Final

4.6K 312 489
                                    

Bı önceki bölümün bildirimleri kimseye gitmedi ilk önce onu okuyup gelinizzz 💓

-------

~Final

Yavaşça açılan gözlerle tek tek ayrılmış olan kirpiklerin birbirinden yavaş yavaş ayrılması. Aralanmış gözlerin arasından vuran bir ışık. Bembeyaz bir ampulün içindeymiş gibi. Çok vursa da acıtmayan bu ışıkla gözlerini açtığında beyazdan ibaret olan bir yer gibiydi.

Gözlerini açıp kapamaya devam edince bir yer açılmıştı. Oraya doğru ilerleyince belirginleşen bir yer vardı. Pembe tonlarındaydı. Yavaş yavaş netleştiğinde ise kiraz ağaçlarıydı.

Japon neşeli bir animenin başlangıcı gibiydi. Belki binlerce on binlerce kiraz ağacı vardı. Yerlere doğru yavaşça süzülen yapraklarıyla yeri pembeye bütündürmüştü.

İçini ferahlatan bir koku ve huzur. Yavaşça ilerledi ağaçların altına. Ağaçların arasında olan küçük bir gol vardı. Gölün rengi gökyüzü gibi turkâz rengiydi.

Göle doğru yaklaştı ve göle doğru baktı. Yukarıdaki ışıkla yansıyan kendini gördüğünde Hyunjin kendini fark etmişti.

Yüzünde olan yaralar, ağlamaktan kanayan gözleri yoktu o yansımada. Saçları gri ve uzundu. Arkasından ince siyaj bir tokayla bağlanmıştı. Tüy gibi ve düzenli duruyordu. Kıyafetlerine baktığında ise çok garip ve güzeldi.

Siyah ve kırmızı renkleri yer alıyordu. Eskilerin giydiği kıyafetler gibi bir hava verirken çok hoş duruyordu. Siyah kalın kemer belini ince gösteriyordu, elinde ise siyah eldivenler vardı.

Göletin yanından ayrılıp kiraz ağaçlarıyla çizilmiş bir yol gibi olan yerden yürümeye başladı. Yüzüne düşen yapraklar o güzel koku, gökyüzünün mavisi ileride uzaktan gözüken dağlar.

O kadar huzur veriyordu ki ne kadar içini yiyen o hissi anlamada da. Bir yerleri eksikti. Mutluydu ama değildi. Neden diye sordu içinden. Sonra düşmüş bir kütüğü görünce ilerledi yanına.

Oturdu üstüne ve baktı üstünden dökülen yapraklara. Aradı içinde o eksikliği bomboştu kafası.

Sonra bir kedi geldi yanına. Bembeyaz bir kedi. O kadar güzeldi ki. Hiç bir kusuru yoktu. Hyunjin'in oturduğu kütüğe atladı.

Hyunjin o sevimli şeyi görünce gülümsedi ve kucağına gelmesi için yer açıp eliyle çağırdı. Kedi ilk önce arkasına geçerek kafasını ona sürtüyordu. Kollarına süründü ve tekrar sırtına sürüldükten sonra sağ tarafına geçip kucağına atladı.

Kedi kucağına gelen Hyunjin gülümsedi ve kucağına gelen miniğin o yumuşak ve tertemiz tüylerini okşamaya başladı.

Kedi kafasını severken küçük kafasını iki eline alıp yüzüne doğru baktığında gözleri... Gözleri çok güzeldi ve aynı zamanda garipti. Gözleri kahve, çevresi siyahla çevriliydi.

Sürme gibi.

Hyunjin kedinin gözlerine baktığında ise o eksik parça gözlerinden şerit gibi geçiyordu.

Eksikliği ve tamamı olan Felix'iydi.

O, o neredeydi? Öldü, ölmüştü? Ölmüştüler.

Hyunjin kedinin gözlerine odaklanmasına rağmen gözünün açısından bir hareket görünce kafasını kaldırdı. O anda kedi kucağından kalkıp gitmişti.

Yüzü bulanık biri yaklaşıyordu. Hyunjin oturduğu kütükten kalktı. Yavaş ve şüpheli adımlarla ilerliyor, gözlerini ovalıyordu.

Yaklaştı, yaklaştı... Sarı saçlar belirdi ilk önce, sonra yine kendi üstünde olan kıyafetler. Kırmızı ve siyahlı kıyafetler netleştiğinde gözlerini yukarı doğru hafifçe yönelttiğinde ise artık yüzü görünüyordu.

Selfish | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin