30 |FİNAL|

883 71 54
                                    

Son üç haftadır hayatımın en güzel günlerini yaşıyordum. Fiziksel ve ruhsal sağlığım zirvedeydi, her günümü sevdiğim insanla geçirebiliyordum ve en harika olan kısmı da buna kimsenin karışmamasıydı. Bir kişi bile. Annemin hâlâ olanlardan haberi yoktu. Bu yüzden telefonda konuşurken beni sıkacak şeyler söyleyip durmuyordu. Roséanne ise... Onunla kafedeki buluşmamızdan sonra bir daha hiç görüşmedik. Bu konuda bir yanım eksiklik çekse de kendimi mutlu günlerimi doyasıya yaşamaktan alıkoymuyordum. Çünkü bu his mükemmeldi. Sanki yeniden doğmuşum gibi. Hatta her şey o kadar düzenli ilerliyordu ki başlarda kendimi bu tempoya alıştıramadım ve bir aksilik çıkmasını bekledim. Fakat olan şey, yıllık iznimi kullanarak Jennie ile birlikte bir haftalık tatile çıkışımızdı. Hem de uçağımız düşmeden, nefret ettiğimiz insanlarla karşılaşmadan ve moralimizi yerle bir edecek hiçbir olay yaşamadan. Şimdi ise iki gün önce yerleştiğimiz otel odasındaydık.

Bana insanların bakışlarının masum olmadığını, beni onlardan koruyamayacağını ve bunları beni ufacık bile kıskandığı için değil de ilişkimizin inişli çıkışlı ilerlemesini istemediği için belirttiğini söyleyip yakınlardaki plaja gitmemizi uygun görmemiş, otelin kendi havuzunda takılabileceğimizi iddia etmişti. Ben de buna karşı çıkmadım. Plaja göre, havuzda katbekat daha az insan olması benim de işime geliyordu. Böylece sinirlenmeme yol açacak bir olay olmadan havuz maceramızı bitirebilmiştik. Her ne kadar o bikinileriyle bütün bakışları üzerine çekiyor olsa bile. Elbette ondan etkilenmemek mümkün değildi.

Yatakta hafifçe kıpırdandığında gözlerimi tavandan ayırıp yüzüne baktım. Yorgunlukla açtığı gözlerini bir süre yüzümde gezdirmiş, sonrasında hemen yanağıma ufak bir öpücük bırakıp geri çekilmişti. Bu hareketine kocaman gülümsememe fırsat kalmadan bedenini yatakta doğrultup etrafa baktı. Ben de bu sırada kollarımı başımın altına almıştım. Hâlâ yorgunluğunu üstünden atamadığını anlatan bir yavaşlıkla başını bu sefer de göğsüme yaslayıp biraz da orada uyumaya başladığında tek kolumu bedenine sardım. Havuz maceramızın sonunda suyun onu çok yorduğunu söyleyip dinlenmeyi tercih etmişti. Ve o zamandan bu yana yaklaşık iki saat geçmişti. Şuan güneş yeni batıyor olmalıydı. "Acıktım" demesiyle ise aslında uyumadığını yeni farkedebilmiştim.

"Ben de öyle."

Bir süre daha oyalandıktan sonra esneyip yataktan kalktı. "Aşağıda yemek ister misin?" diye sorduğumda hemen başını sallamış, birkaç kıyafet seçmeye çalışmıştı. Bu sırada ben de bedenimi yatak başlığına yaslayıp hareketlerini takip ettim. Zaten ilk tanıştığımız zamanlarda bile onu iç çamaşırlarıyla görmemi sorun etmediği için, bir çırpıda üzerindeki rahat kıyafetlerden kurtulmak fazla zamanını almamıştı. Ama onu daha önce bu kadar detaylı incelememiştim. Sadece görmüştüm ve şuan, tescilli bir sapık gibi gözlerimi üzerinden çekemiyordum. Krem rengi bir crop ve siyah bol pantolon giyip bedenini bana çevirdikten sonra bir süre bakıştık. "Tatlım" derken yüzündeki alaylı sırıtışı gizlemedi. "Beğendin mi?"

Ona tatmin olmamış bir ifadeyle baktım. Başımı belirsizce iki yana salladıktan sonra tereddütle kaşlarımı çatmıştım. Gözlerim tekrar bedenini turlarken derin bir nefes alıp "beni daha fazla acıktırdın" dedim. Bu arsız cümlemi beklemiyor olacak ki, bakışları bir süre yüzümde gezinip kaşları da 'öyle mi?' der gibi havalanmıştı. Sessiz kalıp gözlerini etrafta gezdirdikten sonra alaylı sırıtışı farklı bir gülümsemeye döndü. Bununla birlikte az önce çıkardığı kıyafetlerini katlamaya başlamıştı.

Üç haftadır harika günler geçirmemin yanı sıra onunla küçük temaslarımızın ötesine geçmemiştik. Sadece biraz ileri gidiyor, sonrasında kendimizi dizginliyorduk. Her yakınlaşmamızda sanki birileri salonumun pencerelerini indirecekmiş gibi hissetmekten kendimi alamıyorum. Bunun sebebi olanlar kilometrelerce uzakta olsa bile. Yine de ileri gitmememizin sebebini bazen o tür konularda ikimizin de ısrarcı olmamasına bağlıyordum. Zaten birbirinin duygularını kontrol etmeye çalışan iki kişi değildik. Bu düşünceyle birlikte ikimizin de birer rahibe olduğuna kanaat getirdim.

Sand Castle || JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin