21. Bölüm: Neden

1.6K 60 151
                                    

Herkese merhaba, 🌸 öncelikle aslında daha uzun bir bölüm olacaktı ancak rüya ve son kitap kısmını Ilgaz Ceylin ile konuşacak ve rüya görecekti ancak yarın yola çıkacağım ve sat 02:41 şu an. 😅 Kısa bir yer için sizi 3 gün bekletmek istemedim. 🫶 Defne'nin büyümek ile ilgili konuşmasına mutlaka değineceğim.

İlk bahsettiğim Ceylin'in bitirmediği kitap Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş - Jose Saramago'dur. 📚Bende bıraktığım şekilde duruyor öyle evde. İkinci ve bizimle bir sonraki bölümde de yer alacak kitap hepinizin çok iyi bildiği A'dan X'e Mektuplar. 📚 Ceylin'in üniversitede çizdiği kısımları bende 7 yıl önce çizmiştim. Şu an yeniden okuyorum. Yeni çizilen yerleri ise şimdi çizdim. Biraz benim sevdiğim kısımları oldu. İki kitapta tavsiyedir. Saramago Nobel aldı diye biliyorum. Diğerini zaten Pınar 🤍 sürekli övüyor. Benim tanışıklığım üniversitedeki hocamdan olmuştu. 💐💐

Ay girizgah çok uzun oldu farkındayım. Neyse ki artık Ilgaz'ın rüyalarının çözümlenmesi aşamasına geldik. 🤨🤨Taylan'ı daha iyi anladığımız bir yerdeyiz. Bazen kimse sanıldığı kadar kötü değildir. Yekta hariç. Fotoğrafını çektiğim Ilgaz'ın rüyasındaki yer çok güzel yolu tam rüyasındaki gibidir. Kıbrıs'a yolu düşen mutlaka uğrasın. Kışın daha da şahanedir. 🌧️

Düğün şarkısını ben belirledim gibi oldu ama hala melodisinden emin değilim. 🥰Hala önerilere açığım. 🙏🙏 Yorumlarda buluşalım. Onları okumak yeni kapılar açıyor. Ve yazmam için teşvik ediyor. 🌟🌟Hepimize mutlu hafta sonları şimdiden. 🌸



Ilgaz yerinden kalktı. Ceylin uyuyordu. Saate baktı 13:41 olarak gördü. Gözlerini ovuşturdu. Adli tatilin bitmesine az kalmıştı ve sürekli bir şekilde öğlen Ceylin'le kendini uyurken buluyordu. Güldü kendi kendine; normalde adli tatilin başlarını çok sever sonlarına doğru adliyede olmayı özler sık sık nöbet yazılmasını sağlardı. Oysa şimdi burada evde olmak kitap okumak, Ceylin'le vakit geçirmek onun için onu çok mutu ediyordu. İçindeki huzursuzluk hissi niye düşündü. Ceylin haklıydı Pınar hanım ile görüşmesi gerekiyordu. Dün yaşadığı şeyden dolayı Ceylin'i huzursuz ettiği için pişman oldu. Çocuk annelere hormonal duygu yüklüyorsa bence babalara da yüklüyordur. Ağır bir sorumluluğun altına giriyoruz. Normaldir belki de bu durum. Sonrasında babası geldi aklına, dedesi geldi. Ceylin'in babası geldi. Her figür kendince o kadar defoluydu ki olmak istemediği kişileri bilirken ya onlardan biri gibi olursam diye düşündü. Düşüncelerinden Eren'in mesajı ile sıyrıldı.

"Abi 2 saat sonra boşum damatlık işini çözebiliriz."

"Olur kardeşim. Ceylin uyanır birazdan bende çıkarım sen neredesin alayım seni? Tek araba gidelim."

"Adliyeden alır mısın?"

"Anlaştık."

salonun girişinden Ceylin'in üzerinden çıkardığı kendi tişörtünü aldı. Kirliye attı ve içemediği kahvesini tekrar doldurdu. Önce dosyalara bakmak istedi ama gözü kitaplığa takıldı. Ceylin'in boşanmadan önce okuduğu kitabı gördü. Bitirmemişti ve inatla bıraktığı yerden ne Ilgaz ne Ceylin onu kaldırıyordu. İkisi içinde onu oradan alırsa sanki o günlere döneceklermiş gibi hissediyorlardı. 4 aydır kıpırdamadan öylece duruyordu kitap. Hatta Ilgaz tozunu alırken üzerini silip devam ediyordu. Ceylin üzerine 2 3 kitap rahat okumuştu ama "Ölüm Bir Varmış, Bir Yokmuş" kitabı öylece duruyordu. Konusu yüzünden mi yoksa o günlerden mi kaynaklıydı bilinmese de sanırım ömürleri boyunca bu kitap hep burada duracaktı. Kitapların üstlerinde parmağını gezdirdi. Bir kitabın önünde durdu. Ceylin ayrı oldukları dönemde başlamış, tatillerinde devam etmiş en sonunda burada bitirmişti. Onun aksine Ilgaz kitaplara not almayı altını çizmeyi sevmezdi. Kitabın kendine ait ruhuna müdahale olduğunu düşünür, kritiğini annesi ile yapmayı şimdiler de ise Ceylin ile yapmayı seviyordu. Ceylin ise altını çizer notlar alırdı. Bir konuşmalarında yıllar sonra dönüp o Ceylin'e bakmayı seviyorum dediğini hatırladı. Aslında bu davranışları karakterleri hakkında çok bilgi veriyordu. Ilgaz paylaşımcı, düşüncelerini tartışmayı seven, hukuk ve adalet anlayışında olduğu gibi onlara müdahale etmeyen, kitabı bütün görüp sonrasında özümseyip yorumlayan ama ana haline dokunmayan biriydi. Ceylin ise tam tersi. Özümsediği şeye kendi doğruları ile müdahale etmeyi seven, yalnızlığı sebebiyle düşüncelerini paylaştığı yine kendisi olup, savaşını tartışmalarını bile kendi ile veren biriydi. Ceylin'in derdi hep kendi olmuştu, Ilgaz'ın ise hep etrafı. Merak edip kitabı çekip çıkardı. Kendisi okumamıştı neden bu kitaba bu kadar tutulduğunu anlamamıştı. Okumadığı içinde üzerine konuşma fırsatları olmamıştı. Bu kitabı okumaya karar verdi. Onun çizdikleri notları arasında yolunu bulmayı deneyimleyecekti. Kitabı açtı Shakespeare'in sözleri ile başlıyordu kitap;

Alışırım Zannettiğim Yokluğundan AcılanmamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin