ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

1.7K 218 196
                                    

Playlist: In Your Arms-Ashley Serena & Ryan Louder

*

Ve ben,

Okyanusunda yüzmek istiyorum.

Tekrar nasıl sevilir bilmek istiyorum.

*

(Zamansız favori şarkılarımdan biridir)^

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Yeraltı Dünyası'na inmesini tehlikeye düşüreceğinden, Ilona Demeter'e olan bitenle ilgili hiçbir şey söylemedi.

Demeter'in ondan şüphelenip şüphelenmediğinden emin değildi. Tanrıça Yeraltı Dünyası'ndan döndüğünde onu bir müddet sessizce süzdükten sonra Hades'in durumu hakkında bilgi vermesini istemişti. Ilona da hayatının en acı verici deneyimini sanki hiç yaşamamış gibi, dışında kalan detayları sakince tanrıçaya aktarmıştı.

Demeter'e yalan söylemekten hoşlanmıyordu ancak aşağı dünyaya olan ziyaretlerini devam ettirmek istediğinden, bir seçim yapmak zorundaydı. Ilona bu yüzden yalan söylemek zorunda kalmıştı. Ayrıca bilmediği bir şey tanrıçayı üzemezdi sonuçta, ilgilenmesi gereken yeterince işi varken onun içinde endişelenmesine gerek yoktu. Ilona mağaranın merdivenlerinden aşağıya hızlıca inerken bu avuntusuna tutundu.

Bir sene daha geçmişti, Ilona şimdi on dört yaşında genç bir dryaddı. Simetrik bir şekilde sırtında hizalanan kanatları, artık kalıcı renklerini almaya başlamıştı. Her dryad, gelişimini tamamlamaya yaklaştığında, şeffaf olan kanatları renklenmeye ve eşleştiği ağacın tonlarını taşımaya başlardı.

Üst tarafında yer alan kanatlarından, en uzun olan ikisi başının tepesinde kıvrılırken, diğer ikisi nispeten daha kısaydı ve rüzgârın şiddetini kırdığı için uçları yuvarlak bir kavise sahipti. Dört kanadının rengi çoktan toz pembeye doğru dönmeye başlamıştı, sırtının altında yer alan son iki kanadı ise havada rahatça manevra yapabilmesi için oldukça kısalardı ve renkleri, üstteki kanatlarına göre daha koyu bir renge sahipti.

Ilona merdivenlerin sonuna vardığında, ince sisle kaplı açıklığa çıktı. Zeminin birkaç santim yukarısında süzülerek, kıyıya doğru yaklaşırken Charon'un olmadığını gördü. Onun yerine arkası ona doğru dönük, siyahlarla kuşanmış biri durmaktaydı.

Ilona emin olamasa da, merakla sordu.

''Efendi Hades?'' Karanlık figür zarif bir yırtıcılıkla onu görebilmek üzere döndüğünde, Ilona tanıdık solgun simaya gülümsedi. ''Burada olmanızı beklemiyordum.''

''Burası benim diyarım evlat. İstediğim yerde olabilirim.''

Ilona kendi sözlerindeki aptallığa karşı kızaran yanaklarıyla utanarak, bakışlarını Hades'ten kaçırdı.

''Charon nerede?'' dedi genç kız, konuyu hızlıca değiştirme ümidiyle. Yalnızca iki sefer gelmiş olmasına karşın Kayıkçı'yı görememiş olmak Ilona'ya tuhaf gelmişti.

''Yeni gelen ruhları sarayıma götürüyor. Yarın diğerleriyle birlikte onların nereye yerleştirileceğine karar vereceğim.''

Ilona'nın kaşları çatıldı. Diğerleri kelimesini ilk defa duyuyordu. Hades ile birlikte başkaları da mı yaşıyordu? Yüzündeki belirgin soru işaretini görmüş olacak ki, Hades sakin bir dille ona diğerlerinin kim olduğunu açıkladı.

Minos, Aeacus ve Rhadamanthys Ölüler'in Yargıçları olarak anılan üç yarı-tanrıydı. Bir zamanlar Zeus'un oğulları olarak ölümlü bir hayat sürdürmüşlerdi, daha sonra ise yaşamlarını yitirdiklerinde Zeus, yasa ve düzen getirmeleri adına Hades'in yanında yaşamlarının devam etmesine izin vermişti. Bir ruhun nihai yerine karar vermek kolay değildi, dolayısıyla üç yargıcın fikirlerini almak Hades'in işlerini daha kolay ve hızlı bir şekilde ilerletmesini sağlıyordu.

ILONAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin