Diana'dan
7 Yıl Önce Kraliyet Akademisi, Alfa Dünyası
Akademinin son gününde, artık birbirinden ayrılıp kendi topraklarına dönecek olan birçok öğrenci, geri dönme hazırlığı içerisindeydi. İçeri giren ve çıkan birçok insan arasından, bu telaşa sahip olmayan üç kişi vardı. Lucian, yanında oturan kızın kendisine ne söyleyeceğini beklerken içinde büyük bir umut vardı. Onun da kendisi gibi hissettiğine dair inancı o kadar büyüktü ki gözünün önünde olan gerçeği görememişti.
"Lucian... Bunu söylemek inan bana çok zor, aslında sana söylemem doğru bile gelmiyor. Sonuçta sen Damien'ın en yakın arkadaşısın ve bunu sana söylemek çok anlamsız kalıyor. Ama fikrine ihtiyacım var."
Ellerini kucağında kenetlemiş olan kızın dudaklarından çıkan cümleler Lucian'a garip geldi. Etrafındaki telaşa kapıldığını hissederek kendisine dönen kıza döndü.
"Lucian... Ben Damien'dan hoşlanıyorum. Ondan çok hoşlanıyorum ama bunu ona söyleyemiyorum. Beni reddederse, bu zamana kadar süren arkadaşlığımız bozulacak ve onu bir daha görmem mümkün olmayacak. Ona bu şekilde veda etmek istemiyorum ama aynı zamanda ona karşı dürüst de olmak istiyorum."
Arkalarında duran ağaca yaslanıp gölge altında kendilerini izleyen adamı fark etmeyen Lucian şaşırarak bir süre sessiz kaldı. Sonunda, cevap verebilecek kadar kendisine geldiğini hissettiğinde kendi duygularını bastırmak konusunda çok fazla çaba sarf etmek zorunda kalmıştı.
"O zaman ona söylemelisin Elize. Emin ol, böyle bir neden yüzünden seninle bağını koparacak birisi değil Damien."
Duyduğu konuşmanın memnuniyetini yansıtan yüzündeki gülümseme ile altında olduğu ağacın arkasından çıkan adamın ayak seslerini duyan ikili hızla arkasını döndü.
"Belki de buna olayın tarafı karar vermeli, değil mi?"
Korkuyla kendisine bakan kıza aldırmayan Damein, yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirdi. Oturduğu yerden kalkıp uzaklaşan arkadaşına ise gitmeden hemen önce kısa bir baş sallaması ile teşekkür etti.
"Denemek ister misin Elize?"
Lucian'ın gidişiyle kendisini daha da baskı altında hisseden Elize, endişeyle dudaklarını kemirmeye başladı. Damien'ın cevap bekleyen ısrarcı bakışları altında sonunda kısık sesiyle kekeleyebildi sadece.
"D-Damien, b-ben..."
Başını sola doğru eğen Damien'ın ifadesi, alay ediyor gibi görünse de herkes biliyordu ki Damien alay edecek bir karaktere sahip değildi. Nitekim öyle oldu ve hafifçe öne eğilerek elini kızın omzuna koydu.
"Sakinleş Elize, seni korkutmak istemiyorum."
Daha da ileri giden Damien, oturan Elize'in önünde diz çöktü.
"Ama bir sorunumuz var. Daha doğrusu benim bir sorunum var. Ne yazık ki sana karşı aynı hisleri beslemiyorum. Yine de senin gibi birini kaybetmek de istemiyorum. Bana, seni tanımak için biraz daha zaman verir misin?"
Hevesle başını sallayan kıza gelen güzel gülüşün ardındaki düşüncelerden kimsenin haberi yoktu.
**********
Altı Ay Önce Kraliyet Sarayı, Alfa Dünyası
Önümde açılan saymayı bıraktığım bir sonraki büyük kapının sonunda yemek yiyeceğimiz salona varmıştık. Şaşkınlıkla, birçok kişinin bulunduğu uzun masanın en sonuna, daha doğrusu en başına doğru yürürken gerginlikten elbiseme takılma korkusuyla yürümüştüm tüm yolu. Neyse ki bir aksilik olmamış ve sağ salim sandalyeme oturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGELER KAVŞAĞI
FantasyBir azize olan genç kızın her şeyi göze alarak yükselişini anlatan bir kitabın içine girsen ne yapardın? En sevdiğin karakterin peşine mi düşerdin yoksa suçlu durumundan kendini aklamaya mı çalışırdın? Ya hatırladıkların, gördüklerinle uyuşmuyorsa...