Bölüm :11

71 18 0
                                    

Şarkılar... Her bir sözü ya da en ufak bir notasıyla oluşturulan melodisiyle bile insanı sarhoş eden ihtiyaç... Bazen kendi içinde o kadar çok şey birikirsin ki ; söyleyemezsin ya da söylesen de anlaşılmazsın ya hani işte işte o zaman sen susarsın şarkılar konuşur senin yerine. Bazen içindeki fırtınayı daha şiddetli bir hale getirip kasırga şeklinde vurur dışarıya ya da bazen o kadar kısık ve naif bir şekilde aktarır ki dışarıya aslında en güçlü cümleleri sarf eder. Aslında sözlerin hepsini herkes aynı duyar fakat kulaktan girip beyne ulaştığı andan şimşekler kopuverir.Her bir kişinin kafasında anılar canlandırır , umutlar yeşertir ya da heyecana sürükler. Mutlaka herkes bir parça tadar o güzellikten . Kimi ise tattığı parçayı habersizce başkasıyla paylaşır fakat aynı tadı veremez o yer. Herkes için özel olan farklı anlamlar taşıyan fakat aynı sözlerden oluşan şarkılar en büyük yakarıştır hayata .


Şarkı açıp İmge'yi seyretmem kafamda bir şeylerin canlanmasına sebep olmuştu aslında.Hani insanlar şarkı dinlerken ya da söylerken kendini salıverirler derler ya o söze o kadar çok katılıyorum ki...


İmge şarkının melodisini duyduktan hemen sonra gözlerini kapatmış sessizce eşlik etmişti.Evet kimseyle konuşmuyor olması kendiyle de konuşmayacağı anlamına gelmezdi zaten.O suskunluğuyla konuşan biri biz ise sözlerle sağır olan taraftık.


Şarkı bittikten sonra arkasından 2 şarkı daha çalmıştı.Ne ben durdurdum ne de İmge durmamı istedi.Sanki şarkılarla ruhu yıkandı ve bütün yükleri bir kaç dakikalığına da olsa hafifledi.


Gözlerini açtı yavaşça ve bana baktı.Ben de onun gözlerinde yavaş yavaş yüzmeye başladım.Daha sonra çok küçük bir şey oldu ya da ben öyle umdum bilemiyorum... Dudağının sağ tarafı belli belirsiz yukarı doğru kalktı.Ben zaten ona gülümseyerek bakıyordum.Daha sonra saate baktığımda geç olduğunun farkına vardım.Aslında burada çok kalmak istiyordum ama akşama Derinlere söz vermiştim.




Sayi ben nasıl onlara bu kadar çabuk alışmıştım ? Kimseyle göz teması bile kurmak istemeyen , kendi kabuğunda kendini çürüten ve Alara'dan başka dostu , dayanağı olmayan ben ; nasıl onlarla bu kadar kaynaşabilmiştim ? Bunu kendime ilk günden beri soruyorum ama hiçbir cevap alamıyorum.Sanırım diğerleri gibi yapmacık değil de ne iseler onu yansıttıkları için onlara bu kadar güveniyorum...



İmge'ye ;

'' Benim gitmem lazım ... Bu sefer arayı daha sıkı tutacağım. Görüşmek üzere .'' deyip gülümsedim.O yine bana bakmaya devam etti daha sonra çok kısa bir kaç saniye içerisinde belli belirsiz kafasını sallayıp cama çevirdi başını.Çekindiğini anlayabiliyordum ama yine de bu aramızdaki duvarlara çivi çakamayacağımız anlamına gelmiyordu.


Halamla da vedalaştıktan sonra koşar adımlarla durağa ilerledim ve gelen otobüse bindim.Eve yakın olan durakta indikten sonra eve ilerledim ve anahtarla kapıyı açıktan sonra sevgili ailemin (!) yemek yediğin gördüm.Aslından karnım acıkmıştı ama daha duş almam ve hazırlanmam gerekiyordu.


Duştan çıktıktan sonra bir klasik alarak yine dolabımla bakışarak aşk yaşıyorduk.Siyah kotumu ve onun üzerine iste asker yeşili gömleğimi giydim ve çantamı hazırladım.Derin'den adresi mesaj atmasını istedim ve mesaj attığı adrese gitmek için bir taksi çağırıdım.Aslında sürekli bir yerlerde gezen ya da olmayan arkadaşlarıyla buluşan biri olmamıştım hiç.Sanırım annemeler de bunu garipsiyorlardı ki bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı.Ama yine ve yine bakmaktan başka laf etmiyorlardı.Madem bana bir hiçmişim gibi davranıyorlardı nereye veya ne zaman gittiğim de onları ilgilendirmezdi.

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin