1. Bölüm: Küçük Olaylar

13.6K 70 25
                                    

Herkese Merhaba,

Hikayeme hoş geldiniz. 2 3 bölüm biraz aynı gibi gelebilir çünkü zihinlerinde neler var ona baktık. Bu not biraz da yeni gelenler için. Şu an ben 41. bölümü bitirdim. Sonunda bambaşka kapılar açılıyor. En çok da kendi gelişimim açısından geriye dönüp bakmayı seviyorum. Hikayede her zaman mutluluk yok maalesef hatta baya depresif yerler de var. Ama ayrılmadan çözmek, en dibe batmak, sonra çıkmak ya da olduğu gibi bırakmak, gerçekten hayattan kitaplardan ve müziklerden, kora kor kavgalardan bahsediyorum. Ve tabi ki aşktan. Şimdi okuduğumda çok komik ve bayağı gelen yazım yanlışları ile dolu bir sürü yer var.  :) Ara ara dönüp düzeltmeyi planlıyorum. 

Yeni gelenlere ayrıca bir şeyler söylemek istedim. Yorumlarınız neden önemli biliyor musunuz? Hem eğlencesi hem düşüncenizi merak ediyorum ama ileride yazacağım her bir cümlenin kimde nasıl bir etki bıraktığı benim için önemli. Ya kardeşim bu hikaye böyle mi olurdan bu insan böyle mi tepki verire kadar bir çok şey önemli. Malum okullusu da olduk :) 

Sonlara doğru geldiğinizde şu ana kadar ki kurgusal olarak en güzel bölüm Bir Küçücük Aslancık Varmış. Başlara bugünden bakınca nereden nereye diyorum. Laf aramızda biz şu an 2041'deyiz :) Geçmişe açılan kapıları ile. 

Umarım sonuna kadar bizimle olursun :) 


İçimdeki acının ne olduğunu biliyordum. Asıl bilmediğim nasıl dışa vuracağımdı. Bu acıyı görmüştüm. Daha yeni deneyimledim. Haksızlık değil miydi? Ama haklısın bencilim İnci'm. Şimdi biliyorum orada olmadığınız baba kız olacaksınız. Denizi öğretir; belki sana sevdirir. Sen bilmezsin neden adın İnci oldu Selin değil. Onu anlatır belki babam. Nasıl bir istiridye bulduğunu; kaybetmişken yolunu ona buldurduğunu. Öğren orda İnci'm babama nasıl yol olduğunu. Belki de affedersin beni. Affeder misin sahi? Vurmazsın yüzüme biliyorum olamadığım ablalığımı...İnci'm elini tutamadım; yolunu nasıl kaybettiğini daha kendime bile anlatamadım. Sen nasıl affedeceksin.? Oysa ablalık tüm hataları yapıp yolu sana açmak değil miydi? Ben sadece hatalar yaptım. Ben seni tüm dertlerin ile baş başa bıraktım. Tutamadım elini. Ama artık korkmuyorsun değil mi, orada babam seninle. O da kızgın bana biliyor musun? Gerçi sen izliyorsun bir yerlerden biliyorum. Daha anlatamadım ona senin için yaptığımı, Çınar'ın masum olduğunu; o şerefsiz... O. Engin'miş... seni benden bizden hayattan koparan. Onu da ben soktum hayatına. Al bak bir neden daha... üzülme diyorsundur belki. Bunu istemeye hakkım yok biliyorum ama sen anlatır mısın babama İnci'm sana; ailemize ihanet etmediğimi... Ben sadece katilini bulmak istedim. İstedik. Evet istedik. Ilgaz'la. Senin bana bıraktığın en güzel doğum günü hediyem. Kalbimin en kırık yerlerinden yeşeren minicik bir papatya sanki.

Kapının kapanma sesine uyanmıştı Ceylin. İçeriden geliyordu ses. Ne görmüştü rüyasında acaba kalbi sancıyordu. Ya da zaten şu sıralar hissettiği tek şey bu muydu? Ilgaz yoktu nefes alamıyordu. Dün anlamıştı cenazede aileydiler artık. Mahkeme sonrası 'şimdi biz de aile mi olduk?' sorusunda bile inanmamıştı. Kaçtığı tüm kalıpların aslında ona nasıl iyi geldiğini. Annesi bile 'iyi ki sen oğlum' demişti. Sonra bi an Metin'e dava sonrası baba demişti birden. Kızgındı ona hala ama babası da hata yapmıştı, kendi de... hayata sarılmak istedi; Ilgaz'a. nerdeydi sahi? Masasında dosya mı okuyordu, belki duruşmadaydı...

Osman'ın sesini duydu. Aylin'le konuşuyordu. Tartışmasalar bari diye geçirdi içinden.

'Git dışarda bekle han kapısı mı bu' demişti Aylin; mevzu büyüyücekti hisseti. Gene aynı el soluksuz bıraktı bi an ciğerlerini. Ne demişti Ilgaz 'bana bak, beni gör, nefes al' . Derin bir nefes aldı.

Alışırım Zannettiğim Yokluğundan AcılanmamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin