Ben geldim 🙈🙉🙊
••••••••••••••••
"Ackerman ailesi büyük bir yanlış yaptı ve yanlışının cezası olarak yer altı şehrine soyu tükenene dek hapsedilmeye mahkûm edildiler."
Kral'ın sesi kulaklarında tekrardan canlandı. Ellerini siyah saçlarından geçirip sinirle inledi. Ses konuşmaya devam etti.
"Sizi yukarıya çıkardım çünkü atalarınızın yanlışını sizin çekmenizi istemedim. Biliyorsunuz ki Marley ve Paradis birbirlerine bağlılar bu yüzden bunu yapmaya hakkım vardı."
Resmen ona borçlu olmuşlardı. Bu Levi'ı deli ediyordu ve sözlerine asla inanmıyordu. Maalesef ailesi onunla hem fikir değildi. Mikasa, Farlan ve Isabel ona inanmıştı.
Aptallar!
"Ancak bunu Grisha'ya uygun bir zaman diliminde açıklamayı düşünüyorum. Frieda ve Zeke'nin düğün haftası pazartesi günü başlıyor. O mutlu zamanlarında size bir şey edeceğini düşünmüyorum. Bana güvenin yeter. İyiliğinizi istiyorum."
Yalan, yalan, yalan, YALAN!
Levi öfkeyle ellerini önündeki kahverengi masaya sertçe vurarak hırladı. İnanmıyordu ona, kesinlikle bir şeyler saklıyordu. Bir şey saklamasa atalarının hatasını neden söylememişti ki?
"Atalarınızın yanlışı çoktan unutuldu gitti. Eski kitaplarda bile yer almıyordur. Yani bunun cevabını maalesef size veremeyeceğim. Önceden ne olduğu önemli değil, önemli olan şuan size yerin üstünde bir hayat kurmak."
Kral Uri bunları söyleyerek onları hazırlattığı odalara göndermişti. Pazartesi gününe kadar dışarıya çıkmamalarını, sadece bu katta dolaşmalarını söylemişti. Sarayın bu katı Kral Uri'ye özel olduğu için izinsiz Lord Rod bile giremezdi bu yüzden burası güvenliydi.
Levi ellerini masadan çekip odaya göz gezdirdi. Gayet düzenli ve güzeldi. Kraliyet ailesinin misafirlerine layık bir odaydı. Oda çoğunlukla bordo ve altın rengiyle kaplıydı. Yüzünü buruşturdu. Bunların gerçek altın olduğundan emindi. Sadece bu odadaki altınlarla yer altı şehrini yeniden yapabilirlerdi ama herkesin gözünde mükemmel olan Kral Grisha yer altı şehrini kaderine terk etmişti.
Diğerleri gibi Uri'nin sözlerine inanıp onun dediklerini yapmayacaktı. Bu işi araştıracak ve kendi yolunu çizecekti. Gerekirse ailesini alıp Paradis ve Marley'den uzak duracaktı. Şimdiden plan yapmaya başlamıştı ancak tam bir sonuç elde edemiyordu. Yapabileceği şeyler sınırlıydı çünkü buradaki düzeni, kuralları, yaşamı tam bilmiyordu. Burada kime güvenebilirdi bunu da bilmiyordu. Şimdiye kadar kimi tanımıştı?
Mike, Erwin, Rosalie ve Hannes.
Mike iyi bir arkadaş olabilirdi. Çoğunlukla rahat davransa da oldukça güçlüydü ve yeri geldiğinde ciddiyetini gösteriyordu. Düşünceliydi ve yardımseverdi. Ona güvenebilirdi.
Erwin ise karışıktı. Çoğunlukla ciddi ve efendisine sadıktı. Güçlüydü, iyi dövüşüyordu. Pek belli etmese de ailesine karşı düşünceliydi. Zekiydi, kiminle nasıl konuşması gerektiğini iyi bilirdi. Ayrıca askerlerine karşı iyi bir komutandı. Yine de ona güvenebilir miydi? Kesinlikle bunun cevabını bilmiyordu.
Rosalie ise çok anlaşılırdı. Pes etmeyen tavrıyla iyi bir askerdi. Onda savaşçı bir ruh olsa da fazlasıyla kırılgandı. Çabuk sinirlenebiliyor ve her şeye alınabiliyordu. Gerçi Levi onun o sırada kan kaybının verdiği sarhoşlukla bütün bunları yaptığını düşünüyordu, ne de olsa ölüm korkusu insanın aklını karıştırabiliyordu. Onun dışında Ackerman ailesinin adını duymuştu ve kendisininde yer altından geldiğini söylemişti. Levi bir anlığına onu tanıyormuş hissine kapıldı. Sanki onunla bir anısı vardı ama bu anıyı hatırlayamıyordu. Peki ona güvenenilir miydi? Evet ona güvenebilirdi. Bir eylem yapmasa bile Levi onun sır tutabileceğinden kesin emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük ~Ackerman~
FanfictionAckerman ailesinin yukarıya çıkması yasaktı. Yukarıya çıkan Ackerman direkt idam edilir, ailesi ise işkence görürdü. Levi Ackerman hayatını, kendisinin büyüttüğü kuzeni Mikasa Ackerman'ın mutlu olması için adamıştı. Yer altı şehrinin pisliğinden kor...