6

552 41 12
                                    

Yağız: Seni üzmek istemiyorum ama bir şey itiraf etmem gerekiyor.(01.34)

Yağız: Ben başka birinden hoşlanıyorum.(01.35)

Yağız: Bunu öğrendikten sonra eğer yine kim olduğunu söylemek istersen sana kızmam. (01.46)

Yağız: ama başka birine değer verdiğimi bilmen gerekiyor.(01.46)

Yağız: İyi geceler bilinmeyen. Galiba bu maceranın sonuna geldik.(1.52)

Uyandığımda saate bakmak için telefonu elime aldım. Saat 10.53'tü. Bugün cuma olmasına rağmen okul tatildi. Daha doğrusu geziye gidecek öğrenciler için bir günlük izin vermişlerdi. Akşam üzeri yola çıkılacağı için okula gelmeyin demişlerdi. Saate bakınca Yağız'dan gelen mesaj bildirimlerini gördüm. Mesajları okuduğumda şok olmuş bir şekilde ekrana baktım. Birinden hoşlanıyordu. Kimden hoşlanıyor olabilirki. Bu ihtimalleri düşünerek banyoya gittim.

Gezi için çantamı hazırlarken, kahvaltı yaparken tuvalette bile bu durumu düşünüyordum. Ağlamamak için kendimi zor tutarak gezi saatine kadar oturma odasında oturdum. Okulun önünden otobüslere binecektik. Annem işe gitmeden beni okula bırakacağı için mutluydum otobüsle uğraşmayacaktım. Evden çıkmak üzereyken gelen mesajla durakladım.

Yağız: Asu hazır mısın geldim ben.

Annemle gideceğimi haber vermemiştim ve şu an Yağız en son görmek isteyeceğim kişiydi. Başkasından hoşlandığını bilerek yüzüne nasıl bakacaktım? Kapıyı açtığımda Yağız'ı karşımda görünce şaşırdım. Geldim derken ciddiydi.

"Gidiyor muyuz?" diye gülümseyerek bana baktı. İçimden onunla aynı ortamda bulunmak gelmese bile bizimle gelmesi için onu da çağırdım. Birazda annemin ısrarlarıyla kabul etti. Eşyalarımızı arabaya yerleştirip oturduk.
Yüzüne bile bakamıyordum. Bir yıldır cesaret edememiştim ve sonunda şansımı da kaybetmiştim. Okula geldiğimizde anneme teşekkür edip bizimkilerin yanına gittik.

"Gençler heyecanlı mıyız?" Diyerek Ecem, Akın ve Can'a yaklaştık. Herkes Yağız'ın enerjik sorusuna gülerek 'Evet!' diye bağırdı. Ben ise modumun düşüklüğü belli olmasın diye enerjik davranmaya çalışıyordum.

 Otobüs geldiğinde direkt binip hoşuma giden yerin cam kenarına oturdum. Ecem ve Can da tam hizamdaki koltuklara oturdu. Akın ise arka dörtlüdeki basket arkadaşlarının yanına gitti. Yanıma kimin oturacağını düşünmeyi bırakıp kulaklıklarımı taktım. Rap listemi açıp kafamı cama çevirdim.

 Yanımda oluşan hareketlilikle gözlerimi yan tarafıma çevirdim. Yağız ağzında kocaman bir gülümsemeyle yanıma oturuyordu. Ben onun bir metre bile yakınında durmak istemezken o yanımdan ayrılmıyordu. 

"Gece ritüel yapsam böyle denk gelmezdik." Anlamayarak yüzüne baktığımda gülüp boş ver dedi.

 Tekrar kafamı cama çevirdim. Onun başkasından hoşlandığını bilmiyormuş gibi davranmalıydım. Ufaktan belli etsem bile benim bilinmeyen olduğumu anlardı. Hem ondan hoşlandığım için üzülmüş hem de beni en yakın arkadaşı olarak görmesine rağmen bana birinden hoşlandığını söylememesine kırılmıştım.

"Asu bir şey mi oldu? Bugün çok kötü gözüküyorsun." Neden kötü olduğumu söyleyemeyeceğimden bahane uydurmam gerekiyordu.

"Uykum var. Gece uyuyamadım." Klasik mutsuz yalanı olmasına rağmen Yağız konuyu fazla uzatmamıştı.

"Ama bugün sınavların başından beri hayal ettiğimiz gezinin ilk günü. Bu yüzden yorgun ve mutsuz olamazsın." Bunu söylerken beni gıdıklamaya başlayınca gülmemi tutamadım. Tüm servis bize döndüğünde Yağız gıdıklamayı bıraktı.

"Ya utandım." Diyerek koltukta aşağı doğru kaydım. Yağız da benim gibi koltukta aşağı kayınca halimize güldük. Tabi bu sefer sessizce.

"Bak seni nasıl güldürdüm benden iyisini nerede bulacaksın." Tekrar anlam veremediğim bir söz daha. Anlam veremememin sebebi Yağız'ın yıllardır hiç bu şekilde konuştuğunu duymamış olmam. 

 Gerçeği saklamak için uykum var demiş olsam da cidden uykum vardı. Gece kabus görüp uyanmıştım. Sonra aralıklarla çok az uyumuştum. Fakat Yağız'ın mesajları benim için daha çok kabus etkisi yaratmıştı. Ne gördüğümü bile unutturdu.

 Yola akşam üzeri çıktığımızdan tüm geceyi otobüste geçirecektik. Sabah altı civarları gideceğimiz yere varmış olacaktık. Yani uyumak için çok vaktimiz olacaktı. Bu sebeple uyumak yerine film izlemeyi tercih ettim. Yağız otobüs koltuğundaki ekrandan bir film açtı. Kulaklığı takıp filmi izlemeye koyulduk. Bu film bitince diğerini açtık. Artık uykuya dayanamayan ben filmin ortalarında uyuyakalmıştım. Tek hatırladığım Yağız'ın kafamı koltuktan çekip göğsüne yaslaması oldu. 

 Gözlerimi açtığımda uzun zaman sonra çok huzurlu uyuduğumu fark ettim. Zaten iki haftadır sınav haftası olduğundan geç saate kadar ders çalışıp sabahta erken kalkıyordum. Ara sıra yine kabus görüp uyuyamıyordum. Bu gece otobüsün rahatsız koltuğunda olmama rağmen uyurken huzurlu hissetmiştim. Ayılmaya başladığımda Yağız'ın beline sarılmış olduğumu gördüm. Yağız da omzumdan bana sarılmıştı. 

"Uyanır uyanmaz kalbin hızlandı. Kabus mu gördün yine?" Yağızdan ayrılıp normal otururken konuştum.

"Hayır hatta çok güzel uyumuşum." Bana gülümseyerek baktığında bende ona gülümsedim. Öğretmenimizin konuşmasına göre yarım saatten az kalmıştı yolculuğumuzun bitmesine. Ben de ineceğimiz için ayılmaya çalışıyordum. Eğlenceli ve yorucu bir gün olacaktı. Yağız'ın bilinmeyene söylediği şeyleri unutmuş gibi yapacaktım. Hafta sonumu üzülerek geçirmek istemiyordum. Ki ben Yağız'a açılma cesareti gösteremediğim için sonunda olacak olan olmuştu. Birinden hoşlanmaya başlamıştı. Artık arkadaşlığımızı bozmamam onu sevmeyi bırakmam gerekiyordu. 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

MavişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin