Harry, Dumbledore'un odasından çıktıktan sonra babasının Öğrenci Başkanı odasına gitmişti. Normalde James orada kalmıyordu ama Harry geldiği için bir günlüğüne orada kalacaklardı. Harry, Profesör Dumbledore tarafından kahvaltıda herkese takdim edildiğinde yine Gryffindor Ortak Salonu'na geçeceklerdi.
Harry ilk defa orada kalacaktı. Daha önceden bir kere Gryffindor Ortak Salonu'nda bulunmuştu ama onda da McLaggen'a, Ginny'ye yaptığı şeyin bedelini ödetmek in bulunmuştu.
O gece uzun uzun sohbet etmişti James ile Harry. Hatta babasının annesini nasıl etkilemesi gerektiğini anlatmıştı. Normalde harika olan ama Lily'nin aptalca ve çocukça bulduğu şakalarına biraz ara verip Severus ile uğraşmayı bırakacaktı. Aynı zamanda her gördüğü yerde teklif etmeyi de bırakacaktı. Bu sayede de değişimi Lily'nin dikkatini çekecek ve onun hislerinden emin olmasını sağlayacaktı.
Sabah olduğunda Harry biraz heyecanlıydı. Sonuçta böyle bir şeyi ilk defa yaşayacaktı. Babasıyla vedalaştı ve Dumbledore'un yanına doğru ilerledi. James de diğer Çapulcular'ın yanına gitti.
Herkes kahvaltı için Büyük Salon'da toplandığında Dumbledore konuşmak için kürsüye çıktı. Herkes onun diyeceği şeyi merakla bekliyordu. Sonuçta hepsi Harry'yi fark etmişlerdi. İlk başta onlar da James sanmışlardı ama onun Gryffindor masasında oturduğunu gördüklerinde bu yeni çocuğun kim olduğunu fazlasıyla merak etmişlerdi.
"Bugün aramıza yeni bir öğrenci katılacak." dedi kendisini dinleyen kalabalığa. "Harry Potter ile tanışın. Bundan önceki altı senesini Amerika'daki Ilvermorny Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda okumuş ve son senesini burada okumaya karar verdi. Kendisi bizzat James Potter'ın kuzeni olur. Kuzeninin yanına geçebilirsin Harry."
Harry Dumbledore'a başıyla selam verip Gryffindor masasına doğru ilerledi. Bir çok kişinin kendine baktığını biliyordu. Ne var ki üstündeki bakışlara alışık olduğundan dolayı umursamadan babasının yanına geldi ve onun için boş bıraktıkları yere oturdu.
"Herkes senin hakkında konuşuyor," dedi Peter.
Harry omuz silkti ve "Önemli değil!" dedi. "Kendi zamanımdan hakkımda konuşulmasına alışığım. Benim için yeni bir şey değil."
Çapulcular güldü ve Sirius "İşte Slytherin egosu." dedi.
"Ben daha çok Potter egosu olarak düşünmüştüm," diye cevap verdi Harry de. Harry'nin bu cevabı hepsini kahkahaya boğmuştu. Üzerlerindeki bakışlar daha da artmıştı.
O sırada yanlarına Marlene geldi ve Harry'yi kaldırıp ona sarıldı. Sonra da "Sanırım burada hoş geldin demem gerekiyor," dedi.
"Bizi izleyen gözler bir şey anlamadığı sürece istediğini diyebilirsin," dedi Harry de ondan ayrılıp. Marlene gülümsedi ve Sirius'un yanağına bir öpücük kondurup Lily'nin yanına gitti.
"Tanıyor muydun onu?" diye sordu Lily, Marlene'e.
"James benim çocukluk arkadaşım Lily," diye açıkladı Marlene ile "Yaz tatillerinde çok vakit geçirdik Harry ile."
Lily bir James'e, bir de Harry'ye bakıyordu. Aralarında ufak tefek farklar haricinde ikiz gibi görünüyorlardı. Mesela Harry'nin kendi gibi yeşil gözleri vardı. James ise ela gözlere sahipti. Harry'nin saçları James'e göre daha dağınıktı ama bu ikisinden de kötü durmuyordu. Lily ne yaptığını fark edince hemen önüne döndü. Marlene'in sırıtarak kendisine baktığını görünce kızardı ve kahvaltısını yapmaya devam etti. James'i izlerken yakalanmak utandırmıştı onu.
Öte yandan Harry ve Çapulcular eğlenceli vakit geçiriyor gibi gözüküyordu. James bir şeyler anlatıyor diğerleri de gülüyordu.
"Bu arada Harry, Quidditch takımına ilk seneden girmiş," dedi James. "Dün gece konuşurken anlattı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens 2. Cilt
FanfictionZümrüt Prens kitabımın ikinci cildiyle karşınızdayım. Bu kitap Harry'nin savaştan sonraki hayatını konu alacak. Hatırlarsanız savaşın hemen sonrasında James ve Lily'nin yaşadığını öğrenmişti herkes. Bunun üzerine Harry, Lily ve James gerçekleri bir...