Bölüm 13

10 8 25
                                    

Uyandığımda Owen'ın kalem ve parşömen sesleri duyulmuyordu. Kemik ve kas ağrılarım da geçmişti ve daha iyi hissediyordum. Gözlerimi ovuşturup esnedim. Güzel uyumuştum

Yavaşça doğrulup etrafa baktığımda Owen'ın odadaki koltukta uyuyakaldığını gördüm. Yataktan kalkıp benim üstüme örttüğü battaniyeyi aldım ve onu uyandırmayacak şekilde üstüne örttüm. Şirin uyuyordu aslında ama kaşları çatıktı. Genel olarak mı böyle uyuyor  yoksa şuan bir şeye mi sinirlendi merak etmiştim

Boş ver Nicole, dedim kendi kendime sana ne nasıl uyuduğundan?

Odadan çıkacaktım ki haber vermeden çıkmak pek iyi olmaz diye düşündüm. Bu aptal Owen'ın nasıl tepki vereceğini kestiremiyordum

Masasının başına gittim ve parşömen aramaya başladım. Boş bir tane parşömen bile yoktu. Hepsi sıkıcı şeylerle doluydu. Ama cidden doluydu. Sayfalarda boş bir yer bulmak çok zordu

Dikkatimi ailesi hakkında tuttuğu notlar çekmişti, açık şekilde devirme planı içindi bunlar. Aptal olmayan birisi çok rahat bunu anlayabilirdi. Hafif kaşlarım çatıldı. Bunları ortada bırakacak kadar aptal olmaması gerekiyordu. Bu şekilde nasıl devirebilirdi ki?

Yattığı koltukta doğrulmuş beni izlediğini fark ettiğimde kafamı kaldırıp ona baktım. Göz göze geldiğimizde beni daha net görmek için gözlerini kıstığını fark ettim

"Ne yapıyorsun?" 

"Sana gittiğimi yazmak için parşömen bulmaya çalışıyordum. Ne tepki vereceğini kestirmek zor. Bir an niye haber vermeden gittin diye trip atacağını düşündüm"

Hafif güldü ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Benimle birlikte kağıtlara bakıyordu. Kafamı bir kağıtlara bir ona çevirip imayla baktım

"Ne?"

"Bunları ortada bırakacak kadar salak olmamanı bekliyordum"

"Eee.. Aslında uzanacaktım sadece. Birden içim geçmiş"

"Ben gördüysem başka birisi de görebilirdi ama. Daha dikkatli olman gerekiyor" dediğimde sadece başını sallamıştı "Ciddiyim Owen"

"Biliyorum ama bunu şimdi konuşmayalım. İzlenmiyorsun ama riske atamayız."

"Bana gelince dikkat et zaten sen anca" hafif güldüğünde saçlarını karıştırıp güldüm

"Ne zaman anlatıyorsun o zaman bana planlarını?"

"Annemin bahsettiği eğitimi almaya başladığınız zaman sizi aldığım ormana gidiş izniniz olacak. Ormanda izleme büyüleri geçerli olmuyor. Güçlü bir büyü olsa bile çözemediğimiz şekilde orman buna izin vermiyor"

"Yani biz ormana çıkmaya başladığımız zaman?"

"Aynen öyle"

"Ama dikkat çekmez mi? O ormandan geldik ve yakalanma gibi bir korkumuzun olması gerekiyor"

"Milena ve Jonas'ı işin içine sokuyoruz o zaman"

Ona anlamadan ve tip tip baktığımı görünce suratına bir sırıtma yayılmıştı. Sırıtmasıyla ne demek istediğini anlamıştım ve istemsiz ben de sırıtmıştım

"Kabul"

"O zaman bu işi de hallettik. Seni Milena'nın yanına götüreyim seni" dediğinde başımı sallayarak yürümeye başladım. Yanımda elleri cebinde yürüyordu

"Buraya geldiğin zamana göre daha yorgun duruyorsun. Genel anlamda. İlk geldiğinde yorgunluktan ölüyordun ama ayakta çok rahat duruyordun. Şuan yorgun olunca direkt düşüp uyuyor gibisin"

Hope || KingdomHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin