Melis Recep'in gördüğü o fotoğrafı sormasıyla afallamış ve oyuncu kadrosunun instagramlarına bakarken yanlışlıkla ekran görüntüsü almış olabileceğini söyledi.Bu bahane Recepi tatmin etmemişti ama sahne için çağrıldıklarından konuyu fazla irdeleyemedi.
İkisinin bankta çekecekleri bir sahne vardı.Bunu birkaç kere prova etmek istediler ama birbirlerini o kadar iyi analiz etmislerdi ki buna gerek kalmamıştı.Tekte sahneyi tamamlamışlardı ve yönetmen bile şaşıp kalmıştı.Bu kadar uyumlu çalışmaları ve birbirlerini bu kadar kısa sürede tanıyıp nerde ne yapacaklarını anlamalarının kendisini çok mutlu ettiğini söylemişti yönetmen Recep ve Melis'e.Ama sadece birbirleriyle olan sahnelerde bu böyleydi ve ikisi de bunun farkındaydı.
Sahnede Berk Aybike'ye "çok güzelsin" deyip bakarken Melis'in karnına giren bir ağrı hissetmişti ama bu oyunculuktu,bunu yaşaması çok saçmaydı.
Sahne çekimi bitince Melis Recep'e sitem dolu sekilde "Berk ne kadar kötü,duygularıyla oynuyor kızın!"dedi.Recep muzip bir tavırla "Evet bence de yapmamalıydı ama ben günün sonunda Berk'e hak veriyorum.Bu arada partnerliğimiz kesinleşti gibi ha?"dedi.Melis bu cevaba gülerek göz devirdi ve sahneyi hemen tamamladıkları için birbirlerini tebrik edip tokalaştılar.Melis akşam eve gittiğinde hala çocuğun kendisine sahnedeki bakışını düşünüyordu.Recep de kızın telefonunda gördüğü resmin ne anlama geldiğini...Melis yemeğini yiyip bir taraftan da instagramda dolaşırken gördüğü şeyle lokmasını yutamamıştı.Bu çocuğu görünce yaşadığı heyecana anlam veremiyordu Melis ama bildiği bir gerçek varsa o da rol arkadaşının,partnerinin çok farklı olduğuydu.Melis fotoğrafı uzun süre inceledikten sonra beğenip beğenmemekte tereddüt etti.Kendi kendine "Melis kendine gel!Neyin taktiği bu?Neden hemen beğenmeyecekmişim?O da diğer rol arkadaşlarından farksız!Yiğit,Burcu neyse bu da o! Beğen gitsin işte."dedi ve kalbe bastı.Sonra kalbinin çarpmasıyla elindeki telefonu kenara bıraktı."Kalk kendine bir çay yap.İyi değilsin sen"dedi yine kendi kendine.Çayını yaptı koltuğa kuruldu. Köpeği Kuki'yi kucağına alıp bir hikaye atmaya karar verdi.Fotoğrafı çekti ve şunu yazdı.
"kahvenin şansı çayın yanında yok"
Aradan geçen bir saatte hikayesini Recep'in de görmüş olduğunu fark etti ve yine yanaklarına kan hücum etti.
"Napıyordur acaba?" dedi sıkılganca.Sonra yine kendine cevap verdi."Aman banane ya.Bin tane kız vardır onun etrafında şimdi.Hepsi de birbirinden güzeldir.Ne diyorsun melo kendine gel,kendine gel."diyip koltukta doğruldu ve onu düşünmemeye çalıştı bir süre.Elindeki kitabı karıştırırken birden çalan kapı ziliyle irkildi Melis."Kim ki bu saatte?"Kapı deliğinden bakınca gördüğü kişiyle dizlerinin bağı çözüldü,elleri terledi ve başının döndüğünü hissetti.Üstüne, saçına başına çekidüzen vermeden aniden açtı kapıyı.
"Selam.İyi akşamlar."dedi kapıdaki çocuk Melis'e.Biraz da beklemekten üşümüş görünüyordu.
"Recep?H-Hoş geldin.Yani biraz şaşkınım kusura bakma."
"Kahveye yeniden bir şans vermen gerektiğini düşündüm.Vazgeçilmezin kahve olacak bak gör!Bu,sana"deyip elindeki kahveyi uzattı Recep.
"Biraz üşüdüm de kahvemizi karşılıklı içerde mi içsek?"
"Pardon lütfen gir." Melis heyecandan konuşamıyordu.