2.Bölüm {13 Yıl Önce} |Acemi Birliği|

179 27 25
                                    

Ben geldim ^^

İyi okumalar dilerim ✨

••••••••••••••••

"Hem doğru düzgün yemek yemiyorsun hem de boyun kısa diye dert ediyorsun Rosa, seni bir türlü anlayamıyorum.", Erwin gülümseyerek Rosalie'ye yandan bir bakış attı. Kız kahverengi kısa saçlarını kulağının arkasına atarak başını kaldırıp Erwin'e baktı.

"Konu çikolatalı kek ise boy falan umrumda değil Erwin. Hem sen bu kadar uzun olmasaydın ben şikayet etmek zorunda olmayacaktım. Seninle nerdeyse aynı şartlar altında büyüdük ama sen direk kadar olurken ben minimal kaldım. Bu adil değil.", dedi yalandan bozulmuş bir edayla.

"Gen meselesi canım, tamamen gen mese..."

"Erwin!", aniden önlerine koşturan küçük bir kız peşinden de hırlayarak gelen bir köpek göründü. Kız birden yere düşünce ağlaması şiddetlendi. Rosalie endişeyle kıza koşarken Erwin köpeğin yanına gitti.

"Hey dostum sakin ol, sakin ol.", Erwin dikkatli bir şekilde başını okşayıp sakinleşmesini sağladı. Köpek sakinleşince koşarak uzaklaştı. Geride kalan kızın ağlama sesiydi. Erwin kızlara döndüğünde Rosalie'nin yere oturmuş, küçük kıza sarıldığını gördü. Rosalie başını sarışına çevirdi.

"Erwin dizi kanıyor.", Erwin yere bir dizinin üzerine oturup kızın kanayan dizini inceledi. Neredeyse diz kapağı tamamen kana bulanmıştı. Sarışın, sanki kırılacak bir şeymiş gibi nazikçe küçük kızın saçlarını okşamaya başladı.

"Tamam sakin ol. Benim adım Erwin Smith. Bu abla da benim kuzenim, adı Rosalie Smith. Senin adın ne?"

++++

Sarışın abi bana adını sorunca aklıma Farlan'ın söyledikleri geldi. Bana 'Eğer bir gün yukarı çıkarsan soyadını ve yer altından geldiğini kimseye söyleme' demişti. Bende onu dinledim.

"Mikasa."

Ben konuşunca Erwin'in gözleri parlamıştı adeta. Onu görsen Levi seninki kadar olmasa da onun da çok güzel gözleri vardı. "Memnun oldum Mikasa. Ailen nerede? Yakınlardaysa seni bırakalım."

O an seni çok özlediğimi fark ettim Levi. Hani sen hep çalışmaya gidiyorsun da ben seni özlüyorum ya ondan daha çok özlemiştim. Kenny'i de özlemiştim. Canım da acıyordu Levi, sen olsan acımı dindirirdin, Kenny'de beni güldürmeye çalışırdı.

Ben bunları düşünürken Erwin bacağıma beyaz bir bez bastırdı. Çok acımıştı, tekrardan ağlamaya başladım. Rosalie gözlerimi silerken, Erwin beni bir yere götürmekten bahsediyordu.

"Onu bizimkilerin yanına götürelim. Hange yarasına bakar sonra da onu ailesinin yanına götürürüz."

"Hı hı.", ablanın sesi kısılmıştı. Erwin ona seslenince cevap vermedi bir yere odaklanmış gibiydi. Hani bazen sen de öyle bir yere bakıp 'düşünüyorsun' ya o da öyleydi Levi.

"Rosa.", elini omuzuna koydu. "Rosalie."

"Ha?", o an kendine gelmişti. "Ah afedersin Erwin. Biliyorsun ağlayan, küçük, güzeller güzeli bir kız görünce dayanamıyorum.", gülümseyerek yanağını başıma yaslayınca çok hoşuma gitmişti Levi ama yine de senin orada olmanı isterdim.

"O zaman Mikasa'yı ben taşıyayım. Senin için yol boyunca taşımak zor olur malum boyun müsait değil." gülmemek için kendimi zor tuttum. Aynı Kenny'in seninle şakalaşması gibiydi ama Rosalie senin tam tersine kısa süre sonra gülmüştü.

"Şerefsizsin Erwin ya kaşlarını yolacağım."

"Bence asıl şerefsiz sensin. Neyse hadi kalk çok oyalandık.", beni kucağına alıp ayağa kalktı. Üçümüz beraber giderken benimle konuşmaya çalışıyorlardı ama ben fazla bir şey söylemek istemedim Levi. Yanlış bir şey dersem Kenny ile sen çok üzülürdünüz bu yüzden nerdeyse hiç konuşmadım. Bir, iki, üç tıp! Dedim sustum kaldım Levi. Aynı kötü adamlar peşimizde olduğunda bana söylediğin gibi.

Özgürlük ~Ackerman~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin