Ben geldimm ^^
••••••••••••••••••••
"Onu bu odaya yatır yaralarıyla tek başıma ilgilenirim.", Levi sabah Farlan'ın mışıl mışıl uyuduğu odanın kapısını açıp kucağında Rosalie'yi taşıyan Mike'a yol verdi. Mike, kızı yatağa yatırıp ayaklandı. Eliyle Rosalie'nin ter akan alnını silip Levi'a döndü.
"Ona zarar vermeyeceğin ne malum?"
"Onu öldürmek isteseydim şuan nefes alıyor olmazdı. Sence de öyle olmaz mıydı? Ya da şuan onu evime getirmek yerine dışarıda kan kaybından ölmesini izlerdim."
Mike sinirle soluyarak içeriye gitti. Çok geçmeden sırtında çantayla, kolunda bu evin ilk yardım çantasıyla, elinde sıcak su olan bir kova ve birkaç havluyla geri geldi. Eşyaları yere bırakıp ayaklandı. "Ben, Erwin'in yanına gidiyorum. Eğer ona bir şey yapsrsan kendini ölmüş bil bücür."
Levi kısık gözlerini ona çevirdi. "Şu ayı gibi duran bedenini al ve çek git."
Mike duyduklarını umursamayarak son kez yaralı dostuna bakıp kapıyı açtı. Tam çıkacağı sırada Levi'ın ona seslenmesiyle durdu. "Oi! Mikasa'nın buraya gelmesini söyle."
Bir şey demeden başını sallayıp çıktı. Maalesef içlerinde Rosalie'nin yaraları ile ilgilenebilecek, ilk yardımda tecrübeli bir asker yoktu. Levi bunu duyunca onlara aptal olduklarını ve kullanmayı bilmiyorlarsa ilk yardım malzemelerini boşuna taşımamalarını söylemişti. Sonrasında Rosalie ile kendisinin ilgileneceğini belirtmişti.
Levi ilk yardım çantasından aldığı eldivenleri ve önlüğü giyip Rosalie'ye döndü ve Mike'ın, yaralarına sardığı pelerin parçalarını çıkarıp yere attı. Söylediği gibi karnını derin kesmemişti ama yara baya uzundu. Dikiş atılması gerekiyordu. Yer altında yaşamanın tek avantajı, sürekli çeşitli yaralar görmekti. Levi o kadar çok yara görmüştü ki hangi yaraya nasıl tedavi edeceğini zamanla öğrenmişti.
Genç kadının gömleğinin düğmelerini açarken olabildiğince yavaş oldu. Karnı göğsüyle beraber, hızla nefes almaktan dolayı inip kalkarken Levi'ın gömleği uclarından tutup iki yana atmasıyla Rosalie inledi. Anlaşılan gömlek yaraya yapışmıştı. Kadın acıdan kıvranırken Levi bir elini onun karnının üzerine koydu. Bastırmadı, sadece orada tuttu.
"Sakin ol Rosalie, dayanmaya çalış. Dürüst olayım bizde yaranı uyuşturacak bir ilaç olmadığından canın çok acıyacak. Daha başlamadım bile şimdiden böyleysen ilerisinde nasıl dayanacaksın? Güçlü olmak zorundasın."
Rosalie acı içinde gülümsedi. "Ne trajikomik bir durum. Beni kesen sensin, beni iyileştirende sen oluyorsun. Üstelik bana dokunarak beni sakinleştirmeye çalışıyorsun. Ne acı, ne komik.", durdu. Derin nefesler alarak devam etti. "Mike...Mike'ın getirdiği çantada uyuşturucu ilaç ve iğne olması gerek."
"Anladım."
Birden Mikasa'nın gelmesiyle Levi ona döndü. "Kapıyı kapat ve şu büyük çantadan ilk yardım malzemelerini çıkar. İçinde yarayı uyuşturabileceğimiz bir ilaç olması lazım. Sonra da gel bana yardım et kızın üstünü çıkaralım."
"Tamam.", Mikasa çantayı karıştırırken Levi'de o sırada Rosalie'nin kemerlerini çıkarıp gömleğinin düğmelerini tamamen açtı.
Mikasa malzemeleri çıkardıktan sonra Levi'ye yardım etmeye başladı. Levi ellerini kızın gömleğinin içerisinden geçirip kızı belinden ve sırtından tutarak kaldırırken, Mikasa'da onun ceketini çıkarmaya başladı. Rosalie karnındaki ve kolundaki yaraya aynı anda bir acı saplanmasıyla sesinin duyulmaması için dişlerini Levi'ın omuzuna geçirip boğuk ve uzun bir şekilde inledi, acısını azaltacakmış gibi Levi'ın omuzunu sertçe ısırdı. Eğer sesi duyulursa Erwin, Mike ve diğer askerler durumu yanlış anlayıp odayı basabilir, kendisi de arada kaynayabilirdi. Bunu göze alamayacağı için kendisini tutan adamı dişlemeye devam ederek bağırma isteğini tutmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük ~Ackerman~
FanfictionAckerman ailesinin yukarıya çıkması yasaktı. Yukarıya çıkan Ackerman direkt idam edilir, ailesi ise işkence görürdü. Levi Ackerman hayatını, kendisinin büyüttüğü kuzeni Mikasa Ackerman'ın mutlu olması için adamıştı. Yer altı şehrinin pisliğinden kor...