13. Bölüm: Defter - I

1.9K 56 74
                                    

Herkese merhaba 🎈 ilk defa girişte yazıyorum sizlere. Bu bölüm iki üç parttan oluşacak. Aslında tek seferde yazacaktım. Ancak uzun süreceğini düşündüğüm için önden bir kısmını atmak istedim. Bu arada finale karar verdim ve off diyorum. Aradaki olayların seyri bakalım bizi oraya nasıl götürecek 🤷🏻‍♀️ bu arada  hadi gelin Ilcey'e ilk dans müziği seçelim. Sizin yorumlarınızdan birini kullanacağım. 🥰🥰 O yüzden girişe yazmak istedim. hem bölüm yorumlarınızı hem de şarkı için yorumlarınızı bekliyorum. Bir de ben yeni twitter hesabı açtım. Bu sebeple hikayemi beğendiyseniz ve içinizden gelirse paylaşabilirseniz çok sevinirim. ⭐️⭐️





Gözlerini açtığında hissettiği huzura ve mutluluğa inanamadı Ceylin. Çok büyük kayıpları olmuştu ama utansa da yaşadığı duygulardan; içindeki coşkuya engel olamıyordu. Katiller bulunmuştu, Ilgaz yanındaydı en önemlisi baş dönmeleri geçmiş, mide sıkıntıları yok denecek kadar azdı. Annesiyle halletmesi gereken bu soğukluğu da çözdüğünde her şey tamam olacaktı diye düşündü. Peki ya Ilgaz'ın ailesi ile olanlar. Ilgaz'a baktı huzurla uyuyordu. Bu yaşananlar onu bir seçim yapmaya zorlamıştı, kendiliğinden üstelik bu sefer ben zorlamadım diye düşündü. Yine de içinden gelen gülümseme isteğini durduramadı. Hayat buydu diye geçirdi içinden. Pişmanlık duydu bir yandan. Bu mutluluğun bedeli İnci ve babasının ölümüne Ilgaz'ın ise ailesiyle arasının açılmasına sebepti. Zaten ne zaman koşulsuz ya da salt mutluluğa birden çabalamadan ulaşmıştı ki? Yanında uyuyan Ilgaz'a tekrar baktı. Kırılıp dökülen yanlarına, yeniden çiçek açan yarınlarına. Şaşkınlıkla saatine gözü ilişti. Her sabah 07:30'da uyanıp jilet gibi hazır olduğunu gördüğü adam saat dokuzu geçiyordu ve uyanmamıştı. 3 günlük rüya gibi geçen bir tatil. Zaten ne zaman tatile gittim ki diye düşündü. Normaldi yani bu mutluluğu. İnsan kalbini, aklını, sorunlarını da taşırsa gittiği yere o zaman nerde olduğunun bir önemi yoktu. Ceylin ise kendinde o kafa sakinliği olan en son insandım sanırım diye düşündü. Bir sürü tilki dolanır hiç kuyruklarını yakalayamam derdi. Ama şimdi ilk defa biri onun için dünyayı durdurmuştu. Sadece kitapları, yürüyüşleri ve doğayı dinleyişleri vardı. Ilgaz her düşüncesi, her endişesinde sakin kalmasını sağlamış; şimdi değil demişti. Aceleci ve tez canlı biri düşüncelerini nasıl durdururdu ki. Bu sebeple aklında araştırması dönüp duruyordu ve bunu Ilgaz'a asla söyleyemezdi. Hala Mehmet Değirmen'i aştırdığını bilmemeliydi. Aslına bakarsa bugün dönecekleri de iyi olmuştu. Bir yerden bebeklerini de merak ediyordu. 12 hafta bitmişti çoktan; hala idrak edemese de bazı şeyleri, düşündükçe korku sarıyordu içini. Ilgaz'ın tabi ki kendinden emin tavrı babalık konusunda da hemen gösteriyordu kendini. Kalkmak için yeltendiğinde kolundan tuttu Ilgaz onu.

Ilgaz: Nereye?

Ceylin: Günaydın. Sıkıldım yat yat. Biraz açılayım hadi sen de kalk. Acıktık birazcık.

Kolundan çekip yakaladı onu.

Ilgaz: Ararız gelir kahvaltı. Birazcık onlarla konuşmak istiyorum.

Güldü Ceylin. Bu Ilgaz'ın bir ay önce acıkın ve yormayın konuşmasından sonraki ilk konuşması olacaktı. Kollarına aldı Ceylin'i. Okşayarak konuşmaya başladı.

Ilgaz: Bu sabah çok mutlu uyandım. Sizin burada bizimle oluşunuz. Annenizin bu mis kokusu...bu sevgi dolu bakışları...(Ceylin Ilgaz'ın yüzünü okşadı, bakışlarını gözlerinden çekmeden) yarın sizi ikinci görüşüm olacak. Çok heyecanlıyım.

Ceylin: Bu anı kaydedin babanız dünyanın en sakin, en ne yapması gerektiğini her zaman bilen, hep söyledikleri çıkan biridir. Öyle kolay kolay heyecanlanmaz. Bu çok sizi sevdiği için.

Ilgaz bakışlarını Ceylin'e çevirdi. Söylediği sözlere hem sevinmiş hem şaşırmıştı.

Ilgaz: Senin için nasıl deli olduğumu bilsen. İçimde seni gördüğüm her an hissettiğim heyecanı, aşkı (tekrar kokladı saçlarını) bu kokuyla nasıl sarhoş olduğumu, sakin olduğumu düşünmezdin.

Alışırım Zannettiğim Yokluğundan AcılanmamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin