8 [jukyu]

47 7 7
                                    

Changmin, bir yandan yürümeye çalışıyor bir yandan da eve gidiyordu.

Younghoon onu iyi benzetmişti.

Evi biraz uzaktaydı. Bu yüzden yürürken bazı insanların garip bakışları altında eziliyordu.

Arkasından geçen arabalardan biri kornaya basınca Changmin dönüp kim olduğuna baktı ancak filmli camlardan bir şey görememişti.

Araba bir an durunca kaçıp kaçmamak arasında kalmıştı ancak camların indirilmesiyle Juyeon'u görmesi bir olmuştu. Juyeon ise Changmin'i hafifçe süzdü.

"Sen Newshot Studio'daki çalışan değil misin?" dedi Juyeon. Changmin ise başını sallamıştı.

"Gel bin arabaya evine götüreyim cidden zar zor yürüyorsun." dedi. Aslında Changmin'in işine gelirdi ama zahmet vermek de istemezdi.

"Hayır, teşekkürler." dedi tekrar yürürken. O sırada tökezledi az kalsın yüzüstü düşüyordu. Neyseki dengesini son anda kurabildi.

"Hâlâ istemediğinden emin misin?" dedi Juyeon. Sonra Changmin derin bir nefes alıp arabaya bindi.

"Bu yüzünün hali ne?" diye sordu Juyeon.

"Uzun hikaye sonra anlatırım." dedi Changmin. Juyeon ise onaylamış ve gaza basmıştı.

"Bana adresini söyle." dedi Juyeon. Changmin ise söylemişti.

Changmin'in evinde durduklarında Changmin nazik bir şekilde 'teşekkür' edip arabadan inerken Juyeon da inmişti. Changmin ise bir kaşını kaldırmış Juyeon'a bakıyordu. Juyeon ise bu bakışa gülümsemişti.

"Sadece pansuman yapmak için geliyorum. Yüzün çok kötü bir halde." dedi Juyeon.

"Evim biraz dağınıktır sorun yok gidebilirsin." dedi Changmin. Juyeon'a evini göstermekten utanıyordu.

Evi kırık dökük, eski bir binaydı. Changmin durumu pek iyi olmadığı için kötünün iyisi diyip bunu almıştı. Evde bi kendisine bir de küçük erkek kardeşine bakıyordu.

Erkek kardeşi de okulda olduğundan evde olacak tek kişi oydu şu anlık.

"Sorun yok." dedi Juyeon. "Yatıya gelmiyorum sonuçta pansuman yapıp çıkacağım."

Changmin ise omuz silkip kapıyı açtı. Ev, oturma odası ve mutfak birleşikti ve içeride sadece iki kapısı -biri banyo ve tuvalet biri de yatak odası olmak üzere- vardı.

Juyeon evi incelerken Changmin ise biraz utanmıştı.

"Ben pansuman için bir şeyler getireyim." dedi Changmin ardından banyoya gidip pansuman eşyalarını alıp oturma odasına geldi.

"Ev küçükmüş, sevdim." dedi Juyeon hâlâ etrafı incelerken.

"Sen bir de kirasını sor." dedi Changmin. "Zor ödüyorum."

Ardından sanki yanlış bir şey dermiş gibi ağzını kapatmıştı.

"Üzgünüm biraz arsızın tekiyim. Ağzımdan bir kelime çıktı mı susmam." dedi Changmin. Bu Juyeon'u güldürmüştü.

"Sorun yok anlıyorum." dedi Juyeon gülerken. Bu Changmin'i de güldürmüştü.

"Gel pansumanını yapalım artık yaran mikrop kapmıştır." dedi Juyeon ardından eşyaları yerleştirdi.

"Ee anlatacak mısın olayı yoksa ben kahinlik mi yapayım?" diye sordu Juyeon pamuğa tentürdiyottan dökerken. Bu Changmin'i güldürmüştü.

"Chanhee'ye çıkma teklifi ettim." dedi Changmin. Juyeon'a baktığında kafası karışmış gibi oldu.

"Newshot Studio'nun sahibi olan." diye ekledi Changmin.

"Pembe saçlı olan?" diye sordu Juyeon. Changmin ise başını sallamıştı.

"Ama red yedim." dedi Changmin. Juyeon ise gülmüştü.

"Ondan dayak yediğini söyleme bana." dedi. Changmin ise başını iki yana salladı.

"Hayır ama üvey kar— AYY ACIYOR." dedi Changmin sözünü kesen şey Juyeon'un yanağına tentürdiyotlu pamuğu yanağına bastırmasıydı.

"Benim bir suçun yok bu yapıyor." dedi Juyeon pamuğu göstererek. Changmin ise gülmüştü.

"Devam et." dedi Juyeon.

Changmin ise derin bir nefes aldı. "Bu biraz annesine her şeyi ispiyonlayan küçük kardeş gibi olacak ama üvey kardeşin yaptı."

Juyeon'un eli bir süre durmuştu. "Younghoon mu?" dedi. Changmin de başını salladı.

"Neden böyle bir şey yaptı?" dedi Juyeon sorgularcasına.

"Ben de bilmiyorum Chanhee'ye teklif ettiğim sırada bana yumruk attı." dedi Changmin. Juyeon ise anlayışla başını salladı.

"Bu sıralar Chanhee'ye baya ilgisi var. Onun için bir şey hazırlıyor muhtemelen bir teklifte bulanacak." dedi Juyeon. Changmin kafası karışmış bir şekilde Juyeon'a baktı. Juyeon da devam etti.

"Prada, İtalya'da tüm ülkelerdeki marka elçileri ile bir yemek düzenliyor bu ay sonu için. Biz de katılacağız ama kendimize bir partner arıyoruz. Aslında ben de henüz birini bulamadım." dedi Juyeon.

Changmin ise 'anladım' dercesine başını salladı.

"Çok abartılı şeyler yapıyor resmen 'benim param var' havasında tamam anladık en çok senin paran var." dedi Changmin Younghoon için Juyeon ise gülmüştü.

"Younghoon normalde parasıyla övünmeyi sevmez ama bunu yapmışsa ya çok ihtiyacı vardır ya da Chanhee'ye bir ilgisi vardır." dedi Juyeon. Bu Changmin'i sinirlendirmişti.

Ancak sinirlenmesi bir şeyi değiştirmeyecekti.

Sonuçta reddedilmişti.

Hatta yarın işten kovulduğuna dair bir mesaj bile alabilirdi.

Juyeon Changmin'in endişeli olduğunu fark etmişti.

"Ne oldu?" dedi Juyeon.

"Ya yarın işten atılırsam. Ben zaten bu işi çok zor buldum. Ya bundan da atılırsam. Zaten Chanhee'nin verdikleriyle zor geçiniyorum bir de—" dedi Juyeon ise onun susturdu.

"Biliyorum endişelisin ama Chanhee'nin iş ve özel hayatınızı ayrı tutacağını düşünüyorum. Ayriyeten paraya ihtiyacın varsa ve o bunu biliyorsa zaten fazla kafa yormaya gerek yok. Atacağını zannetmiyorum." dedi Juyeon. Changmin ise başını sallamıştı.

"Bilmiyorum. Chanhee aslında öyle biri değil ama yaparsa diye endişelenmiyor değilim." dedi Changmin.

"Atılacağını zannetmiyorum ama olur da öyle bir şey olursa ben icabına bakarım." dedi Juyeon şefkatle.

"Teşekkür ederim ama bilmiyorum. Teklif ettiğime pişman olmuş gibiyim." dedi Changmin. Juyeon ise gülmüştü.

"Seni anlıyorum ama lütfen aklından böyle şeyler geçirme, atılmayacaksın." dedi Juyeon. Gülüşü Changmin'i de güldürmüştü.

Ve bu yeni red yemiş biri için iyi şeyler değildi.

Ben
Jukyuya
Çok
Aşığım
İyi günler

photographer ✧ bbangnyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin