GİRİŞ

3.1K 198 83
                                    

Playlist: Children Of The Stars - Bella Goldwin

*Merhaba, okuyacağınız bu hikaye kısa/mini hikayedir.

*Bu hikaye yazmakta olduğum iki seri olan, Antik Tanrılar Serisi ve Omen Serisi evreninde geçmektedir. Burada anlatılanları anlayabilmeniz için serileri okumanız gerekmemektedir. Bağımsız olarak okunabilir.

*Antik Tanrılar Serisi'nde yer alan Hades'in, seriden önceki hayatını anlatan bir hikayedir. Dolayısıyla hikaye modern dünyada değil eski Yunanistan zamanında geçmektedir.

*Bu bir giriş bölümü olduğundan diğer bölümlere kıyasla daha kısadır. Bölüm içerisinde ve sonunda görüşlerinizi benimle paylaşırsanız mutlu olurum. Keyifli okumalar dilerim...

*

*

*

GİRİŞ

Demeter, kendisine aylardır dua etmekte olan çifte yanıt vermeyi nihayet kabul ederek tapınağın girişinde materyalize oldu.

Kendisi bereket, tahıl ve hasat tanrıçası olmasının yanı sıra yok etme ve yaratma gücüne sahip olan nadir tanrılardandı. Ona yakarışta bulunanların gerçekten dualarında samimi ve içten olduklarına kanaat getirirse, Demeter onları kutsamaktan çekinmezdi. Bu yüzden özellikle kadınlar için önemli bir tanrıçaydı, annelik duygusundan mahrum kalan ama yürekten tatmak isteyen hemcinslerinin dualarına çok daha fazla kulak kabartırdı.

Lakin Demeter, bedenleri çocuk sahibi olmaktan alıkonulan kadınları kutsamadan önce onları bir süre izler, dinler ve beklerdi. Çünkü bu sıradan dualara cevap vermek gibi değildi, 'anne' olmak bir tanrıçanın dahi sahip olabileceği en kutsal hediyeydi.

Demeter yalnızca buna layık olabileceklere bu nadide hediyeyi bahşetmek istiyordu. Çok fazla hor görülen, aklı hayale sığmayacak türden işkenceye, acıya ve şiddete maruz kalan ve sonunda da öldürülen çocukları görmüştü. Savunmasız bir yavrunun sonunu kendi elleriyle yaratıp, onun hayata gelmesine neden olmaktansa Demeter çoğu zaman duaları cevapsız bırakmayı tercih ediyordu.

Evet, çoğu kadın doğuştan anne olabilmeye elverişli, sağlıklı bir bedenle dünyaya geliyordu ama ne yazık ki hepsi 'anne' içgüdüsünü içinde barındırmıyordu. Dolayısıyla tanrıça bu konuda çok dikkatli ve seçici davranmak zorundaydı.

Tapınağının güneş ışığında kızarmış yavruağzı rengindeki merdivenlerini tırmanarak, sessizce içeriye doğru süzüldü. Krem beyaz tonlarındaki, altın buğday sembolleriyle nakışlanmış peplosunun* kuyruk kısmı yeri süpürdüğü halde, en ufak bir hışırtı dahi duyulmuyordu, adımları acelesiz ve ölçülüydü. Başından omuzlarına doğru dökülen tül başlığını kaldırarak, altın kaplamayla parlatılmış tacından geriye doğru ittirdi ve gelişinden habersiz bir şekilde, dua etmekte olan çiftin biraz uzağında durana dek yürüdü.

Peplos:Peplos çoğunlukla, ağır bir kumaş olan yünden yapılırdı. Dikdörtgen bir formda kesilmiş kumaşın bedeni sıkıca saracak şekilde beden çevresine dolandırılması ile giyilen peplos, omuz üzerinde iğne veya bir broşla yardımıyla tutturulması suretiyle kullanılırdı.

''Bana seslendiğinizi duydum.'' dedi tanrıça huşu içinde çıkan bir sesle. Sesinin zarif tonuna rağmen sanki tam aksi gerçekleşmiş gibi çift yerlerinde sıçradı. İkisi de hışımla oldukları yerde döndüklerinde, gözleri ardına kadar açıldı ve biri diğerinden farklı olmaksızın ona inanmaz bir ifadeyle bakakaldılar. Demeter tepkilerine karşı tebessüm etmekle yetindi. ''Çocuk sahibi olmak istediğinizi biliyorum, bu yüzden buradayım.''

ILONAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin