13

134 14 1
                                    

Hasta bir halde tatil haftasını geçirmiş şimdi de okula hazırlanıyordum. Bütün hafta eşofmanlarla ve ev topuzuyla olduğumdan bugün kendimi güzel hissetmek istiyordum. Bu sebeple biraz makyaj yaptım, saçlarımı düzleştirdim ve maalesef formamı giydim. Forma dışında bir kombin yapamadığımdan içten içe üzülmüştüm. Aynaya bakarak somurttum ve odamdan çıktım.

Mutfağa girdiğimde hazır bir kahvaltı sofrasıyla karşılaşamadığım için moralim daha da çok bozulmuştu. Dışarıdan poğaça alırım umuduyla evden çıkmaya karar verdim. Masanın üstündeki harçlığımı montumun cebine koyup ayakkabılarımı giymek için kapıya yaklaştım.

Kapıyı açtığımda beş metre kadar uzakta olan Yağız'ı gördüm. Elinde pastane poşetiyle geliyordu. Yanıma geldiğinde birbirimize günaydın diyerek yürümeye başladık. Elindeki poşetten poğaça çıkartıp bana uzattığında teşekkür ettim.
Poşetten bir tane karışık meyve suyu çıkartınca ona bakmaya başladım. meyve suyunun pipetini takıp onu da bana uzatınca sevinmiştim. Kendine aldığı meyve suyu ve poğaçasını yemeye başlayınca yola devam ettik.

Sınıfa girdiğimde etrafta Ecem'i aramıştım fakat görememiştim. Bu yüzden çantamı bırakıp koridora çıktım. Yağız ve Akın kalorifer peteğinin yanında duruyorlardı. Onlara doğru yürüdüğümü gördüklerinde Akın yanıma gelip benimle tekrar geldiği yolu yanımda geri yürüyordu. Bir anda yanaklarımı sıkarak beni sevmeye başlayınca şaşkınlıkla olduğum yerde durdum.

"Sen yataklara mı düştün? Kıyamam sana." Akın'ın ilgisi üzerine ben de şımarık çocuk taklidi yaparak ona üzgün bakış attım.

"Evet abi. Ben çok hasta oldum." Böyle dediğimde Akın gülerek yanaklarımı bıraktı ve Yağız'ın yanına geldik.

"Akın bende hastaydım. Neden bana böyle yapmadın?" Yağız'a ciddi mi diye baktığımda ciddi gözüküyordu. "Yağız neden Akın'ın senin yanaklarını sıkmasını istiyorsun?"

"Böyle deyince iğrenç oldu." Yağız'ın cümlesinden sonra Akın, Yağız'a yaklaşmaya başladı. Bir anda Yağız'ın yanaklarını sıktığında onları dikkatle izlemeye devam ettim. Yağız ağzının içinden küfürler savurarak Akın'ın elinden kurtulma çabalarına girmişti. Akın ise hala onu küçük çocukmuş gibi sevmeye devam ediyordu. Ben de bu hallerine gülmeye başladım.

"Ne oluyor burada?" Yanımıza gelen Ecem bu soruyla bize katılınca daha çok gülmeye başladım. Ecem 'beni rezil ediyorsunuz' bakışıyla sırayla bir Yağız ve Akın'ın kavgasına bir de bana bakıyordu.

Ders zilinin çalmasıyla Yağız, Akın'ın elinden kurtularak koşarak sınıfa girdi. Biz de Akın'a iyi dersler dileyerek sınıfa yürümeye başladık.

" Ee Yağız'a ne zaman söyleyeceksin?" Ecem'e anlamayarak baktım.

"Neyi?" Dışarıya derin bir nefes vererek kafasını yukarıya kaldırdı.

"Ondan hoşlandığını."

"Bilmiyorum Ecem galiba söylemeyeceğim. Sonuçta o başkasından hoşlanıyor."

"Ya kızım senden hoşlanıyor işte neyini anlamıyorsun. Çıldıracağım ya." Ecem saçlarını yolar gibi bir hareket yaparak sıraya oturdu. Yanına oturduğumda kafamı sıraya koyarak düşünmeye başladım.

Dedikleri gibi Yağız benden hoşlanıyor olabilirdi ama ortada kesin bir şey yoktu. Ben kendi kendimi umutlandırıp duruyordum. Bu da beni daha çok üzüyordu. Bu sebeple ona açılma fikrini tamamen aklımdan çıkardım. Eğer o bana karşı bir şey hissediyorsa ondan bir adım görmeden asla açılmamaya karar verdim.

Öğle teneffüsü geldiğinde hep beraber kantine indik. Sırada beklerken Can yanımıza geldi. O da geziden döndükten sonra hasta olmuş ve yeni yeni iyileşmiş olduğunu söyledi. Bunun üzerine kantin sırası bitene kadar Ecem'in öğütlerini dinlemeye başladık. Sırf sincap gördük diye neden ormana giriyormuşuz, neden mantıklı düşünmüyormuşuz, Yağız neden bütün gece dışarıda beklemiş gibi söylenmelerle tam bir anne rolüne bürünmüştü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 01, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MavişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin