Seokjin için Namjoonun evinde kahvaltı yaptıkları günden sonraki günler oldukça dolu geçmişti. Hocaları grup ödevi vermişti ve Seokjin onlara odaklanmıştı. Tek derdi yaptıkları ödev de değildi sınavları da vardı. Onlar için de oldukça zaman harcamıştı. Başını dersten kaldıramazken Namjoonun buluşma isteklerini reddetmişti. Onu biraz daha anlayışlı beklerdi. Ki son günlerde aramıyordu da. Birkaç hafta boyunca odaklanması gereken okul hayatı sosyal hayatını biraz kısıtlamıştı. Ev arkadaşı Jiminin'de ondan farkı yoktu ancak arada Jungkook ile yüzyüze arama yaptığını görmüştü. Namjoon öyle bir çabaya girmemişti. Seokjin onu aramayacaktı. Flört zamanında ortada bırakılıp terk edilen birisi olmayacaktı.
Sınavlardan sonra bir hafta dersler yoktu. Bu nedenle koca yedi günü başlamıştı. Son sınavını iki gün önce vermiş ve bitirmişti. Biten sadece sınavlar veya ödevi değildi tabi. Seokjin de bitmişti. Pazar günü olmasına rağmen dışarı çıkmamışlardı. Bu nedenle yarım bıraktığı sosyal hayatına odaklanacaktı. Namjoon ile olmayacağının farkına varmıştı. Seokjin onun tek tutkusunun iş ve bilgilenmek olduğunu fark etmişti. Seokjini cezbeden şey artık Namjoonda değildi. Bu yüzden onun yazmaması da işine geliyordu. Namjoon onun nefesini kesecek kadar iyi değildi. Pekala görünüşü hakkında yalan söylerse tanrı ceza verirdi. Namjoonun fiziği harikaydı. Her şeyi güzel taşıyordu. Yüzü de aynı şekildeydi. Davranışları da oldukça güzeldi. Onda kusur bulmak zordu ama Seokjin daha önceleri hissettiği şeyi onda yakalayamadı. Bunu fark etti. Çünkü Namjoon onun istediği şeyleri vermiyordu. Haz,aşk,tutku... Seokjin duygu açlığı yaşıyordu. Evet. Onun ilgisi onu şımartsa da bir adım öteye gitmiyordu. Bir şeyler eksikti ve Seokjin bunu çözemiyordu. Min Yoongi onu bir prens gibi hissettirmişti. Pahalı kıyafetler, derin bakışlar, piyano çalması... Yoonginin soğuk bakışları bile haza sürüklüyordu. Ancak devamı da gelmemişti. Namjoon da ise başlamadan bitecekti. Seokjin seçtiği insanların duygulara önem verdiğini düşünürdü. Ancak Namjoonda nerede hata yapmıştı anlamıyordu."Hey duymuyor musun sen beni?" Seokjin önüne gelen Jimine baktı.
"Ah,pardon dalmışım." Seokjin yatakta toparlandı. Jimin de yatağa oturdu.
"Ne düşünüyordun?"
"Namjoon." Dedi Seokjin
"Yazmadı mı yoksa? Jungkook'a söyleyebilirim is-" Seokjin telefonu çıkaran arkadaşının elini tuttu.
"Hayır Jimin hayır. Öyle değil." Jimin kaşlarını çattı.
"Aranız iyi değil mi?"
"Artık bir aramız olduğunu düşünmüyorum."
"Seokjin lafı dolandırma da direkt söyle kardeşim. Neler oluyor?" Seokjin sabırsız arkadaşına baktı.
"Artık Namjoonla konuşmayacağım. Zaten yazmıyor ya. Ona karşı hissettiğim hiçbir şey yok Jimin."
"Nasıl yani? Bitiriyor musun?" Seokjin kafasını salladı.
"Ne istediğimi biliyorsun Jimin. Herhangi bir çekim ya da beklentim onda yok. Sıradan sıkıcı bir ilişki yaşamak istemiyorum. Duygularım kalbimden taşmayacaksa zaman kaybetmenin anlamı yok. Kendime başka birini bulurum. "
"Bu senin hayatın. En iyi kararı sen verirsin. Arkandayım." Jimin gerçekten bir ev arkadaşından fazlaydı. Seokjin ona sarıldı.
"Hep yanımda olduğun için teşekkürler."
"Mutluluğun her zaman önemli. Ve beni Jungkookla tanıştırdın elbette yanında olacağım." Seokjin güldü.
"En azından sizi bir araya getirdiğim için mutluyum. " Jimin onu yanağından öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Heart Taejin/vjin [Tamamlandı]
Short StoryKim Seokjin ve Kim Taehyung bir partide karşılaşır ancak anlamadıkları şekilde birbirlerinden hoşlanmazlar. Kader ise onlara inat birbirlerinin peşinden sürükler. Peki bu ikili inatlarını kırıp arkasına gizlenmiş duygularını görebilecek mi? "Sen...