Melis'in enerjisi ister istemez Recep'e de yansımıştı.Sahnelerden istedikleri verimi alamıyorlardı.Sahne arasında eliyle Melis'e işaret etti Recep.Melis isteksizce yanına doğru yürüdü ağır ağır.
"Ne oldu?"
"Daha ne kadar sürecek bu?"
"Ne?"dedi Melis gözlerini devirip.
"Aramızdaki bu durum."
"Neyse ben sahne çalışacağım."
Recep nazik bir hareketle Melis'in kolundan tuttu.
"Hayır konuşacağız.Gel benimle!" deyip okul setinde olduklarından onu boş bir sınıfa götürdü ve kapıyı kapattı.
"Napıyosun ya delirdin mi sen?"
"Dinlemiyorsun beni,ne yapayım?Şimdi soruma cevap ver lütfen.Seni bu kadar sinirlendiren şey telefonunu açmamam mıydı?Yoksa...
"Yoksa ne yoksa?Başka ne olacak tabii ki sebep bu.En nefret ettiğim şeydir arkadaşlarımın telefonlarıma bakmaması."
"Ama sen şey dedin bana.Birlikte sete gelmek istemiştim seninle dedin.Neden peki?"
"Recep,Melis sahneye giriyoruz."dedi set çalışanlarından biri sınıfa girerek.
Melis koşarak çıktı sınıftan.Recep de arkasından ağır adımlarla sorusunun cevabını alamamanın mutsuzluğuyla çıkmıştı.Onlar bunlarla uğraşırken yayınlanan ilk partner sahnelerinin dışarıda ne kadar ses getirdiğinden habersizlerdi.
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
Set bitip karavana giyinmek için geçtiklerinde Recep tekrar konuşmayı denemek istemişti.
"Lizge'yle ne konuştuğumu öğrenmek ister misin?"
"İlgilenmiyorum."
"Melis lütfen ya.Bak tamam özür dilerim ama yemin ederim görseydim açardım."
"Hee benim derdim de oydu zaten." dedi Melis yine ağzının içinde geveleyerek.
Recep üzgün gözlerle kıza yalvarırcasına bakıyordu.Melis'in geri adım atmayacağını anlayınca çantasını alıp çıktı karavandan.
Lizge Recep'e doğru gelip "Konuşmuyor mu hala?"
"Yok ya yok.Bu kadar sinirleneceği ne oldu ben anlamadım ki."
"Recep şu konuyu bir konusalım mı seninle etraflıca.Sende bir şeyler var sanki."
"Lizge'm o kadar iyi olur ki.Bana geçelim istersen."
"Olur"
Melis kitap okumuş,film izlemiş ama hiçbirine kendini verememişti.Bir anlık gelen farkındalıkla
"Bir dakika.Ben ne yaptım ya.Neden bu kadar tepki gösterdim,çocuk hiçbir şey yapmadı ki.Neden büyütyüm bu kadar.Aradığımı görmemiş olabilir ya da sete arkadaşıyla gelmiş de olabilir.Neden yapıyorum bunu?Ege!Ege'ye anlatayım o benim aklımı başıma getirir."
Tam telefonu eline aldığı an çalan kapıya koştu Melis. Karşısında Ege'yi görünce şaşkına döndü.
"Ben de seni arayacaktım.Hoş geldin."
Ege içeri girerken direkt konuya dalmıştı.
"Melo Youtube'a girdin mi hiç?"
"Ne?Hayır niye ki?"
"Sahneniz..."
"Aa yayınlanmış mı?"
"Kanka beş saatte nerdeyse bir milyona yaklaşmış izlenmeniz."
"Gerçekten mi?Hemen bakacağım."
"Sen şaka mısın?Çok tatlı bir sahne olmuş.Herkes o kadar sevmiş ki.Çok da güzel oynamışsınız."
"Ege tamam onu bırak da ben sana bir şey soracağım.Ben Recep'e bugün neden olduğunu anlamadığım şekilde kötü davrandım.Biraz yordum onu yani.Nasıl alsam ki gönlünü?"
"Melo sen böyle şeyler yapmazsın ki.Kimseyi gereksiz yere üzmezsin.Bir şey mi yaptı o sana?"
"Hayır yani evet.Off bilmiyorum Ege.Sadece gereksiz bir tepki gösterdim.Gönlünü almalıyım.Partnerim o benim,aramız kötü olmamalı."
"Tamam.O zaman sevdiği bir şey varsa onu al yoldan,evine git.Hem sahnenizi de kutlamış olursunuz."
"Ya çok iyi fikir,muhtemelen onun da haberi yoktur.Telefonuyla ilgilenmeyi sevmiyor benim gibi.Ben hemen hazırlanıp çıkayım o zaman."
"Ee gayet güzelsin böyle işte."
"Saçmalama şu saçıma başıma, kıyafetime bak.Böyle gidemem,ayıp olur."
"İyi de sen böyle şeylere önem vermezsin..."diye seslendi Ege Melis'in arkasından ama o çoktan hazırlanmaya gitmişti.
Melis yol üstünden Recep'in sevdiği kahveden ve bir de çikolatalı kurabiye almıştı.
Bu sefer de o Recep'in adresini yapımdan öğrenmişti.Sahnelerini beraber izleyebileceklerini düşünüp henüz kendisi de izlememişti.Hızlanan kalp atışları kapıyı çalmasına müsaade etmiyordu.
"Dur artık,tamam bir şey yok.Sakince normal bir şekilde bugün sana karşı fazla tepki verdim,özür dilerim diyeceksin,sahnenizi izleyeceksiniz ve çıkacaksın bu kadar"diyerek kendine telkinlerde bulunup kapıyı çaldı derin nefes verip.
Kapıyı açan Lizge'yi görünce yüzündeki gülüş silinmişti Melis'in.