younghoon. İkisi de onay vermiş ve Younghoon'un arabasına binmişlerdi. Younghoon önce Changmin'i bırakmış sonra da Chanhee'yi evine bırakmak için yola koyulmuştu.

Eve geldikleri sırada Chanhee tam arabadan inecekken bileğine sarılan eller buna engel oldu.

"Efendim Bay Kim?" dedi sorar bir şekilde Chanhee.

"Bana 'Bay Kim' deme. Çok resmî bu." dedi Younghoon yüzünü buruşturarak. Ardından Chanhee'nin tek kaşı kalktı.

"Üzgünüm, sadece size saygı çerçevesinde hizmet etmek istiyorum." dedi Chanhee.

"O zaman sadece iş yerindeyken öyle de. Ama şu anda yalnızız ve bana 'Younghoon' demeni istiyorum." dedi Younghoon.

Chanhee kulaklarına inanamıyordu. Resmen ona daha sık yalnız kalacağız iması yapıyordu. Ama saygınlık onun için daha önemliydi.

"Üzgünüm Bay Kim ama yapamam." dedi Chanhee. Ardından arabadan indi ve iyi geceler dileyip evine girdi.

Younghoon'un arabası hâlâ kapının önünde durmaya devam etti ardından gaza basıp yoluna devam etti.

Chanhee neye uğradığını şaşırmış gibi elini kalbinin üstüne koydu. Çok hızlı atıyordu. Resmen bayılacak gibiydi. Ardından kendini yatağa attı ve yorganını tekmelemeye başladı.

"İnanmıyorum, koskoca adam bana adıyla seslenmemi istedi!" dedi heyecanla. Ayrıca kendinden taviz vermediği için de mutluydu.

"İşte bu be Chanhee. Biraz nazdan zarar gelmez."

Sevinçle üstünü değiştirip yatağa uzandı. Ama ne tarafa dönerse dönsün uyuyamıyor ve aklında hep o olay kafasında geri sar tuşuna basıp duruyor daha çok heyecanlanıyordu Chanhee.

Bu Choi Chanhee.

Kendisine adıyla seslenmesini isteyen taş gibi beyefendiyi reddetti.

Ama eve gittiğinde olayı düşüne düşüne öldü gitti.

Choi Chanhee gibi olmayın.

Evet kamu spotu buraya kadardı MGJCÖFKCÖDMGMVÇXXÖ

Umarım beğenmişsinizdir ♥️♥️♥️

photographer ✧ bbangnyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin