Saraya dönene kadar Thomas için çok sıkıntılı süreçler olmuştu. Araba sürekli hareket ettiği için sarsılıyordu ve yarası baya acıyor gibi duruyordu. Aslında Milena kendine ilgi göstersin diye böyle yaptığını düşünüyordum ama o zaman sesini çıkarırdı en azından. Ama çıtını çıkarmamıştı
Tabii Milena yine de ilgilenmişti. Thomas'ın bundan çok büyük bir zevk aldığını biliyordum. Ara ara Milena'ya bakarak sırıtıyordu. Milena da buna bir şey diyemiyordu. Ne de olsa çocuk onu korumak için ok yemişti. En azından bir iki gün Thomas'ı çok terslemeyecek gibi duruyordu
Saraya döndüğümüz zaman Thomas'ı hemen ilgilenmesi için en seçkin şifacılara götürmüşlerdi. Bu sürede kral ve kraliçe de neler olduğunu detaylıca anlatmamızı istemişlerdi.
Benim kadının kaçmasına izin verdiğim kısım ve kadınla aramda geçen konuşmaları gizli tutmuştuk tabii ki. Onun dışında her şeyi uygun bir şekilde anlatmıştık
Kral ve kraliçenin Milena'yı suçlu olarak gördüğünü biliyorduk elbette ama bu konu hakkında bir şey demediler çünkü Thomas'ın bunu kendi isteğiyle yaptığının da farkındaydılar
Uzun bir sohbetin, ben ve Milena için sorgulanmadan farkı olmayan bir sürenin, ardından sonunda dinlenmemiz için izin verilmişti
"Ben Jonas'ın yanına gidiyorum. Gelmemiş de iyi mi diye bakacağım" dedi Milena biraz endişeli biraz da kırgın durarak. Böyle durması da normaldi. Jonas genelde onu asla yalnız bırakmazdı ve birden böyle davranmaya başlamış olması Milena için endişe verici ve kırıcı bir durumdu.
"Seninle gelmemi ister misin?" dedim. İçimden gitmem gerekiyormuş gibi bir his geçmişti
"Tabii olur" dedi başını sallayarak
"Tamamdır. Sonra görüşürüz Owen" diyerek el salladım ve Milena'yla birlikte yürümeye başladım. Elleriyle uğraşıp duruyordu
"Sakinleş" dedim elini omzuna koyarak
"İçimde kötü bir his var. Neden bilmiyorum ama.. iyi hissetmiyorum"
"Sorun yok. Jonas'la konuşalım bir sonra nedenini anlarız" yanaklarını sıktığımda hafif güldü
"Nefret ediyorum bana bebekmişim gibi davranmandan" yalan söylüyordu. Gayet de hoşuna gidiyordu da işte illa gıcık olacaktı
"Sus"
Tekrardan minik gülüp yürümeye devam etti. Gıcıktı da seviyordum yine de yapacak bir şey yoktu
♤♤♤♤♤
Jonas'ın çalışma odasına geldiğimiz zaman Milena kapıyı çalıp beklemeye başladı. İçerden "Gel!" sesini duyunca kafasını içeri uzatıp baktı. Sonra da içeri girdi. Ben de içeri girdim ve arkamdan kapıyı kapattım
"Biz geldik" dedi Milena gidip Jonas'a sarılırken. Jonas sadece bir eliyle hafif sarılıp öylece durdu
"Biliyorum." dedi kısaca
"Yolda saldırıya uğradığımızı biliyor musun?" dedi hafif çekilerek Milena
"Evet"
"Niye gelmedin o zaman? Endişelendim gelmedin diye ama sen sanırım saldırıya uğradığımız için endişeli değilsin"
"Yoğunum Milena. Gelemedim o yüzden"
"Yoğun? Yani sürekli yoğunsun zaten ama bana vakit ayırıyordun" dedi Milena bu kez sakince "Bilmeden bir şey mi yaptım? 2 gündür soğuk davranıyorsun"
Jonas yandan bana baktı. Benim yanımda çok konuşma istiyor gibi durmuyordu. Ağzını yüzünü dağıtmamdan korkuyor olabilirdi. Ki öyle bir şey yapmayacağımın garantisini veremezdim. Şimdi yapmazdım, Milena'nın kendisinin halledebileceğini biliyordum çünkü. Ama daha sonra sinirimi bozabilirdi ve ben de o zaman sinirlenip suratını dağıtabilirdim. Kesinlikle nefes almasına sinirlenecek değildim