15

3.9K 373 1K
                                    


--

Hyunjin o sıcak odada terleriyle boğuşurken bir yandan da düşünceleriyle boğuşuyordu. Şimdi ne olacaktı. Dün gece onun neyi vardı ki? Hangi akla hizmet yapmıştı öyle bir şey. Pişmanlık ve çaresizlik duygusu onu boğarken bileğindeki kelepçeler onu sinir ediyordu.

Dün gece kafası bozuk olmasına rağmen Felix'le öyle şeyler yapmak istediğinin gerçeği kafasını karıştırıyordu. Evet, bisexsueldi. Ama hiç bir erkekle böylesine sevişmemişti.

Onun hakkında ne düşüneceğini bilemiyordu. Sadece onun kendisini yükseklerde hissettirdiğini biliyordu ve dış görünüşünü seviyordu.

Kelepçeleri sarsıyordu ama buradan çıkması imkansızdı. Üzerine baktığında kıyafetleri bir garipti. Aynı Felix gibi giyinmişti. İç gösteren kıyafet ve deri siyah bir tayt. Hayatında hiç giyinmemişti bu tür şeyler.

Ayrıca böyle oda da hiç görmemişti. Basık ama hoş duruyordu. Herşey siyah ve kırmızıdan ibaretti.

Ne yapacağını düşünüyor, boşlukta sıkışıyordu adeta. Çaresizce beklmeye başlamışken topuk sesleri geldi.

Kafasını oraya çevrdiğinde ışıktan dolayı sadece ayaklarını görüyordu. Biraz daha yaklaştığında bu Felix idi.

Onu görünce yattığı yerden hemen ayıldı ve kendini düzenlemeye çalıştı. Felix'in suratı düşüktü. Hyunjin'e bakmıyordu. Göz kapakları düşüktü. Ayakta zor duruyor gibiydi. Hyunjin ona bakmadığını fark edince ona seslendi.

"Felix!"

Felix ona gözünün ucuyla bile bakmamıştı. Bitmiş bir hâli vardı. Elleri sarkık yürüyordu. Daha sonra orada ki geniş kanepeye kendini bıraktı. Kafasını arkaya doğru yatırdı ve derin bir şekilde nefes alırken onun boynunda bulunan kemikler ve teri Hyunjin'in yutkunmasına sebep oluyordu.

Felix yatırdığı boynunu tekrar düzelttiğinde göz göze geldiği Hyunjin'i görünce gülmeye başladı. Hyunjin gözünü ondan çevirip başka yere baktığında Felix ayaklandı.

Yavaş adımlarla ilerleyerek Hyunjin'in bulunduğu yatağın ucuna sırıtarak oturdu.

"Söylesene Hyunjin, ben eğer böyle olmasaydım benden hoşlanır mıydın?"

Hyunjin duyduğu soruyla dona kalmıştı. Tek düşündüğü dün geceydi. Ölesiye sevişmişken onunla neden böyle bir soru soruyordu ki? Sevişmek de sevmenin içinde değil miydi? Sadece onunla sıradan biri gibi mi sevişmişti?

Aklında onlarca soru onu yiyip bitirirken ağzını susturması imkansızdı.

"Felix, dün geceyi hatırlamıyor musun? Hatırlamıyorsan da şuan bağlı olduğum kelepçeler belki sana bir şeyler hatırlatır, ve cidden şuan ironi yaptığını düşünmeye başlarım."

"Ne yani? Seks yaptık diye bizi sevgili mi ilan etmiştin?"

İğrenç, iğrenç duygular... Hyunjin'in nefesi kesilmiş, tüm vücudu uyuşmuştu. Karnında mide bulandırıcı bir his, boğazını yakan da bir acı vardı. Sadece o kelimenin verdiği duyguydu bu.

Kalp kırığıydı bu. Hiç bir şey kalp kırığı kadar acıtamazdı.

Yanına yanaşmış olduğu şekilden geriye doğru ilerleyip yatağın en ucuna kadar gitmişti. Bir çocuk gibi titreyerek umudunun kırıklığıyla dizlerini kendine çekip kendine sığınmıştı.

Selfish | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin