4

5.1K 550 1.4K
                                    

Sabah yine aynı rutinle gözlerimi açtım. Ama bugün güneş ışığı sandığım ışık yanıp sönüyordu. Hava kapkaranlık ve şimşek çakıp duruyordu. Gözüme sabahın bu saatlerinde vurmasıyla biraz erken kalktım.

Ayağa kalkıp camdan baktığımda yağmur tüm şiddetiyle yağıyordu. Hava güneş hiç aymamış gibi karanlıktı. Kısaca iç daraltıcıydı.

Üstümü giyinip uzun saçlarımı taradım. Erken de olsa anca gideceğimi düşündüğüm için montumu giyinip dışarı çıkacakken şemsiyemi kardeşimin aldığını fark ettim. Sikeyim! Bu yağmurda böylece nasıl gideceğim!

--------

Sikeyim seni Yeji! Sanki kendi şemsiyen yok! Yağmurda dükkanların altından yürüyerek az da olsa kendimi ıslatmamaya çalışıyordum. Tabii mümkün mü!

Yağmur iyice hızlandı. Ah, evet. Artık yağmur değil dolu yağıyordu. Çatır çatır sesler gelmeye başladığında yere doğru odaklandım ve gerçekten dolu yağıyordu.

Daha fazla sığınarak gidemezdim. Bu yüzden kenardan gitmek yerine normal yürüyerek hızlı adımlarla gitmeliyim. Çünkü bu şekilde hem ıslanıp hem de geç kalacaktım.

Yerler kaygan olmaya başladığında koşamıyordum. Yavaş yavaş ilerlemek zorundaydım ama iyi ki okula yaklaşmıştım.

Dolu tekrar yağmura dönüştüğünde sesi huzur vermeye başlamıştı. Ve ıslanmak zevkli olmaya başlamıştı. Bu sefer kendi isteğimle yavaşlattım adımlarımı. Yukarı doğru yüzümü çevirip yüzüme düşen hızlı damlalarla acıyı hissettim.

Acı bana zevk veriyordu.

Gözlerimi kapamış mest olurcasına yolun ortasında dikilirken omzuma sert bir el atıldı. Anlık korkuyla arkamı döndüğümde daha da korktum.

Felix tam arkamdaydı.

İstemsiz bir şekilde refleksle kendimi çekip ağızımdan küçük nidayla bağırdım.
Korkunç bakışlarla bakıp gözlerinden kaçıyordum.

Bunun nedeni dün olanlar ve bilinç altıma işleyen şeylerdi. Gerçekten o şuan ne yapsa benim için şüpheli bir durum olacaktı. Ama bir ihtimal de vardı ki Jisung'un ondan nefret ettiği için yalan söylemiş olabileceği.

Felix siyah şemsiyesinin altından gözleri kısık bana bakıyordu.

"Hyunjin?"

"Oh, Felix."

"Niye korktun."

"Korkmadım."

"Gel şöyle kenara."

Montumun kol kısmından tutarak beni sertçe durağın kenarına çekti ve şemsiyesini indirdi.

"Hyunjin ne yapıyorsun? Nasıl yağmur yağıyor baksana, az önce de dolu yağdı."

"Gördüm."

"Gördüysen ne diye burada duruyorsun."

"Seni ilgilendirmez."

"Anlamadım?"

"Şemsiyem yok."

"Peki gel birlikte gidelim zaten yaklaştık."

"Gerek yok, hızlı adımlarla gidebilirim."

Selfish | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin