medyaya tıklayın ve gözünüz bayram etsin.
bu hikayenin gidişatını hiç böyle hayal etmemiştim ben amk. neyse
okuyorsanız en azından yıldıza basar mısınız lütfen:(
iyi okumalar🍾
...
ömer duyduğu soru ile sarsıldı. ama bunun üzerinde çok fazla durmaya niyeti yoktu. çünkü içten içe kendisi de biliyordu ki, ne kadar fazla düşünürse o kadar gerçek olurdu. ömer şu an bunu kaldırabileceğini düşünmüyordu. duymamazlıktan geldi.
elini kucağındaki çocuğun alnına yasladı. "ateşin çıkmış. fazla mı kaçırdık?" hürkan sorusuna yanıt alamayacağını fark ettiğinde yüzü düştü. "sadece bir cevap istiyordum."
"uyuyalım mı artık?" dedi ömer. bu sorusunu da cevapsız bırakmıştı. hürkan başını ömer'in kucağından kaldırırken histerik bir gülüş döküldü dudaklarından. "sağır mısın amına koyayım?"
ömer sinirli hürkan evresine geldiklerini anladığında ayaklandı. kendinden uzun olan arkadaşını kollarından tutup hemen yanlarındaki yatağa doğru çekiştirdi. "ömer, siktirme belanı. bıraksana!" diye debelense de kafası güzel olduğu için karşısındakine engel olamıyordu.
ömer'in de kafası güzeldi, ama her zaman hürkan'a sahip çıkmak bilinciyle içtiği için ipleri elinde tutabiliyordu. "yat." dedi ömer sabırlı bir sesle. hürkan şaşırtıcı bir şekilde karşı koymayı bırakıp yatağına uzandı. "sırf seni yormamak için yattım."
ömer buna gülümsedi. şu an o kadar sevimli görünüyordu ki, ömer yanaklarına birer buse kondurmamak için kendiyle bir savaş halindeydi.
ama ömer artık savaşmaktan çok yorulmuştu. zaten çoktan yenilmiş gibi hissediyorken, hala direnmeye çalışmanın ne önemi vardı.
yüzünü hürkan'a yaklaştırıp, dudaklarını sıcak yanağına değdirdi. hürkan yutkundu. ömer'in yüzü hala çok yakınındayken bir nevi kendi kendine konuştu. "kesinlikle aşk."
bu sefer içindeki savaşa son veren kişi hürkan oldu. zaten yüzü bir iki santim ilerisinde olan ömer'in dudaklarına değdi cesur bakışları. ömer uzaklaşmadı. onun da gözleri hürkan'ın dudaklarına kaydığında, hürkan beklediği sinyali almıştı. bir saniye daha beklemeden dudaklarını ömer'inkilerle buluşturdu.
ömer duraksamadan karşılık verdi. hürkan'ın iki eli birden ömer'in yüzüne çıktığında, sanki kaçmasından korkuyor gibi tutuyordu onu.
hürkan uzandığı yerde doğrulduğunda ömer kendini onun kucağında bulmuştu. öpüşleri hararetlendiği sırada ömer durmaları gerektiğini biliyordu. elleri hürkan'ın ensesindeki saçlardayken durmak için çabalıyordu. ama yapamıyordu.
hürkan'ın göğsü o kadar hızlı inip kalkıyordu ki, ömer bir şey olduğunu düşünüp geri çekildi. buna karşılık hürkan başını ömer'in göğsüne bastırıp konuştu. "ömer?" ağlıyordu. buna karşılık bir elini beline dolayıp, diğer elini de terden ıslanmış saçlarına koydu hürkan'ın. bu bir kabulleniş gibiydi. "bir daha gitmeyeceksin değil mi?"
ömer başını yavaşça eğip hürkan'ın saçlarına bir öpücük bıraktı. "buradayım canım benim." dedi en içten şekilde. "zaten ne yaparsam yapayım, kendimi yine burada buluyorum."
hürkan yavaşça başını kaldırdı. ıslak gözleriyle alay edercesine dudaklarında bir tebessüm duruyordu. "çünkü senin yerin burası."
ömer iki elinin baş parmaklarıyla hürkan'ın göz yaşlarını kuruladı. "artık ağlamak yok." dedi ömer, bu isteğinde ciddiydi.
ömer hala hürkan'ın kucağında olduğunu fark etti. hürkan'ı omzundan ittirerek yatmasını sağladıktan sonra o da yanına uzandı. ikisi birden tıpkı eski günlerdeki gibi yorganın altına girdiler.
hürkan yeniden onu öpmek istiyordu. ama ya ömer istemiyorsa diye düşünüp sürekli vazgeçiyordu. ama istemeseydi karşılık vermezdi diye de düşündü, yine de cesaretini toplayamadı.
hürkan en son pes edip gözlerini kapattığı esnada belinde hissettiği dokunuşla yeniden gözlerini açtı. ömer hürkan'ın belini sarmış, kafasını da boynuna koymuştu. buna karşılık hürkan da bir kolunu ona sardı. "daha önce hiç bu kadar iyi hissettiğimi hatırlamıyorum." dedi ömer, sesi sakindi.
"belki de çok geç kaldık." ömer buna bir şey demedi. çünkü böyle düşünmüyordu. hatta şu an bile büyük bir hatanın içindeydiler. ama zaten berbat olan yaşantıları, daha ne kadar boka sarabilirdi ki?
ömer'in tek amacı hürkan'dan uzak durmakken şu an onun kollarındaydı. tüm planı alt üst olmuştu.
ömer uykuyla uyanıklık arasındaydı. söylediği cümleyi sesli söylediğini dahi bilmiyordu. "beni bir daha kendinden uzaklaştırma hürkan, lütfen yapma."
hürkan ömer'in bu cümleyi bilinçli kurmadığını biliyordu. o asla geçmişi açmazdı. uykuya dalmak üzere olduğu için kafasındaki düşünce istemsizce dudaklarından dökülmüştü.
aniden içine yayılan kara bir duman gibiydi bu cümle. ama daha kötüsü de vardı. neredeyse fısıltı gibi çıkan bir sesle söylemiş dahi olsa, hürkan bunu duymuştu. "beni bir daha öldürme."
...
geçiş bölümü olduğu için kısa kusura bakmayın efendiler. kurguyu aklımda şekillendirdim final de belli gibi hayırlısı bakalım.
bir tane daha porgola kurgum var ona da bakın o çok daha güzel olacak!!!
03:57
ŞİMDİ OKUDUĞUN
falling down // porgola
Fanficömer kendini iyi hissetmiyor, hürkan ise sadece ömer'in iyi hissetmesini istiyor.