4.Bölüm

438 53 8
                                    

Dünya, istisnalar için değil, sıradan ve vasat şeyler için kurulmuştur.

 

-F. Amiel

İsimsiz'den

Saat kulesine geri döndüğümde etraf sessizleşmişti. Blue'nun evini bulmak adına bu saat kulesine benzer bütün görselleri aratmıştım. Bu sokağı bulmak için her yolu denemiştim. Ona ulaşmak, onu bulmak için hayatımda hiç yapmadığım şeyleri yapmıştım.


Daha fazla gidemiyordum. Eğer devam edebilsem evine gidebilecektim ama burası, bu saat kulesi sınırdı. O da bu tarafa geçemiyordu bende onun tarafına geçemiyordum. İkimizde yataklarımızdan kalkıp gelsek de saat kulesi dışında her şeyin farklı olduğunu biliyordum. O da zaten sokağında saat kulesinin olmadığını söylemişti. Fakat ben yinede bunu bir işaret olarak kabul edip aramıştım.


Bu curcunada başına bir şey gelmemesini umuyordum. Tekrar ve tekrar sınırı zorlardım hep. Bugünde yine yılmadan zorlayacaktım.


Adımı yavaşça attım. Şeffaf kalkan dalgalandı. Bir kez daha denedim bu sefer cızırtılar yükseldi. Anlaşılan onu kızdırıyordum. Son kez zorladım.


Fakat bu sefer daha farklı bir şey oldu...


Lucy'den


Eve geldiğimde saat dört olmak üzereydi. Anahtarları çıkardım. Kapıyı araladım. Salondan sesler geliyordu. Babam televizyonu son ses açmış fakat koltukta uyukluyordu. Onu görmezden gelip yukarı çıktım. Çantamı masaya koydum.


Yine alışık olduğum manzaraydı sonuçta. Jessie gelmeden önce kısa bir duş aldım. Dolabın karşısına geçtim. Uzun bir aradan sonra tekrar partilere atılıyordum. Jessie her ne kadar haklı olsa da annemi hemen unutmak istemiyordum. Elbette unutmayacaktım ama bu akşam orada olacaksam insanlar atlattığımı düşünecekti. Oysa hala depresiftim. Üzgündüm ve en kırılgan dönemimi geçiriyordum. Yani dokunsalar ağlayacaktım. Hafta sonları bir saatliğine de olsa psikoloğa gidiyordum. Gerçi bence onunda birilerine görünmesi gerekiyordu ama neyse.


Yasımı belli edercesine siyahlara büründüm. Siyah kot ve siyah tişört. Jessie nereye gideceğimize dair bir ip ucu vermese de Nisana girmiştik. Bu aylar kumsalda partilerin başlama dönemi gibiydi. Düdük çalındı. Hadi bakalım sahilde ilk partiyi kim düzenleyecek yarışına girilmişti. Cebime biraz para sıkıştırdıktan sonra aşağı indim. Kapıyı ya yöneldim.


''Nereye?''babamın çatlak sesi arkamdan duyuldu. Ona aldırış etmeden ayakkabımı aldım.

''Sana diyorum, nereye!''bağcıkları mı bağladım. Hızlı adımlarını duyuyordum. Kafamı kaldırıp ona boş gözlerle baktım.


''Beni delirtme Lucy! İzin almadan nereye gidiyorsun?''yine içmişti. Kırmızı gözlerle bana bakıyordu. Kapının kolunu tutmuştum ki, kolumu sıkıca kavradı.


''Kafana göre hareket edemezsin küçük hanım, hala benim çatımın altındasın! Benim kurallarıma uyacaksın.''sesi sinek vızıltısı gibi geliyordu kulağıma. Omuz silktim. Bana şaşkın şaşkın baktı.

RÜYADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin