EP.9

768 55 38
                                    


İyi okumalarr:):):)

Florida. Tanhkun'a olanları anlattıktan sadece birkaç saat sonra oradaydık. Önceki gün yağmur yağdığı için çamurlu bir patikada yürümeye başlarken, "Bir bot giymem gerektiğini neden söylemedin?"diye homurdandım. Dizlerine kadar inen kabanı ve dizlerine kadar çıkan uzun botlarıyla çamurdan ya da dondurucu havadan etkilenmiyordu bile. Ayaklarımdaki beyaz kısa konversim artık birbirine yapışmış ot, taş ve toprak parçalarından görünmüyordu. Attığım her adımda pat pat pat sesler duyuluyordu.

"Akıllı birine benziyordun. Bu bölgedeki hava durumundan haberdar olduğunu düşündüm."dedi yavaşça. Tanrım... Lanet olası Theerapanyakun'lar. Hepiniz aynısınız,ukala piçler. Ayağım takılıp neredeyse yere kapaklanacakken birkaç adım önümdeki Tanhkun aniden yanımda belirdi ve soğuk parmaklarını ceketime sarıp beni ensemden tutarak ayakta kalmamı sağladı."Ama sen yürümeyi bile beceremeyen bir aptalmışsın."

Siktir ya. Öfkeyle ayakkabımdaki çamurdan biraz alıp suratına fırlattım. Ustalıkla kaçtı. Piç. Yol boyunca beni aşağılamaktan, benimle alay etmekten bıkmamıştı. Tanrım. Vegas'ı sevdiğim için onu buraya kadar sürüklediğimi bile şikayet ediyordu. Pekala, pahalı botlarına bu işkenceyi yaptığın için minnettarım ama buraya benim için değil kuzenin istediği için geldik."Vegas'tan boynunu kırmasını rica etsem çok mu ileri gitmiş olurum?"

Güldü. Alayla. Durdu ve deri eldivenli ellerini birbirine sürterken düşünür gibi yaptı." Hayır, olmazsın. Ama o benim boynumu kırarsa, yeniden uyandığımda sen hayatta kalamazsın."

Beni tehdit ediyordu. Lanet olası kaçık herif beni tehdit ediyordu. Yürürken eğilip bir parça daha çamur almak için uğraşırken aniden ona çarptığımda geriye doğru tökezledim. Beni tekrar kabaca tuttu ve dengemi sağladı. "Sanırım geldik."dedi yavaşça. Bakışlarını takip ettim. Elli metre kadar uzakta tek katlı ahşap bir ev görünüyordu. Patikadan ayrılıp ormanın içine girdik ve hızlanmaya başlayan adımlarla eve ilerledik.

Tanhkun kapıyı çaldıktan birkaç saniye sonra bizi küçük bir kız çocuğu karşıladı. Kapıyı açıp hiçbir şey söylemeden içeri koşmaya başladığında Tanhkun önde ben arkasında içeri girdik. İki odalı eski bir evdi. Oturma odası olarak kullanılan küçük odada sadece iki sedir ve bir yemek masası vardı. Sedirlerden birinin üzerinde oturmuş bize bakan inanılmaz kilolu yaşlı kadını fark ettim. "Tankhun Theerapanyakun."dedi yavaşça." Böyle bir zamanda, seni buralara getiren şey nedir?"

Tankhun rahat bir tavırla boş sedire oturdu ve "Seni de görmek güzel, Sopia."diye homurdandı. Yaşlı kadın gürültülü bir şekilde güldü. "Beni bağışla lütfen. Nezaketimi kaybedeli uzun zaman oldu."

"Haklısın."dedi Tankhun."60'lı yıllarda daha misafirperver biriydin."

Kadının bakışları beni bulduğunda şiş elleriyle Tankhun'un yanını işaret etti. Hemen gidip oturdum. "Buraya neden geldiniz?"

"Bağlılık büyüsü hakkında bir şeyler biliyor olabileceğini düşündük. Doğrusu, kuzenim düşünmüş."

Kadının kaşları çatıldı. Gözlerini kısa bir an bana çevirdi. "Bir insanla vampir arasındaki bağlılıktan mı bahsediyorsun?"diye sordu. Tankhun sadece başını salladı. "Ben bir şeyler biliyorum da sen neyi merak ediyorsun?"

Öne atılıp, "Nasıl işliyor?"diye soruverdim." Yani büyü vampirin insanı arzulamasına sebep olurken, hislerini de etkiliyor mu?"

Kadın, bana öyle bir baktı ki kendimi dünyanın en aptal insanı gibi hissettim. Utançla bakışlarımı kaçırıp sedire biraz daha sindim.

VAMPİRE || VegasPeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin