Ackerman ailesinin yukarıya çıkması yasaktı. Yukarıya çıkan Ackerman direkt idam edilir, ailesi ise işkence görürdü.
Levi Ackerman hayatını, kendisinin büyüttüğü kuzeni Mikasa Ackerman'ın mutlu olması için adamıştı. Yer altı şehrinin pisliğinden kor...
Herkese selam. Normalde yeni bölümü atmayacaktım ama madem yazdım paylaşmak istedim.
Belli bir süre için öyle sık sık bölüm paylaşmayacağım. Hem ülkemizde yaşananlardan dolayı fazlasıyla iyi hissetmediğimden hem de kişisel durumlardan sık sık bölüm paylaşmayacağım.
Yine de yazmayı bırakmayacağım çünkü yazmak bana fazlasıyla iyi geliyor. Kendimi iyi hissediyorum. Bu ne kadar sürer bilmiyorum ama tek bildiğim yinede bölüm atacağım çünkü dediğim gibi yazmak beni rahatlatıyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu arada yazdığım 4 bölümlük hikayeye de bakarsanız çok sevinirim. Bölümlerin hepsini yazıp paylaştım umarım bir şans verirsiniz.
İyi okumalar 🤍
~~~~~~~~~~~~~~
"İyi misin Rosalie?", Mike arkadaşını kollarından tutup o iğrenç kafesten çıkardı. Bir gün geçmişti ve sonunda Rosalie çıkmıştı.
"Beni boş ver. Mikasa'dan bir haber var mı? Levi nasıl?"
Birkaç adım ilerledikten sonra Mike durup ona ciddiyetle baktı. "Oi, anlıyorum çok düşüncelisin ve bende size çok takılıyorum ama neden Ackermanları bu kadar düşünüyorsun?"
"Belki sonra anlatırım. Beni Levi'ın yanına götürür müsün?"
Rosalie'nin suratını inceledi Mike. Aç olduğu belliydi üstelik uyuyamamıştı ve o...ağlamış mıydı? Gözleri şişmişti ve yorgun bakıyordu, yüzü bembeyazdı. "Bence dinlenmelisin bir ölüyü andırıyorsun."
Mike derin bir nefes verdi. "Peki. Zaten oraya gidecektik. Nanaba oraya gelmemizi istedi. Mikasa'nın kaybolduğu gün o katta nöbet tutan Askeri Polis Birliğinin askerlerini sorgulayacaktı. Yani en azından deneyecekti."
