"Öyle bakma.Çılgınlık dediysem şeyy...
Beyoğlu'nda bildiğim bir sokaktaki sergiler sabaha kadar açık.Madem ikimiz de sıkılıyoruz orayı gezelim sabaha kadar.Ne dersin?""Olur,çok da güzel olur."
"Hemen montumu alıp geliyorum."
Sokağa geldiklerinde saat gecenin 02:30 sularıydı ama Beyoğlu'nun ışıl ışıl sokak lambaları etrafı aydınlatıyordu. Melis bir çocuk neşesiyle etrafı izlerken Recep gözlerini kızdan ayıramıyordu.
"Evet burası.Gel hadi."diyip istemsizce Recep'in elinden tutup içeri çekti Melis.
Tam üç saat böyle sergileri gezdiler,zevklerinin ne kadar benzediğini fark ettiler ve bu ikisi için de daha önce yaşamadıkları bir duyguydu.En son ikisi de acıktığını fark edince ne yiyebileceklerini düşünürlerken ikisi de ıslak hamburger müptelası olduklarını öğrenince bunu hemen uygulamaya koydular.Hamburgerini iştahla ama bir o kadar titizlikle yiyen Melis'i, Recep hayranlıkla seyretmişti yine.Kim bilir daha ne kadar hayran kalacağı hallerini öğrenecekti.Hamburgerciden çıkıp sokakta yürürlerken Beyoğlu'nda her köşede karşılaşabilecekleri bir sokak sanatçısına denk geldiler.Bu sanatçı Ozbi-Dünyam şarkısını seslendiriyordu gitarın tellerine can vererek.Sanatçının önünde durup gülümseyerek dinledi ikisi de.Bir süre sonra onlar da eşlik etmeye başladı ve ikisi de bu şarkıyı bildiklerini fark edince şaşkınlıkları yüzlerine yansıdı.
Şarkı bitip de yolda yürümeye başladıklarında Melis "Bu şarkı Aybike ve Berk'e ne kadar yakın değil mi?Bana mı öyle geldi." diye sordu
"Aynısını düşündüm biliyor musun?Ölüyorum gözlerine,ölüyorum ah bana sor.Tam Berk'in düşüncelerini yansıtıyor sözleri.Aybike ona kızdıkça daha çok hoşuna gidiyor ya hani,her kelimesi onların ruhuna uygun bir şarkı bence de..."
En son 11.bölüm için sınıfta Aybike'den tokat yemiş ve arkasından "tam bir psikopatsın var ya,bayılıyorum sana" repliğiyle Berk'in Aybike'ye ne kadar büyük bir tutkuyla aşık olacağını anlamıştı Recep.
"Ne dersin,ne zaman başlar Aybike Berk aşkı?"dedi Melis'e muzip bir ifadeyle.
"He eminsin yani aşk yaşayacaklarına.Belki de Aybike sadece intikam alır ondan.Onu hiçbir zaman sevmez."
"Ben eminim Aybike değilse bile Berk'in hissettiklerini çoktan anladım ben.Baya büyük sevecek."Recep Melis'i ısrarlar sonucu evine bırakmaya ikna etmişti ama Melis uykusu geldiği için arabayı Recep'in kullanmasını rica etmişti.Arabasını güvendiği kişilerden başkasına emanet etmezdi.Yol boyu Aybike ve Berk'in karakterlerini konuşmuşlardı.Henüz sahneleri yayınlanmadığı için bu ikilinin ne kadar sevileceklerinden habersizlerdi.Bir ara yan koltuktan gelen bıcır bıcır sesler yerini sessizliğe bırakmıştı.Recep sağ tarafına baktığında Melis'in uyuyakaldığını gördü.Arabayı evin önüne park edip dikkatlice kızın yüzüne bakıp gülümsedi.Onu yavaşça kucağına aldı,montunun cebinden zorlukla bulduğu anahtarla kapıyı açıp odasının hangisi olduğunu bilmediğinden birkaç odaya girip çıktı kucağındaki kızla.Sonunda onun odasını bulmuştu.Titizlikle yatağına yatırıp gözünün önüne gelen saçı bir çiçeğe dokunur gibi ince bir hassasiyetle çekmişti.Sonra da yavaşça üstünü örtmüştü.
"Bugün her şey o kadar güzeldi ki.Tıpkı senin gibi...Güzel uykular Melis Minkari."deyip cebinden çıkardığı not kağıdına bir şeyler yazarak kızın başucuna koydu,arka arka yürüyerek kızdan gözünü ayırmadan odadan çıktı.
"Sevgili partnerim,uyurken de tıpkı uyunıkken olduğun kadar eşsiz bir güzellikteymişsin.Senin hakkında daha neler öğreneceğim bakalım.Bugün için çok teşekkür ederim.Herkesin hayatına bir Melis Minkari gerektiğini anladım.Sette yeniden görüşmek için,senden öğreneceğim şeyler için,beni gülümseteceğin her yeni gün için sabırsızlanıyorum..."