iyi okumalar:)<3;)
VEGAS
Cennet. Annemin ben küçükken geceleri kulağıma fısıldadığı o güzel bahçenin adıydı. İyi biri olduğumda, onu üzmediğimde ve insanları sevdiğimde tanrının beni ödüllendireceği o bahçe. Üzgünüm anne. Oğlun o bahçeyi hak edemeyecek kadar çok kötülük yaptı. İyi biri olmadı ya da insanları sevmedi. Sahip olduğu son merhamet kırıntıları da sana sahipken tükendi.
Yüzyıllardır hayatım için düşündüğüm şey buydu. Sadece sorusuna cevap vermediği için binlerce insanın, vücudundan başka bir şeyini önemsemediği yüzlerce vampirin hayatını bitirirken içinde ufacık bile vicdan azabı hissetmeyen bir canavarın ait olduğu yer sadece cehennemdi. Ama ne varki artık böyle hissetmiyordum.
Çarşafların arasında kıvrılmış sessizce uyuyan bedeni izlerken aklımdan geçenler bunlardı. Yara bere içinde kalmış çıplak vücudu, daha bir kaç saat önce ona sahip olmama rağmen yine onu arzulamama sebep oluyordu. Tanrım... Ben zaten cennetteydim.
Pete. O benim dünyadaki cennetimdi. İstediğim her şeye sahipti. Ne bir eksik, ne bir fazla. Kendimi onunla bir bütün gibi hissediyordum. Varlığı nefeslerimi hızlandırırken, yokluğu canımı yakıyordu. Her zaman... Onlarca asır boyunca hayatımda, yanımda, yatağımda olsun istiyordum.
'Benim gibi olsun istiyordum.'
Bana bunu da verebilir miydi? Her şeyini çekinmeden önüme sunmuşken, sahip olduğu canlılığı da benim için verir miydi? Siktir. Ben kahrolası bir piçtim. Kendinden başkasını düşünmeyen o kibirli orospu çoçuklarından biriydim. Yüce tanrım... Bunu her şeyimle istiyordum. Benim için her şeyinden vazgeçmesini, her şeyimle istiyordum.
Ama doğru değildi. Ona birkaç yüzyıl daha sahip olabilmek için bu fedakarlığı yapmasını istemek, dünyanın en acımasız teklifiydi. Kendi ailemin bile kapı arkalarında sessizce isyan ettiği bu hayatı, ona da yaşatamazdım.
Siktir et. Geleceği düşünmek hiçbir zaman bana yardımcı olmamıştı. Bu yüzden bunu geriye attım. Bugüne odaklanmak istiyordum. Ona hala sahip olduğum bu günde kalmak istiyordum.
Yatakta kıpırdanarak zaten karnına kadar açık olan örtüyü dizlerine indirdi. Tanrım... Kibirli bir piç olmak kimin umurundaydı? Benim olsun istiyordum. Sonsuza dek. Gözlerini yavaşça aralayıp yanına baktı. Beni arıyordu. Beni göremeyince telaşla etrafı aramaya başlarken gözleri çalışma sandalyesinde oturan beni gördüğünde yerimden kalkıp yatağa yaklaştım. Gülümsedi. Beni mahvediyordu. Onu, ondan nefret ediyormuş gibi becerdikten sonra bile bana gülümsüyordu. Üzerine eğilip yaralı duraklarına bir öpücük bırakırken aklımdan geçen tek şey, bileğimi kesip kanımı ona içirmekti. Onu benim gibi yapmaktı.
'Sikeyim. Çık aklımdan,lanet olası fikir.'
Geri çekilmek istediğimde buna izin vermeyerek kollarını boynuma sardı. Beni üzerine çektiğinde ona karşı koymadım. Bacaklarını araladı ve ben oraya yerleştikten hemen sonra ayakları belime dolandı. Dudaklarını boynuma bastırdığında ellerim başının altındaki yastığı sıkıca kavradı. Tanrım... aletim seğirdi.
Uyarı dolu bir sesle "Pete."dedim ama beni duymadı bile. Islak öpücükleri köprücük kemiğime doğru ilerlerken başı yataktan kalktı. Siktir. Elimi saçlarına geçirip onu tekrar yatağa yapıştırırken biraz geri çekildim. Gözlerime arzu ve öfkeyle baktı. Onu durdurmama sinirlenmişti. Diğer elimi yanağına yaslayıp başparmağımla parçalanmış duraklarını ovuştururken," Yorgunsun."diye fısıldadım. Kaşları çatıldı.