7☾

11.5K 620 26
                                    




Hepinize merhabalar canlarım!

Nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir

Geçen haftadan beri türlü türlü hastalıkla uğraşıyorum, önceki bölümde de söylemiştim ve şaka gibi bir şey bitip başka bir şey başlıyor. Hele de benim gibi kansızlık, demir eksikliği olan biri için bu kadar zayıf bünyeyle çok kötü oluyorum. Ki henüz iyileşmememe rağmen cidden sizleri çok beklettiğimin farkındaydım bu yüzden yine de hasta da olsam bölüm yazmaya kalktım. Gecikme için lütfen kusura bakmayın

Sizler de bol bol satır arası yorumlarınızı bekliyorum, oy vermeyi de unutmazsanız çok sevinirim

O zaman çok uzatmadan bölüme geçelim

Şarkıyı açmayı unutmayın!

Bir de sonda ki duyuruya göz atarsanız da çok sevinirim!

Bölüm Şarkısı: Onur Can Özcan- Çilingir

Keyifli okumalar...

☀☀☀☀☀

Yazar'dan

Alp, hızlı adımlarla eve girerken içi içini yiyordu.

Abisinden aldığı telefondan sonra telaşlanmıştı.

Olabildiğince kötü düşünmemeye çalışarak içeri girdi.

Salona girdiğinde gördüğü görüntü ile gerçekten de çok ciddi bir şey olduğunu anlamıştı.

Annesi koltukta sıkıntılı ve düşünceli bir hâlde otururken, babası ise aynı sıkıntılı ve düşünceli bir hâldeyken bir yandan annesinin yanında oturuyor ve tek eliyle belini kavramışken, yatıştırıcı bir şekilde okşuyordu.

Sanki 'Buradayım! Yanındayım!' dermişçesine...

En büyük abisi Dağhan ise iri ellerini siyah pantolonunun içine sokmuş, gömleğinin üst düğmeleri açılmış bir vaziyette öylece, dünyadan soyutlanmış bir şekilde camın önünde duruyordu.

Cama yansıyan bu görüntü de es geçilmeyecek bir şey de vardı tabi, gömleğinin açıklığından dolayı belli olan dövmesi...

Zaten hiç bir zaman, hiç birinin aklından silinmeyen bu gerçek, o dövmenin kendini belli edişiyle daha da acıtıyor, bir yandan da hepsinin yüreğine umut tohumları yerleştiriyordu...

ALİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin