ILONA

BEŞİNCİ BÖLÜM

Playlist: Solence-In the Dark

*

Ama asla aynısı olmayacak,

Aynısı olmayacak...

Ben farklı bir patikadayım,

Bu yüzden karanlıkta benimle buluş sevgilim...

*

BEŞİNCİ BÖLÜM

''Dikkatli git çocuğum.''

Demeter sepeti ona uzattığında, Ilona heyecanını bastırmaya çalışarak sepeti tuttu. Sonunda. Bir yıldır bu günü, tam bu anı beklemişti. Parmakları hasır sepetin sapını kavrarken, sanki ilk nefesini almış gibi ciğerleri yanıyor, kalbi kulaklarında heyecanla gümbürdüyordu.

''Pek bir heyecanlı görünüyorsun küçüğüm.'' Dedi Demeter, sözleri imalı, tebessümü ise sıcaktı.

''İki sene oldu. Tekrar gideceğim için biraz heyecanlıyım.''

Heyecanına karışan utangaçlığına karşı Demeter güldü. Tatlı sesiyle birlikte, ayaklarının altındaki yumuşak çimende gizlenen çiçekler açılarak çayırı boydan boya süsledi.

''O halde bu geceyi orada geçir. Benim sana armağanım olsun, Hades'in misafirperverlikte beni yanıltmayacağını umut ediyorum.''

Ilona kulaklarına inanamadı. Bu tanrıçanın daha önce hiç yapmadığı bir jestti. Hediyesi kulağa harika gelse de, Hades'in onu diyarında uzun süreli ağırlamak isteyeceğinden emin değildi. Yine de almak istediği bir riskti.

''Teşekkür ederim tanrıçam.''

''Kore'ye gösterdiğin ilgi ve alaka çok daha fazlasını hak ediyor. Benim yaptığım hiçbir şey.'' Tanrıça yanağını okşadı. ''Ay ışığını yitirmeden git şimdi.''

Ilona ikiletmeden kanatlarıyla göğe yükseldi ve gidemediği iki sene boyunca rüyalarında uçtuğu patikanın yoluna koyuldu. Rüzgârı bıçak gibi yardı, artık daha hızlı ve atikti. Kanatlarını çok daha etkin bir şekilde kullanmayı öğrenmişti, sert dönüşleri kolaylıkla yapabiliyor, ani hareketleri kaldırabiliyordu.

Hızını bir an olsun aksatmadan var gücüyle uçmaya devam ettiği sırada, kulağına rüzgârla birlikte bir çığlık sesi ilişti. Ilona önce duraksamadı, kanatlarını hızlıca çırparken sesi yeniden işittiğinde, vicdanı el vermeyerek duraksamak kaldı. Ses göz ardı edemeyeceği kadar baskın ve acı doluydu.

Bir an önce hedefine gitmek istediği halde alçalıp, sesin geldiği yere doğru dikkatlice süzüldü. Sesin kaynağına dakikalar içinde vardığında ise, iki tane harpyi onun yaşlarında olan bir su nymphi ile uğraşırken gördü. Harpylerden biri kızın saçlarını acımasızca neredeyse yolarcasına çekerken, diğeri gözdağı verecek şekilde üzerine doğru çömelmiş, ağlamakta olan nymphin yüzüne ve karnına yumruk yaptığı pençelerini geçirmekteydi.

''Erkeğimi elimden kolayca alabileceğini mi sandın?'' dedi siyah saçlı olan hırlayarak. Pençesini açarak kızın boğazını sıktığında, nymphtan çaresiz bir inilti yükseldi. ''Seni lime lime edeceğim. Öyle ki, seninle işim bittiğinde Hades bile seni diyarına almak istemeyecek.''

''Lütfen.'' Nymph çaresizce yerinde kıvranarak, harpynin tutuşundan kurtulmaya çalıştı. Akan yaşlar, yüzünde açılan kesiklerden akan kana karışmış, geride açık pembe lekeler bırakmıştı.''Bir aşığı olduğunu bilmiyordum. Bana yalnız olduğunu söylemişti.''

''Yalancı!'' Harpy tiz bir sesle kızın yüzünde başka bir kesik açtığında, nymph hıçkırdı.

''Kız kardeşime gerçeği söyle.'' dedi diğeri. ''Onunla ne zamandır görüşüyordun?''