18. Bölüm: Toprak Yağmura

1.8K 54 212
                                    




Sabah Ilgaz'ın alarmı her zamankinden erken çalmıştı. Saat 06:00'dı. Dün gece hiç olmadığı kadar birbirlerini dinlemiş ve konuşmuşlardı. Uzun zamandır görmediği rüyayı yine görmüştü Ilgaz. İlginç diye düşündü; düşüncelerinden sıyrılıp Ceylin'i uyandırmak için omzuna öpücük bıraktı. Ceylin sadece ımmh dedi ama gözlerini açmadı. Saçlarını okşayarak başını öptü Ceylin'in. Ceylin'in yüzünde gülümseme belirse de yine de gözlerini açmamıştı.

"Ceylin hadi. Geç kalacağız."

"Ben uyanmak, dönmek istemiyorum... - tek gözünü araladı.- hep burada kalamaz mıyız?" mahmurlu bir sesle söylemişti bunu Ceylin.

"Bende çok isterim sevgilim ama işe gitmem gerekiyor, istersen seni eve bırakıyım sen evimizde devam et uyumaya."

Ceylin istemeyerek kalktı ve gerindi. Offlayarak kalktı yataktan. Ilgaz gülerek. "hadi hadi, getireceğim ben seni tekrar buraya" dedi omuzlarından tutup banyoya doktu iterek götürürken.

*****

20 dakika sonra arabaya geçmişlerdi.

"Eve uğrayalım duşa gireceğim olur mu?"

Ceylin esneyerek başını sallamıştı. Ceylin yol boyunca uyumaya devam etmişti. Bu süreç, yaşadıkları ne kadar dinamik ve hızlı akıyor olsa da Ceylin tüm bunlara karşı tepki gösterir gibi her an uyumak istiyordu. Gerçi doktoru söylemişti yorgunluğu artacaktı. Ilgaz onu evde kalmaya ikna ederim belki diye düşündü. Aklına bir fikir geldi. Onu oyalayacak tek şey uğraşacak bir uğraşı olmasıydı. Taylan'ın dosyalarını verecekti dün Pars ona dosyaları getirmiş oda eve bırakmıştı. Hem Ceylin evde daha rahat araştırırdı. Ilgaz ailesi ile yaşadığı evin önünde durdu. Eşyalarını alıp çıkacaktı. Ceylin'i uyandırıp uyandırmamak konusunda kararsız kaldı. Nerede yaşayacakları konusunu netleştirmeleri gerekiyordu. Ceylin yeni bir ev ister miydi yoksa onun evinde mi devam edeceklerdi. O ev ikisi içindi ama bir kere ayrılık lafı ile ruhunu da kaybetmiş miydi? Bunu akşam konuşmaya karar verdi. Arabayı durdurduğunda Ceylin gözünü açmıştı. Ceylin binaya baktı. Huzuru bulduğu kanepesini aslında içten içe özlemişti.

"Ceylin, 5 dakikaya geliyorum. Eşyalarımı alacağım. Hem de dün bahsettiğim dosyaları almam gerekiyor. - Bekledi - Çok kalmayacağım. Duşu sende alırım."

Ceylin Ilgaz'ın tedirgin olduğunu biliyordu. Biraz bekledi; aslında onunda yapmak istediği bir şey vardı.

"Defne uyanmış mıdır?" diye sordu. Saate baktı Ilgaz 07:09 idi.

"20 dakika sonra uyanır. 07:30'da uyanıyor - biraz bekledi Ilgaz- Neden sordun?"

Gülümsedi Ceylin. "minik arkadaşımı özledim." dedi emniyet kemerini açarken.

"Vaktin var mı kahvaltı yapalım üçümüz?"

Ilgaz huzur dolu bir gülümseme takındı yüzüne. "Size her zaman var" demişti.

"Sen çık o zaman yukarı ben bir şeyler alıp geleyim" demişti. Ceylin anahtarı alıp Ilgaz'dan indi arabadan. Bahçe kapısında durdu bir süre. Tereddüt ederek yürümeye başladı. Ilgaz onu izliyordu. Onun için ne kadar zor olsa da ailesi olarak gördüğü sadece Ilgaz değildi aynı zamanda Defne'ydi. Binaya girince Ilgaz'da fırına doğru ilerledi arabasıyla.

Ceylin ağır ağır çıktı merdivenlerden. Bu merdivenler onun huzura açılan kapısının ilk sinyalleri gibiydi her zaman. Yüklerini bir bir basamaklarda bırakırdı çıkarken buradan. Yavaşça girdi içeri. Önce evin kokusunu aldı. Temizlik ve Ilgaz karışımı bir kokusu vardı bu evin. Bildik koku gülümsetti bir anda onu. İlk girdiğinde nasıl incelediyse şimdide bir an incelemek istedi. Aynı bildiği düzen vardı hiç bir şeyin yeri değişmemişti. Her şey olduğu gibi duruyordu. Açık yeşil koltuğa oturdu ve yüzeyini okşadı. Gülümsedi "özlemişim seni" sonra elini alnına götürerek gülmeye devam etti. Eşyalarını kenara bırakıp kalkıp çayı koydu.

Alışırım Zannettiğim Yokluğundan AcılanmamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin