13

36 7 11
                                    

Chanhee her zamankinden daha enerjik hissediyordu ve bunun kesinlikle Younghoon ile alakası yoktu(!)

Chanhee Younghoon'un teklifini kabul etmesinin ardından Younghoon'a bir özür yemeği ısmarladı. Ardından ise biraz daha detayını konuşup nerede buluşacakları ve kıyafet hakkında konuştular. En sonunda ise Younghoon Chanhee'yi eve bırakmıştı.

Sonunda işyerindeki düzenlemelerini halledip bu moda bir kahve iyi gider niyetiyle mutfağa gidip kendine kahve hazırlamıştı.

Bardağı götürürken içeri giren Changmin ile gülümsemişti.

"Günaydın" dedi Chanhee 'ı'ları uzatarak. Changmin de gülümseyip selam vermişti.

"Günaydın da ne bu enerji?" dedi Changmin şaşırmış gibi.

"Aşk olsun. Ben hep böyleyimdir." dedi kahvesini yudumlarken.

Ardından kahvesini tezgâha koydu ve kalçasını da tezgâha yaslandı Chanhee.

"Younghoon ile buluştum bu teklif meselesi hakkında." dedi Chanhee.

"İtalya'ya yemeğe mi gideceksin?" dedi Changmin. Chanhee de başını salladı.

"Evet!" dedi ve devam etti. "Ee sen ve Juyeon nasıl gidiyorsunuz?"

"En son seninle konuştuğum gün beni evime bıraktı öyle." dedi Changmin.

"Teklif hakkında konuştu mu?" dedi Chanhee.

"Bana bir teklifte bulundu aslında ama reddettim. Giyecek hiçbir şeyim yok çünkü."

"Benim de yok alışverişe çıkacağım bu yüzden." dedi Chanhee.

"Senin için hoş ama benim için..." dedi Changmin ve devamını getirmedi. Chanhee arkadaşının olayını anlayınca üzülmeden edemedi.

Changmin'in ailesi Changmin 16 yaşında okuldayken evde çıkan yangın sebebiyle vefat etmişti. 20 yaşına gelene kadar amcasıyla yaşamış ancak amcasıyla kavga edince onun da evinden ayrılmış kardeşiyle beraber buraya gelmişlerdi. Maddi açıdan sıkıntıları vardı ve akrabalarından kimse Changmin'e yardımcı olmak istemiyordu. Yangını o çıkarmamıştı ama çıkartanın kardeşi, Ji Changbin olduğunu düşündükleri ve Changmin de onu koruduğu için kimse yardımcı olmuyordu.

Chanhee arkadaşına sıkıca sarılıp "O zaman ben sana alayayım." dedi. Changmin ise başını olumsuz anlamda salladı.

"Gerek yok. Nasıl olsa gidemeyeceğim. Bir de kardeşim var bakmam gereken." dedi.

Chanhee ise bir süre düşünüp "Ablam ile konuşacağım." dedi. "Ablama bırakır gidersin."

Chanhee'nin ablası da Chanhee gibi doktor olmak istemediği için yaygara çıkartmış ve o da aile evinden ayrılmıştı. Şu anda Kore'nin en prestijli üniversitelerden birinde akademisyen olarak çalışıyordu. Chanhee bu konuda ablasını örnek almış o da yaygara çıkarıp fotoğraf dükkanı açmıştı. Arada ablasıyla konuşuyorlardı.

"Bilmiyorum Chanhee." dedi Changmin. "Changbin baya deli dolu birisi. Ablanın evini yıkar geçer." dedi gülerek.

Chanhee de gülümsedi. "Merak etme. Ablam şu anda yabancı ülkeden bir adamla evli ve bir oğlu var anlaşacaklarına eminim."

Changmin ise rahat bir nefes vermişti. "Tamam o halde." dedi.

"Kıyafet konusunda da endişelenmene gerek yok ben ödeyeceğim. Bana borçlanmana gerek yok. Bir patronun olarak değil bir arkadaşın olarak." dedi Chanhee. Changmin ise ağlayacak gibiydi.

Chanhee'ye sıkıca sarılıp bir sürü teşekkür etti Changmin. Ardından ise Juyeon ile konuşacağını söylemişti.

Chanhee'nin bu olay sayesinde enerjisi ikiye katlandı ve mutlu bir şekilde odasına girip fotoğraf düzenlemesi yapmaya başladı.

photographer ✧ bbangnyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin