...
Gözlerimi yavaş yavaş açtım ve kocaman pencereden süzülen güneş ışıklarıyla uyuyan taehyung'un naifliğine odaklandım.
Taehyung'a karşı duygularım hangi süre zarfında, dalıp gidecek kadar arttı bilmiyordum ama onun gözleri karşısında daha fazla dayanamayacağımı da biliyordum.
Şimdilik saklamalıydım, çünkü nasıl gidildiğini bilmediğim bir zamanda sıkışmışken başıma daha fazla olay açamazdım.
"Taehyung..." hafif dürterek uyandırmaya çalıştığım kişi sanki bir yetişkin değil de, çocuk gibi mızmızlanarak gözlerini açıyordu.
"Günaydın." kısık ve yeni uyanan sesiyle kulaklarım şenlenmişti.
"Kahvaltı hazırlanmıştır, elini yüzünü yıka da gidelim." dedim sakin ses tonuyla.
...
Hazır olduğumuzda kahvaltı masasında yerimizi almıştık.
"Günaydın güzellerim." dedi neşeyle kraliçe heron.
Her birimiz karşılık verdik kraliçeye. Bir kişi hariç, 'kral'. Kralın surat ifadesine bakıldığında moralinin bozuk olduğunu anlamak zor değildi. Tam acaba ne oldu? diye düşünürken kralın konuşmasıyla, tepemdeki düşünce baloncukları patlayıp gitmişti.
"Eunwoo'yu çağırın hemen! Soracaklarım var." ses tonunun yüksekliğinden ve sürekli emir vermesinden aslında aptal olduğu anlaşılıyordu.
Bir süre sonra eunwoo yemek odasına girdiğinde, hepimiz kralın söyleyeceği şeye odaklandık.
"Eunwoo, sana bir görev vereceğim ve bu işin sonunda ya ödül ya da ölüm olacak."
"Dinliyorum kralım." bizim gibi meraklıydı.
"Gazeteye çıkan haberde, kıyafetlerin kime ait olduğunu bulup bana söyleyeceksin. Eğer iki gün içerisinde bulamazsan kendini öldü bil!"
"Anladım kralım."
Tam içimden gerçekten hiçbir tepki göstermeyecek mi diye sorular geçirirken eunwoo konuştu.
"Ama kralım, neden ben buluyorum?" diye sordu bir anda.
"Benim verdiğim emirlere karşı mı geliyorsun?!"
"Hayır ama tahminlerim doğru çıkıyor diye bütün görevleri bana vermeniz saçma değil mi?" diye soru bir anda eunwoo.
"Bak eunwoo, eğer şimdi ölmek istemiyorsan dediğimi yap!" yine yüksek ses tonuyla konuşan kral karşısında eunwoo her ne kadar kendini tutamasa da, sinirini bastırıp yemek odasından çıkıp gitti.
"Bu ara buna da bir şeyler oldu, laflarımı ikiletmeye başladı." diye sitem etti kral.
"Sence de artık saçma hareketler yapmıyor musun hyunki?" dedi sakince kraliçe heron.
"Hayır gayet te mantıklı hareketler yapıyorum heron, aklının ermeyeceği konulara karışma."
Kral kahvaltı masasından kalkıp gittiğinde kraliçe heron yüzüğüyle oynuyordu. Taehyung ise çatalıyla tabağındaki yiyeceklere eziyet ediyordu. Ortam fazla sessiz olduğu için ne yapacağımı bilmiyordum. Kraliçe heron'un konuşmasıyla biraz olsun rahatlamıştım.
"Sen rahat ol kızım, kral bazen böyle sinirli olabiliyor. Taehyung, oğlum hadi siz odanıza çıkın. Kahvaltıyı oraya yollatırım ben."
Taehyung ayağa kalkınca bende ayaklandım ve peşinden gittim. Odaya çıktığımızda da fazla sessizdik. Balkonda boş boş etrafa bakıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İn Time ~Taehyung
Fantasía1960 yılından 2022 yılına bir kitap bırakılır. Bunu bulan Iseul kitaptaki formülleri uygular ve 1960 yılına ışınlanır. Sadece sıkıcı hayatından kurtulmak isteyen genç kız, yaşayacaklarından habersiz bir şekilde kitabı yazan adamı dinler. Ancak prens...