7.Bölüm |Kralın Dileği|

133 26 17
                                    

Ben geldiimm 🌻🌻

••••••••••••••••••

"Ahh...Levi...parmakların... parmakların çok soğuk! Mmm siktir yaralarım!"

"Tamam, tamam bağırma Rosalie. Çıkıyorum, çıkıyorum."

"Lan bu nasıl konuşma?! İçim titredi...", dedi Mike gözlerini kısarak.

Erwin, Mike ve Levi, Rosalie'nin yanına geldiklerinde genç kadın üşüdüğünü ve üzerine bir şey giydirmelerini istemişlerdi. Erwin odada kendilerine ait eşyaları toplarken Mike, Rosalie'yi oturur pozisyona getirmiş ve Levi, ona Mikasa'nın tişörtlerinden birini giydirirken kızı sabit tutarak yardım etmişti. Zaten ağrılarından dolayı inleyen kız birde Levi'ın soğuk parmaklarının sırayla kollarından, göğsüne, göğsünden sırtına oradan da karnına doğru gidişini hissedince iyice kendini kaybetmişti.

Mike bu konuşmayı oldukça eğelenceli bulurken, Rosalie utanmıştı. Levi ise, Mike'ın dediklerinden hiç hoşlanmamıştı. 

Rosalie'ye birde Mikasa'nın ceketlerinden birini giydirdikten sonra geri çekildi Levi. "Artık gidebiliriz.", arkadaşları zaten gerekli eşyaları topladığından yukarıya çıkmak için tamamen hazırlardı.

Erwin odadaki çantayı alıp başını salladı. "Evet hemen gitsek iyi olur. Mike, Rosalie'yi taşıyabilir misin? Güzel, kolay gelsin.", arkadaşının cevabını beklemeden memnuniyetle odadan çıktı komutan.

Levi'da peşinden gideceği sırada Mike'ın seslenmesiyle yerinde durdu. "Hey Levi, Rosalie'yi taşımak ister misin? Belki soğuk parmaklarını, onun sıcak kalbi ısıtır ve aşk başlar!"

Levi sabır dilercesine ona baktı. Gözleriyle kızı işaret etti. "O bu haldeyken bile uğraşıyorsun. Ayarın yok mu senin? Beni ve Rosalie'yi rahat bırak."

"Ah onun için sorun değil. Değil mi Rosalie?"

"Kör müsün kızın gözünü açacak hali yok. Al onu da gidelim.", sert ses tonuyla konuşmasından sonra hızla odadan ayrıldı.

Mike gözlerini devirerek yarı baygın olan Rosalie'yi kucağına aldı. "Çok bilmiş bücür. İki bücür iyi anlaşırsınız Rosa. Tabi önce kendine gelmem lazım. Uyudun mu? İyi uykular arkadaşım."

++++++

Terzi, Eren'in vücut ölçülerini aldıktan sonra en kısa zamanda en kaliteli, en iyi takım elbiseleri dikeceğini söz verip Eren'i askerleriyle baş başa bıraktı. Yani en yakın arkadaşlarıyla.

"Vay be Zeke evleniyor. Yakında da sen evleneceksin Eren. Zaman ne kadar hızlı geçiyor.", Connie'nin sözlerine karşı hem Eren hem de Reiner surat asmıştı. Bunu fark eden Armin durumu toparlamaya çalıştı.

"Halledeceğiz ikinizde merak etmeyin. Historia ile Eren evlenmeyecek."

"Bunu nasıl becermeyi düşünüyorsun Armin? Kralın ayaklarına kapanıp Eren'i serbest bırakması için yalvaracak mıyız?", dedi Jean oturduğu koltukta yayılarak. Sarışın omuzlarını silkti.

"Bilmiyorum ama onların evlenmesine daha var. Sonuçta ilk önce Zeke ve Frieda evlenecek."

Bertholdt iç çekti. "Onlar içinde üzülüyorum. Sonuçta onlarda bu evliliği istemiyor."

"Ne derseniz diyin.", söze girdi Reiner. "Frieda'nın birine aşık olduğunu düşünüyorum ve bu kişi Zeke değil."

"Hadi canım? Yemin et.", Jean dalga geçerek kıkırdadı. "Seni gidi profesör seni. O müthiş genlerinde karizma ve kas dışında bu kadar zeki olmakta mı var?"

Özgürlük ~Ackerman~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin