➪𝙑𝙖𝙣𝙞𝙡𝙡𝙖
KAI➪𝘼𝙢𝙣𝙚𝙨𝙞𝙖
KAI➪𝙋𝙚𝙖𝙘𝙝𝙚𝙨
KAI98.11.07
Öncelikle şunu belirteyim. Bu bölüm hikâyemizin devamı niteliğinde olmayacak. Minsoa'yı daha iyi tanımanız için size sohnet tadında bir bölüm bıraktım. Yorumlarda Görüşlerinizi belirtip benimle iletişime geçebilirsiniz!! Görüşlerinizi merak ediyoruz~
Bae,,
♡
Öncelikle ben Minsoa.
Artık ne anlatmam gerektiğini bile bilmiyorum.. Halisülasyonlarım arttı. Rüya görmeye devam ediyorum. Eski playlistlerime, hayallerime geri döndüğümü hissettim ama değişen bir şey var. Artık kendimi kontrol edebiliyordum ve Day ile kendimi asla karıştırmıyordum. Bazen rüyalarımda Day'i değil kendimi görüyorum. Bunların da farkında olduğum için kendimi dizginleyip günüme devam ediyordum. Alışkanlık olarak kalan şeyler tabii ki var. Gittiğim yerlerde 'Uh.. keşke o burada olsaydı...' , 'Burda olsaydı kesin böyle yapardık yaa!! Hatta şöyle derdi bana.' gibi hayallerime engel olamıyorum. Bunu da normal karşılıyorum. Onun burada olmadığını biliyorum. O Day'e ait hâlâ.. Kendimi iyi hissettmediğimde o beni ziyarete geliyor. Önceden hep şey diye düşünürdüm, 'iyi biri olursam o rüyama gelir.' ama dün öyle olmadı. Dün sevdiğim insanlarla tartıştım, yalan söyledim, insanların birbirine olan güvenini kırdım ve sevdiğim bir insanla konuşmayı kestim. Tek amacım ise.. gülmeyin tamam mı? ZORBALIĞA UĞRAYAN BİRİNİ KURTARMAKTI?! AHAHHAHAHA.
Artık iyilikler de boşa gidiyor. Cidden. 'Sadece kendimi düşünmeliyim.' dedikten birkaç dakika sonra birine kıyamayıp bana ilerde zararı olacağını bildiğim şeyler yapıyorum. Neyse pişman değilim. Neyse, neyse....
O dün rüyama geldi. Ve kendimi onun için paraladığım bir rüyaydı. Onun uslu bebeği olduğum bir rüyaydı. Anlatmayacağım çünkü pek hatırlamıyorum. Öyle işte.. Mental sağlığım düzeliyor, çalışmalarıma devam ediyorum ve sevdiğim şeylere geri dönüyorum yavaş yavaş.. Resim çizmek, en sevdiğim sanatçıları dinleyip bir şeyler okumak, kıyafet veya ayakkabılarımı dönüştürmek, yeni kombinler bulmak vs..
Benim MBTI'ım INFP. Bazılarınız mbti hakkında bilgiye sahip olmayabilir bu yüzden çok anlatmayacağım ama minik kelebeğim ile aynı. Onunla çoğu hobiyi paylaşıyoruz. Tarzımın da onunki gibi olmasını istiyorum ama ahahahhahah. Ben bir idol kadar para kazanmıyorum. BEN DE İSTERDİM GUCCI, PRADA!!
Olsun~ Önemli olan giyim değil zaten! Kalbinizin güzel olması yeterli. Tabi bu görüş eskisi kadar geniş değil. Çünkü artık hepimiz istesek de istemesek de dış görünüşe önem veriyoruz, önem vermesek bile başkasının ne giydiğine o gün bakıyoruz. Cidden gelip 'ben bunu yapmıyorum.' demeyin. En az 1 kere ama bence hergün yapıyoruz. Hatta bazılarımız insanları dış görünüşüne göre bir kalıba bile sokuyoruz. Çirkin bir hareket :). Sevgili yapmak istiyorsunuz bazılarınız ve şey diyorsunuz 'abi bana kimse bakmaz yaa.' . İyi de.. bu da dış görünüşü yargılamak. Kendinizi yargılıyorsunuz.? Buna gerek yok . Ayrıca ben şöyle düşünüyorum. Eğer gerçek aşkı bulmak istiyorsanız önce şunu aklınıza sokun, sizi gerçekten sevecekse, ne giydiğiniz onun umrunda olmamalı ya da yüzündeki herhangi bir leke veya fiziğinizde sevmediğiniz şeyler. Bu bence gayet mantıklı? Gerçek aşkı aramıyorsanız eğer ve sadece ilgi istiyorsanız, buyrun,, basit, kısa ilişkiler her yerde.! Tek kullanımlık tabak gibi görüyorsanız ilişkilerinizi, canım onlar çok kolay. Gereksiz bence bu tarz ilişkiler. Hayır, şunu demiyorum, 'ilgi istediğin için mi ilişki yapıyorsun?? tchh.. aciz.' . Bu değil demek istediğim. Kötü veya iyi herkesin ilgiye ihtiyacı var. Kabul etseniz de etmeseniz de herkesin ilgiye ihtiyacı var. Değişkenlik gösteren ise ilginin çeşidi ve kimden alındığı. Ailesi ile iyi geçinemeyen biri dışardan ilgi bekler. Arkadaşları ile iyi geçinemeyen biri ailesindem ilgi bekler. Kimseden aldığı ilgiye doyamayanlar da fazladan ilgi ve onları sevecek insanlar isterler. Hatta kendileri için ölecek insanlar arayışına girerler. Bir insan kendi ile ilgilenmeyi ve kendi kendinin ilgisini doyurabileceğini bilmeli. Dışa bağlı olmamalı. Bu ona kötü sonuçlar doğurur. Meselâ şöyle bakalım olaya,, biri var ve onu seviyorsunuz -arkadaşlığın biraz üstünde bir tatta- . Bu kişi ile konuşuyorsunuz ve ona değer veriyorsunuz. Ondan da doğrudan veya dolaylı yoldan aynı şeyleri beklersiniz. İsteyerek veya istemeyerek bu pek önemli değil. Siz kendinizden belki ödün veriyorsunuz o insana ama o sizin beklentinizi karşılamıyor. Sıkılır, bunalır, belki de üzülürsünüz. Bu sizi farkında olmadan yıpratabilir. Bu yüzden, bence önce şuna karar verelim; ben doğru kişiye mi değer veriyorum, o beni hak ediyor mu, o beklentimi karşılayabilecek mi, o bana uygun biri mi -yani iyi/eğlenceli/otoritel,, kendi tarzınıza uygun mu- ? Bu soruları sorarak başlayalım. Vakit kaybı hiç sevmem. 'Hayatım zaten kısa ve ben belki de son gecemi sana ağlayarak mı geçireceğim?? Kendimi ucube gibi hissederim.' . Böyle diyorum kendime her zaman. Kısacası kimse sizi üzebilecek kadar önemli veya değerli olmamalı. Kısa hayatınıza bilerek gelmediniz. Hepimizin bir sebebi var, bazılarımız bilmese de. Madem bilerek gelmedim, ben de bu hayatı kendime zehir edip bir bıçak da kendime mi saplayayım? Tanrı aşkına hiçbir şey yapamayacağımız kadar zor değil?! Ben dünyadaki her varlığa ve her metafizik olayına inanıyorum. Belki hayâlperest dersiniz bana ama ben zombisinden vampirine, hulk'undan thor'una, sihirinden perisine kadar inanıyorum. Yani her şey var ve her şey olabilir. İmkansız yoktur. Demek istediğim, kısa hayatınızı kendinize zindan etmek yerine keyiflenin ve açın bir müzik, deliler gibi zıplayın, koşuşturun, dans edin!! Oturun sessiz bir yere, takın kulaklığı, açın doğada en çok sevdiğiniz sesi ve kendinizi o doğal biyomda hayâl edin böceklerim.. Onun verdiği huzuru hiçbir şeye değişmem. Beni az çok tanıdıysanız realist biri olduğumu da anlamışsınızdır. Realist, insanlara güveni olmayan, genelde insan da sevmeyen biri diyince aklınıza belki de asi, karalar içinde ve ölmek isteyen bir kız geliyor olabilir. Üzgünüm. Ben hayâlleri, idealleri olan ve insanları iyileştirmek için bu satırları yazan Minsoa'yım.
Şu konuya da değinelim ufaktan. Bana çok komik geliyor. Benim de kullandığım bir tabir sevdiğim çocuk üzerinde ama amacım farklı. 'senin için ölürüm. sen yoksan int@h@r ederim.' HEY HEY DURĞWNFPSMEJFŞSNRLG. Bu kadar basit mi :) ? Çoğumuz hayatımızın sona ermesinden korkmuyoruz. Bu basit bir kelime. Peki şuna ne diyeceksiniz? 'senin için yaşayacağım.' Düşünsenize, sevdiğiniz insanı sonsuza dek kalbinizde taşıyorsunuz. Bu ne kadar gurur verici öyle değil mi? Belki de o kişi için çok acı çekiyorsunuz, ölürseniz hepsi bitecek ama siz onun için yaşamayı seçip sonsuza kazıyorsunuz onun adını. Ben buna saygı duyarım ve bu kişinin önünde eğilirim. Ha bir de, size 'sonsuza dek aşkınızda boğulun ve öyle geberip gidin.' demiyorum. Hayır tabii ki. Unutmanız da güzel. Tamamen unutmasanız bile yeni bir sayfa açmaya çalışmak güzel. O acıyı atlatmak yani.
Konudan konuya atladık.. Başta demiştim. Sohbet tadında~ Sizinle sohbet etmeyi seviyorum. Kitap boyunca sizi bol bol sıktım. Kendimden, hayâl dünyamdan yani Day'den, Hongjoong'dan, rüyalarımdan vs. bahsettim. Beni daha iyi tanımanız için de böyle bir bölüm bırakmak istedim böceklerime~~ Sıkmamışımdır umarım.? Aslında bizi ilgilendiren günlük problemlerin bir kaçından bahsettim.. bence.... Neyse neyse,, keyif kaçırmak yok!! Size öneride daha bulunacağım bu arada. Ahahahah şaka şaka. Sadece sizi seviyorum böcüşlerim. Minsoa olmak zor. Eminim siz de zorlu hayatlara sahipsinizdir ama benim gibi aptallık etmeyin siz. Güçlü bireyler olun, birbirinize saygı duyun<3
Bu arada kendim hakkımda bir bilgi daha vereyim. En sevdiğim sanatçı ATEEZ ama bu hayatta sonsuza kadar dinlemek istediğim albüm Kai'nin ilk mini albümü. Yıkarıda da bir parça bıraktım. Dinlerken beni hatırlayın^^ Bugğn çok sevimli bir Minsoa oldum.. Ben de alışık değilim üzgünüm. Yazım yanlışları için üzgünüm~
1117 word.
"Promettimi che verrai a trovarmi se sarò una brava ragazza"
Kim Bae
Bae.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴏɴᴇ ᴅᴀʏ, ᴏɴᴇ ɴɪɢʜᴛ ʙᴀʙᴇ
Fanfiction̶S̶a̶n̶ı̶r̶ı̶m̶ ̶a̶r̶t̶ı̶k̶ ̶b̶u̶n̶a̶ ̶s̶o̶n̶ ̶v̶e̶r̶m̶e̶l̶i̶y̶i̶m̶.̶ ̶ T̶ü̶m̶ ̶b̶u̶ ̶s̶a̶ç̶m̶a̶l̶ı̶k̶l̶a̶r̶a̶,̶,