Kahraman gibi.

384 50 52
                                    

Seokjin hafta sonunun gelmesiyle birlikte arkadaşlarıyla planladıkları  tenis turnuvasını izlemeye gidecekti. Bunun için heyecanlıydı çünkü sevdiği bir şeydi  tenis. Yatağından kalkıp Jiminin odasına gitti. Hala uyuyordu. Jungkooku sarhoş bir şekilde gördüğü için hala onun pişmanlığını yaşıyordu. Ama Seokjin ona  küçük bir hediye vermişti. Jungkookun numarasını. Namjoonun evine gittiği gün-daha doğrusu deli gibi sarhoş olduktan sonra Taehyungun onları evlerine bıraktığı gün- vermişti numarasını. Jungkook onunla konuşmak istediğini söylemişti. Jimin hala mesaj atamamış olsa da konuşacaklarına inanıyordu....
  "Jimin biraz daha oyalanırsak geç kalacağız."
"Tamam Jin. Sadece ceketimi değiştiriyorum. " Seokjin derin bir nefes aldı. Telefonuna bakmaya devam etti.
"Hazırım." Jimin nihayet yanına geldiğinde ona baktı.
"Sadece deri ceketini mi değiştirdin?"
"Evet bu daha iyi." Iki ceketin arasında hiçbir fark yoktu aslında...
"Tamam çıkalım." Iki arkadaş evden çıktı. Biraz yürüyerek metrobüse bindiler ve gidecekleri yere kadar konuştular. Jimin de en az Seokjin kadar heyecanlıydı.
Sonunda metrobüsten indiler ve yürümeye başladılar. Akşam yapılacaktı maç. Bu nedenle hava kararmaya başlamıştı. Arkadaşlarıyla buluşma noktasına geldiklerinde Seokjin hepsine sarıldı. Daha sonra güvenlikten geçerek maçın olacağı salona çıktılar. Seokjin heyecanlıydı. İlk defa masa tenisini canlı izlemeye geliyordu. Bu dahi fikir Sehundan çıkmıştı! Kendi koltuklarını zar zor da olsa bulmuşlar ve oturmuşlardı. Salon yavaş yavaş dolarken Seokjin arkadaşlarıyla konuşuyordu.

"Ho Kwan kesinlikle alır. Lee Jiyong'un hiç şansı yok." Dedi kyungsoo emin bir sesle.

"Asıl Jiyong kazanır. Genç olduğu için daha atletik.' dedi Jimin uzun zamandır izlediği, tüm kurallarını ezberlediği masa tenisi hakkında.

"Bence de Kwan alacak." Dedi Seokjin. Çünkü adam kaybetmiyordu. Yarı finale kadar hatasız şekilde yükselebiliyordu.

"Jiyong alır. Çünkü ben onu tutuyorum." Sehun ukala şekilde konuşurken diğerleri göz devirdi.

"Iddiaya girelim!" 3 arkadaş Kyungsooya baktı.

"Ne için?" Dedi sehun.

"Zaten kazanan belli."

"Hiçte belli değil! Eğer Jiyong kazanırsa Seokjin ile size yemek ısmarlayacağız. Ama Kwan kazanırsa siz bize yemek ısmarlarsınız." 

"Ya neden iddiaya giriyoruz ki! " Dedi Jimin.
"Cebimde beş kuruş bile yok.'

"Haksızlık yapma Jimin. Madem Jiyong dedin arkasında dur. "

"Tabii ki duracak. Jiyong kazandığında yüzünüzün halini çok merak ediyorum. Umarım paranız yeter. Çok açım."

"Pekala." Dört arkadaş yumruklarını tokuşturdu. Salon çok fazla dolmasa da tüm seyirci gelmiş olmalıydı. Saat geldiğinde bir spiker sahaya çıktı. Seyircilere hoş geldiniz dediğinde herkes neşeyle alkışladı. Daha sonra yanına iki yarışmacı da geldi. Seokjin bu anları telefonuna çekiyorken bir yandan da  bağırıyordu. Iki oyuncu birbirine selam verip başlamıştı. Seokjin ve arkadaşları nefeslerini tutarak izlemeye başlamıştı.
İlk başta her şey çok sakin ve normal ilerliyordu. Ikili gelen topları güzelce karşılıyordu. Seokjin merakla topun oradan oraya gidişini izliyordu. 
İlk atak Jiyongdan gelmişti. Topu hızla karşıya gönderdiğinde Seokjin nefesini tuttu. Kwan hızla gelen topla şaşırırken   raketini uzattı ve güzel bir şekilde karşıladı. Evet! Seokjin alkışlarken Jiyong hızlı bir atakla tekrar gönderdi ve bu kez Kwan karşılayamadı. Taraftarlardan bir alkış koptu. Sehun ve Jimin omuz omuza zıplıyordu.

"Hey durun bakalım! Son gülen iyi güler. " Dedi Seokjin. Tekrar izlemeye döndüler. Oyuncular yeniden aynı heyecanla oyuna devam ederken Seokjin yenmeyi o kadar çok istiyordu ki. Bedava olan şeyleri severdi. Seokjin kazanmayı umuyordu.  Heyecanla izlemeye devam ettiler maçı.
Ve umduğu gibi de olmuştu. Maçı kazanan Ho Kwan'dı. Seokjin ve Kyungsoo büyük bir neşeyle birbirine sarılıp arkadaşlarına döndüler. Sehun sinirle onlara bakarken Jimin üzgünce konuşuyordu.

Your Heart Taejin/vjin [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin