Haftalar birbirini kovalarken Harry, her hafta sonu Çapulcular'a ve kızlara eğitim vermeye devam etti. Artık her biri düello konusunda usta olduğunda ise son vermenin zamanının geldiğini anladı.
Ne var ki Harry her geçen gün daha da mahzunlaşıyordu. Çünkü, sevdiklerinden ayrı olmak onu oldukça üzüyordu. Özellikle Ginny'yi çok özlemişti. Yine de bu durumunu diğerlerine yansıtmamaya çalışıyordu. Önleri Noel'di ve ne olursa olsun Noel'den sonra dönmeye karar vermişti.
Harry ne kadar belli etmediğini düşünse de annesinin dikkatini çekmişti.
"Neyin var Harry?" diye sordu Lily. "Son zamanlarda hep üzgün görüyorum seni. Bir sıkıntı mı var?"
"Hayır!" dedi Harry sahte bir gülümseme sunarak. "Neden öyle düşündün ki?"
Lily, oğluna gülümsedi ve "Ben senin annenim Harry!" dedi. "Belki bu zamanda gerçek anlamda annen değilim ama öğrendiğim andan beri bunu hissediyorum. Bu yüzden benden bir şey saklamana gerek yok. Anlat!"
Harry ofladı ve anlatmaya başladı.
"Herkesi çok özledim!" dedi. "Özellikle Ginny'yi. Onu çok sevdiğimi biliyordum ama bu kadar olduğunu tahmin etmemiştim. Zihinbend öğrendiğimden beri çok nadir rüya görürüm ben ama son günlerde sürekli rüyama giriyor. Ona ulaştığım anda da uyanıyorum."
"Neden dönmüyorsun?" diye sordu Lily. Yüzündeki gülümseme anlayışlı bir hâle bürünmüştü. "Yanlış anlama, burada olmandan son derece memnunum ama bencil bir insan da değilim. Sen orada daha mutlu olacaksın ve benim için senin mutluluğundan daha önemli hiçbir şey yok."
Harry uzun zaman sonra ilk kez samimi bir gülümseme takınarak annesinr sarıldı ve "Döneceğim zaten!" dedi. "En geç Noel'den sonra döneceğim. Beklediğim bir şey var. Eğer olmazsa Noel'den sonra gidiyorum."
"Anladım!" dedi Lily. Sonra da aklına gelen şeyi dillendirdi. "Giderken bizim hafızamızı silecek misin?"
Harry'nin yüzündeki gülümseme hüzünlü bir hâl aldı ve "O işi zaman döndürücü halledecek." dedi. "Üzerindeki unutturma tılsımı sayesinde herkes benim kim olduğumu ve varlığımı unutacak. Benim olduğum anıları unutmayacaksınız ama o anılarda ben olmayacağım. Üzgünüm anne ama geleceğin değişmemesi için bunu yapmak zorundayım. Bir tek Dumbledore ve McGonagall hatırlayacak beni."
"Ne kadar istemesem de doğrusu bu gibi gözüküyor." dedi Lily.
"Merak etme anne," dedi Harry gülümseyerek. "Eninde sonunda bana tekrar kavuşacaksınız. Bu gerçekten bir ayrılık olmayacak."
"Orası doğru ama yine de üzülmeden edemiyorum." dedi Lily. "Senin varlığına çok alıştım ve yakında dönecek olman ve hafızamızın silineceğini bilmek pek iyi hissettirmiyor açıkçası. Yine de bencilce davranmaya hakkım yok. Orada daha mutlu olacağını biliyorum. Senin mutluluğun daha önemli. Hem dediğin doğru. Yakında sana kavuşacağız."
Harry'nin yüzünde bir gülümseme peydah verdi ve hemen annesine sarıldı. "Seni çok seviyorum anne!"
Lily de yaşlar gözlerini terk ederken "Ben de seni çok seviyorum, oğlum!" dedi.
İkisini ayıran şey ise hemen yanlarında birininin "A- anne ve o- oğlum mu?" demesiydi.
Lily gözlerini şokla açarken Harry bunu söyleyenin kim olduğuna baktı. Severus Snape şok geçirmiş bir şekilde ikisine bakıyordu. Harry hiç düşünmeden asasına uzandı.
"Seni ne kadar sevsem de bunları hatırlamana izin veremem Severus." dedi Harry, sonra Severus'un son anısını hafızasından silecek büyüyü mırıldandı. "Unuttur!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Prens 2. Cilt
FanfictionZümrüt Prens kitabımın ikinci cildiyle karşınızdayım. Bu kitap Harry'nin savaştan sonraki hayatını konu alacak. Hatırlarsanız savaşın hemen sonrasında James ve Lily'nin yaşadığını öğrenmişti herkes. Bunun üzerine Harry, Lily ve James gerçekleri bir...