7ᵇ

212 15 2
                                    

...

Taehyung'la gayet neşeli bir şekilde kahvaltı yaparken, cama atılan taş yüzünden gülen yüzümüzden eser kalmamıştı. Gidip cama baktığımızda aşağıda benim tanımadığım, prens gibi duran bir adam olduğunu gördüm. Yanılmıyorsam taehyung bu adamı tanıyordu, böyle düşünmemin sebebi ise bakışlarıydı.

Hem nefret dolu hem de buruk bir ifadeyi andıran yüzle camdan aşağıya bakıyordu.

"Taehyung?" diyebilmiştim sadece, söyleyebilecek başka bir kelime gelmiyordu aklıma.

"Iseul, bu bahsettiğim kavga ettiğimiz arkadaşımdı. Şimdi benden ne istiyor bilmiyorum ama beni yalnız bırakma lütfen." taehyung'un kurduğu cümleler ile gözlerim hemen onun gözleriyle buluşmuştu.

Taehyung yalnız kalmaktan ciddi anlamda korkuyordu...

Onu başımla onayladım, birlikte sarayın bahçesine adımladık. İsmini bilmediğim adam konuşmaya başladı.

"Hep yanında biriyle gelmekten bıkmadın mı artık taehyung?"

"Ne istiyorsun?" dedi düz bir ses tonuyla taehyung.

"Eski bizi istiyorum, seni, beni, jungkook'u. Kısaca bizi istiyorum taehyung." dedi hüzün barındıran sesiyle adam.

"Ya annen, bunu denemiştik jimin, annen demediğini bırakmadı unuttun mu bunları?" dedi gözleri dolan taehyung.

"Annem öldü taehyung." dedi ismini yeni duyduğum jimin.

Ortamda derin bir sessizlik olmuştu. Hiç sesimi çıkarmıyordum, daha doğrusu ne tepki vereceğimi bilmiyordum.

"Jimin-"

"Bir şey söylemene gerek yok, ben sadece bir başıma kalmak istemiyorum taehyung. Eğer baban beni de öldürtmezse eskisi gibi dostluğumuza devam edebiliriz."

"Bir dakika bir dakika, babam seni de öldürtmezse derken neyi kastettin?" dedi huzursuz bir ifadeyle taehyung.

"Ah, sanırım bilmiyordun ama hem babamı hem de annemi kral hyunki öldürttü taehyung. Onun yüzünden bu haldeyim." dedi sarayın önündeki kral heykeline nefret eder gibi bakarken jimin.

"Şerefsiz adam... Özür dilerim ıseul tutamadım kendimi." dedi argo sözcüğünü yarıda bırakarak taehyung.

"Taehyung, beni az çok tanıyorsun. Rahat ol ve içini dök lütfen." dedim kendimden emin bir şekilde.

"Ah, ben jimin bu arada." dedi elini uzatarak jimin.

"Bende ıseul, memnun oldum jimin." dedim gülümseyip uzattığı elini sıkarak.

"Hava soğuk, prensesimin üşümesini istemiyorum. Tanışma faslınız bittiyse saraya girelim." dedi taehyung ciddi ama komik görünen ifadesiyle.

...

Günü yorgun bitirmemize rağmen yine kendimi taehyung'un kolları arasında bulunca, huzur içinde hissetmiştim.

Gözlerimi kapatıp sabah olmasını bekledim.

...

"Günaydın." dedi karşımda gözleri yarı kapalı, tişörtü uyurken sürekli dönmekten kırış kırış olmuş taehyung.

"Günaydın." diyerek karşılık verdim ve yataktan çıkıp banyoya adımladım.

Her sabahki rutinlerimi yaptım ve aynada kendime bakmaya başladım.

Nereye kadar sürdüreceğim bu yalanı, eunwoo en kısa zamanda ölecek. O zaman ne yapacağım?

Kendi kendime konuşmanın hiçbir faydası olmayacağını fark edip odaya adımladım.

Love İn Time ~Taehyung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin