"Yaa işte Komutan Erwin gitsin Komutan Nile'ın karısı Marie'ye aşık olsun ey gidi ey!"
"Komutan Erwin'den bahsettiğimize emin miyiz? Hani kalın kaşlı, kaslı, sarışın komutanımız olan. Erwin Smith olan dimi?", diye sordu Connie, Reiner'ın anlattıklarına karşı.
Reiner başını salladı. "Evet lan. Bana anlattı oğlum ne sorguluyorsun? Ne yalanımızı gördün bu zamana kadar?"
Jean gülerek ortaya atıldı. "Lan senin dürüst bir zamanını görmedik ki, şimdi yalanlarından hangisini sayalım."
"Kırıldım at herif.", arkadaşlar aralarında konuşurken Armin akşamki baloya hazırlanan Eren'i izledi. Eren bozuk bir suratla aynanın önünde saçlarını tarıyordu.
Armin yerinden kalkıp Eren'in yanına gitti. "İyi misin Eren?"
Eren yorgun bir iç çekti. "Sence iyi biri miyim Armin? Temiz, iyi ve özgür."
"Bu da ne demek? Tabi ki iyi birisin. Üstelik sen prenssin Eren! Buradaki herkesten daha özgürsün."
"Yazık.", diye sessizce fısıldadı. "Ben buradaki herkesten özgürsem sizin çiftlik hayvanlarından farkınız yoktur demektir."
Eren'in sözleri tüm arkadaşlarının dikkatini çekti. Connie tek kaşını kaldırarak ona baktı. "Oi. Bu sözlerin yakıştı mı?"
Reiner arkasına yaslanıp ellerini başının arkasında birleştirdi. "Adam haklı beyler dağılın. Ne de olsa o prens bizse kraliyetin emirlerine uyan askerleriz."
"Eren sabah sabah bir şey mi içtin acaba?", diye sordu Bertholdt.
Armin elini Eren'in omuzuna koyup kendisine bakmasını sağladı. "Yorgun görünüyorsun. Bir sorun mu var?"
Eren cevaplamadan Reiner araya girdi. "Korkma lan bu gün abin evleniyor sen değil."
Bu söz genç prensin kaşlarını daha çok çatmasına neden oldu. Reiner'a öyle bir bakış attı ki Reiner oturduğu yerde küçüldü. "Yani üzgünüm umarım düğün mahvolur da Zeke kurtulur."
Eren önüne dönüp saçlarını taramaya devam edince Armin elindeki tarağı alıp onu durdurdu. "Eren baloya daha çok var biraz uyusan iyi olur."
"Aynen hem kadınlar gibi uzun bir hazırlanman yok. Bir pantolon bir gömlek giyersin gidersin baloya.", Connie gülerek arkasına yaslandı.
Eren iç çekerek ayağa kalktı. "İyi ben yatıyorum siz takılın.", deyip üzerini değiştirmeden yatağına yattı. Diğerleri de onu rahatsız etmemek için odadan çıktı.
•••••••••••
"Abla iyi misin?", Historia, Frieda'nın elbisesini düzenlttikten sonra geri çekilip ona baktı.
Frieda'nın iyi olmadığı yüzünden belliydi. Yine de güçlü olmaya çalışarak derin bir nefes aldı ve gülümsedi. "Ben iyiyim Historia sadece biraz hava almam lazım sen burada bekle ben biraz dolaşıp geliyorum."
"Abla bekle elbisenle çıkamazsın!"
Frieda kız kardeşini dinlemeden odadan çıktı. Bu akşam her şeyin başlangıcıydı. Kraliyet ailesinin düğünü 1 hafta sürüyordu. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri soylular arasında, salı, perşembe ve cumartesi günleri de halk arasında kutlama yapılırdı pazar günü de nikah yapılırdı. Yani pazar günü her şeyin sonuydu.
Son bir kez diye düşündü Frieda. Son bir kez Erwin'i görmek ve vedalaşmak istiyordu. Son bir kez dudaklarını tatmak ve ona dokunmak istiyordu. Son bir kez...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük ~Ackerman~
FanfictionAckerman ailesinin yukarıya çıkması yasaktı. Yukarıya çıkan Ackerman direkt idam edilir, ailesi ise işkence görürdü. Levi Ackerman hayatını, kendisinin büyüttüğü kuzeni Mikasa Ackerman'ın mutlu olması için adamıştı. Yer altı şehrinin pisliğinden kor...