Playlist: Line it Up-Palaye Royale feat LP
Ayakta durmaktan korktuğum için,
Eve gidemiyorum.
Çünkü cehennem gibi geliyor.
Ölmeyi tercih ederim.
Babamın hayatını yaşamaktansa.
Ve memnunmuşum gibi davranmaktansa...*
ONUNCU BÖLÜM
''Güvenebileceğimiz birilerine ya da en azından birine ihtiyacımız var.''
Ilona, Kore'nin yatağının ucun oturup ondan biraz ötede bağdaş kurarak oturmakta olan genç tanrıçayla göz teması kurdu. Kore'nin yüzünde neden bunları anlayamadığını gösteren masumane ve bir o kadar da endişeli bir ifade hâkimdi. Ilona iç çekti ve durduğu yerden tanrıçanın elini tutarak hafifçe sıktı.
''Ben sonsuza kadar yaşamıyorum Kore. İhtiyacın olduğunda yanına gidebileceğin, savunmasız kaldığında sığınabileceğin ya da en basitinden, artık tutamayacağın kadar dolduğunda içini dökebileceğin birileri olmalı. Benim haricimde de güvenebileceğin biri.''
''Hector var.'' dedi genç tanrıça cılız bir sesle. ''Dediklerinin hepsini ve daha fazlasını onunla paylaşabilirim, Hector beni ve taşıdığım yükü sır gibi koruyabilecek biri. Ona tüm kalbimle güveniyorum.''
''Aşığın senin kim olduğunu bilmiyor Kore. Üstelik ölümsüzlerin güçleri karşısında seni ancak bir yere kadar koruyabilir, bunu sende biliyorsun.''
Ilona buruk bir tebessümde bulunarak, Kore'nin elini teselli etmek amacıyla biraz daha sıktı. Tanrıçanın yanında uzun bir süre, en azından nymph genleri ona izin verdiği müddetçe kalacaktı. Fakat nihai sonu belliydi ve ölümsüzlerin mutlak güçleri karşısında, Ilona Kore'yi koruyamazdı.
Tanrıçanın on sekizine girmesine yalnızca bir aydan çok daha kısa bir zaman kalmıştı. Kore gelişimini tamamlamıştı, artık sıska ve çelimsiz duran bedeni olgunlaşmış, hatları şahane kıvrımlarla kutsanmıştı. Yüzü Afrodit'i dahi sönük bıraktıracak sıra dışı bir güzelliğe sahipti. Pek çok meraklı gözü kolayca üstüne çektiği gibi, Kore'nin gelişimiyle Ilona çevresinde değişen rüzgârları da hissetmeye başlamıştı.
Bir süredir tanrıça Demeter'in bakışları onu rahatsız eder olmuştu. Gözleri eskisi gibi anaç bir sıcaklığa sahip değildi, aksine kızına çevrildiği anlarda Ilona oraya yerleşen duygulardan hiç hoşlanmamaya başlamıştı. Tanrıçanın yüzüne öyle bir ifade oturuyordu ki, içini ürpertiyle doldurmakla kalmıyor onu ciddi anlamda korkutuyordu. Ilona Demeter'in aklından neler geçirdiğini tahmin edemese de, bakışları pek çok mana çıkarmasına yetecek kadar okunaklıydı.
Kore gençti ama eskisi kadar toy değildi. Her ay Zeus'un evinde düzenlenen toplantılara katılarak, dikkatlice izlemeye ve panteonu daha yakından öğrenmeye başlamıştı. Zeus Kore'ye karşı beklenmedik derecede anlayışlı ve babacandı, onu evlatlarıyla bir tuttuğu belliydi. Demeter'in göstermediği her şeyi Zeus yalın ama kapsamlı bir dille genç tanrıçaya aktarmaya başlarken, bir nevi onun akıl hocası haline gelivermişti.
Öte yandan Demeter aralarındaki yakınlıktan hoşnut olmadığını her fırsatta bakışları ve gün geçtikçe sivrilen diliyle belli ediyordu. Ilona ölümsüzlerin arasında ailesiyle geçirdiğinden daha çok zaman geçirmişti, entrikalara ve ihanetlere ne yazık ki aşinaydı. Demeter'in değişimini gördüğü gibi Kore'nin de yükselmeye başladığını görebiliyordu. Ilona onu yalnızca sınırlı imkânlarıyla koruyup kollayabileceğinden, Kore'nin daha fazlasına ihtiyacı vardı.
Gün geçtikçe güzelleştiği gibi güçlendiği de açık bir gerçekti lakin genç olması, tanrıçayı kolay bir lokma haline getiriyordu. Çok kolay hata yapabilir, kontrolü elinden kaybedebilirdi. Zeus politik anlamda Kore'yi geliştirse de, otokontrol bakımından zayıftı ve Baş Tanrı olarak tarafsız kalmak zorundaydı. Kore'yi Demeter'den koruması gerektiğinde bunu gerçekten yapabilecek biri olup olmadığını, genç tanrıçayı ne kadar önemsediğini bilmiyordu. Ilona tanrıyı yakından tanımamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ILONA
Fantasy-Antik Tanrılar Serisi'nden Önce- Ailesinin yapmış olduğu anlaşma sonucunda hayatını Demeter'e hizmet ederek geçirmek zorunda kalan masum bir dryad... * Ilona, dokuz yaşına bastığından beri zamanını, Bereket Tanrıçası Demeter'in Olimpos'taki evinde...