Yüreğim çoktan seninmis zaten

385 50 146
                                    

Insan aklı her türlü soruya cevap aramaktadır. Böylece insan aldığı cevaplarla tatmin olur ve yoluna devam ederdi. Ancak cevap alamadığı durumlarda kendini oldukça rahatsız hissederdi. Deli gibi düşünüp dururduk cevabı bulana kadar. 

Ve Seokjin şu an ağrıyan başını ovalıyordu. Düşünmekten deli olacaktı! Taehyungun dedikleri aklında dönüp duruyordu.

"Baekhyunun partisinde ilk kez tanışmadık biz."

Peki nerede tanışmıştı bu ikisi? Seokjin eğer onunla tanışsaydı unutacağını sanmıyordu. O bakışları, o yüzü... Her zaman kendini beğenen Seokjin onu ilk gördüğü zaman ondan başka bu kadar çekici görünen birisini ilk kez görmüştü. Ama ne yazık ki araları tanışır tanışmaz bozulmuş birbirlerine düşman olmuşlardı! Tabi ne bu ilk görüşleriymiş ne de bu düşmanlık uzun sürermiş. Seokjin hislerinden emindi artık. Taehyung onu kendine her çektiğinde içinde oluşan duygularının tarifi yoktu. Sanki vücudu elektrik çarpmış gibi tepki veriyordu onunla gözgöze geldiğimde bile. Seokjin daha önce bunu pek hissettiğini hatırlamıyordu.

Kim Taehyung onun kimyasını bozmuş olmalıydı. Dengesini alt üst edip kendine aşık etmişti. Bundan Seokjin şikayetçi değildi.  Şikayetçi olduğu konu Taehyungun tepkileriydi. Bir anı bir anını tutmuyordu. Şimdi böyle diyip kaçmıştı. 

"Bir şeyleri fark etmemi bekliyorsun madem yardım etsene! Kendi kendime nasıl bulacağım şimdi. Hiçbir şey hatırlamıyorum ki..."  Seokjin sitem ediyordu. Odasında masasında ders çalışırken aklına gelmişti Taehyung. Çıktığı da olmuyordu gerçi. İşgal etmişti beynini, kalbini, düşüncelerini.  Bu işgalden de rahatsız değildi.
Seokjin elindeki kalemi çevirdi. Taehyungla nerede tanışabileceği ihtimallerini değerlendirdi. O genelde çoğu partiye giderdi. Ancak Taehyungun onlardan olduğunu düşünmüyordu. Çünkü gittiği çoğu parti ortamı Taehyungun görünce bile dudak kıvıracağı ortamlardan oluşuyordu. Seokjin Taehyung'un zevklerini az çok çözmüştü. Ne de olsa aynı ortamda bulunduklarında mutlaka dikkat ediyordu hareketlerine. Mesela gürültülü ortamda içmeyi fazla sevmiyordu. Daha çok sakin müzik çalan ortamlarda bedenini hareket ettiriyor, yüzünde ise o sinirli mimikler kalkıyordu. Birayı fazla sevmiyordu bir de. Soju ya da şarabı daha çok tercih ediyordu. Birayı az içiyordu ve yüzünü buruşturuyordu. Seokjin onun tepkilerini gizlice izlediğini söylemeliydi. Çünkü vereceği tepkilerden çekiniyordu. Taehyung iğneleyerek konuştuğunda Seokjin ne diyeceğini bilemiyordu böyle olunca.    Ah bir de kokusu... Sigaraya karışan parfümünü solumak Seokjinin içinden bir şeylerin kopup gitmesini sağlıyordu.  Seokjin böyle ders çalışamayacağının farkına varınca masadan kalktı. Belki biraz yürüyüşe çıkmak onun için iyi olacaktı.  Üstüne eşofmanlarını giydi ve telefonuyla birlikte kulaklığını aldı.   

"Jimin! Ben dışarıya çıkacağım. İstediğin bir şey var mı?"

"Meyve alabilir misin?"

"Tamam. Görüşürüz."  Seokjin ayakkabılarını giyerek kapıyı kapattı. Merdivenleri inerek dışarı çıktı. Biraz rüzgar biraz güneş vardı. Yürüyüş yapmak için güzel havaydı. İleride bir park vardı, oraya gidecekti. Belki yürüyuüş yaparken Taehyungu nerede gördüğünü hatırlardı.

Seokjin parka geldiğinde tempolu bir şekilde koşu yapmış ardından da oturarak etrafa bakmıştı. Temiz hava iyi gelmiş, düşünceleri az da olsa aklından çıkmıştı.  Biraz daha oturduktan sonra markete gitmeye karar vermişti. Jimin'e meyve alacaktı.Kulağındaki müziğe eşlik ederek  markete gitmişti.

    Seokjin eve geldiğinde duşa girmiş ve oturma odasına geçmişti. Film izleyecekti. Uzun zaman olmuştu izlemeyeli. Canı da sıkılıyordu zaten.  Jimin hala odasından çıkmıyordu.

Your Heart Taejin/vjin [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin