Off off bu bölümü bu gün paylaşmasaydım içimde kalırdı valla dkdkdk
Uzun bir süre bölüm olmazsa şaşırmayın :')
------------------
"Emrediyorum Hannes! Bana o kızın kim olduğunu söyleyeceksin!", Eren sinirle sert bakışlarını karşısındaki askere dikti. "Ya söylersin ya da seni parçalarım!"
"İstediğinizi yapın Majesteleri ama Kral Uri'nin misafiri hakkında bilgi veremem. Üzgünüm.", çok rahat bir tavırla bunu söylemişti. Genç Prens'in tehditi onda işe yaramıyordu.
"Burası benim krallığım Kral Uri kim oluyorda onun misafirini kolluyorsun?!", Mikasa ile konuşmayı çok istiyordu bu yüzden sabahtan beri Hannes'e bağırıp duruyordu. Hannes ise Mikasa hakkında bir şey demiyor üstüne Eren'in Kral Uri'nin katına gitmesini engelliyordu.
"HAAANNEEEEES! Burada neler oluyor?"
"Hange koşma düşeceksin!", Hange, Moblit'i dinlemeyerek Eren ile Hannes'in yanına koştu. İkisi genç prensin önünde eğilerek selam verdiler.
Hange gözlüklerini düzeltip gülümsedi. "Burada neler oluyor? Hannes yoksa Prens Eren'in emrine karşı mı çıkıyorsun?"
"Yapabileceğim bir şey yok Hange. İzinsiz Kralın kardeşi bile giremez."
"Ama Eren bu krallığın prensi, buradaki her şey ona ait. Senin iznine ihtiyacı yok.", diyerek araya girdi Moblit.
"Ah bende sabahtan beri bunu anlatmaya çalışıyorum!", öfkesini bağırarak çıkarmıştı Eren. "Yürüyün askerlerim! O kata gidiyoruz!"
"Emredersiniz!", Hange heyecanla Eren'in peşinden giderken Moblit ve Hannes'te ona katılmıştı. Birlikte Kral Uri'nin katına çıktıkları gibi Eren aradığını buldu.
Mikasa endişeyle etrafa bakınıyordu. Sonunda Hannes'in geldiğini görünce koşarak onun yanına gitti. "Hannes, Levi'ı gördün mü? Onu bulamıyorum. Bir şey mi oldu acaba? Senin haberin var mı?"
"VAAAAĞĞ MİKASA BU SEN MİSİN!? AMANIN AMANIN HALA KEDİ GİBİ ÇOK TATLISIN!!!", Hannes'in konuşmasına fırsat vermeden Mikasa'nın üzerine atladı Hange. Onun yanaklarını heyecanla sıkmaya başladı. Sanki bir dev görmüş gibiydi. "Ahh! Mike senin burada olduğunu söylediğinden beri ne kadar mutluyum anlatamam. Ayy!! Hala çok şirinsin! Çok güzelsin!"
"Hange sakin olmalısın! Kızın yanakları kızardı! Gel buraya!", Moblit endişeyle Hange'yi kendisine çekip onu Mikasa'dan uzaklaştırdı. "Merhaba Mikasa.", diyerekte kıza selam vermeyi de ihmal etmedi.
Mikasa şok olmuştu. Üstelik yanaklarıda cidden kızarmıştı ve acıyordu. Hannes, Hange'nin sakinleştiğini görünce Mikasa'ya yaklaştı. "Levi, Mike ile beraber Rosalie'yi ziyarete gittiler. Endişelenecek bir durum yok. Merak etme."
"Anladım söylediğin için teşekkürler.", Mikasa bir an için bakışlarını Eren'e çevirince kaşlarını çattı. Bu çocuk ona yiyecek gibi bakıyordu. Kendini tuhaf hissetti sanki dejavu yaşamış gibiydi.
Eren ise takılıp kalmıştı. Sonunda onu bulmuştu. Karşısındaydı. O kadar güzel bir kızdı ki gözlerini ondan alamıyordu. Daha çok erkendi ancak şimdiden hissetmişti.
Mikasa'yı başka bir erkekle görmeye dayanamayacağını hissetmişti.
Onunla konuşmak için adım atacağı sırada parmağında hissettiği yüzükle geriye çekildi. Her ne kadar Historia'yı sevmesede nişanlı bir şekilde Mikasa konuşamazdı. Bu ona yapacağı en büyük haksızlık olurdu. Yüzük olan elini cebine koyarak Mikasa'ya bakmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük ~Ackerman~
أدب الهواةAckerman ailesinin yukarıya çıkması yasaktı. Yukarıya çıkan Ackerman direkt idam edilir, ailesi ise işkence görürdü. Levi Ackerman hayatını, kendisinin büyüttüğü kuzeni Mikasa Ackerman'ın mutlu olması için adamıştı. Yer altı şehrinin pisliğinden kor...