Arkadaşlar öncelikle bişey söylemek istiyorum.2.bölümde bir kaç yer değiştirdim o yüzden hikaye güncellenmiştir.Tekrar o yere bakarsanız daha iyi olur :)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Akşam üzeri uyuduğum için gece kalkmıştım.Daha sonra herzaman benimle olan hiçbir şekilde beni yalnız bırakmayan tek kardeşim Alara ile konuşmuştuk.Alara benim ortaokuldan arkadaşımdı.Fakat üniversiteyi şehir dışını kazanınca telefondan falan görüşüyorduk.Onu çok özlemiştim.Hiç bu kadar ayrı kalmamıştık ve ben o olmayınca yalnızlığın kıyılarına vurmuş bulunmaktaydım.Onunla konuştuktan sonra kitap okurken uyuya kalmış olmalıyım ki sabah telefonumun sesiyle uyandım.
-Günaydııııın
Derin'in enerjik sesiyle benim de uykum açılmıştı.
-Günaydıın
-Hala kalmadın mı sen ya ?Geçerken alalım mı seni ?
-Saat daha erken.Siz gidin.Okulda görüşürüz.Ben yarım saate çıkarım evden.
-Tamam canım sen bilirsin.Gelince ara beni.
-Tamam ararım.Görüşürüüüüz.
-Görüşürüz canım.
Yataktan kalktım ve banyoya ilerledim.İşimi hallettikten sonra dolabımın karşısına geçtim ve rastgele birşeyler giydim.Saçlarıma hiç dokunmayıp taradım ve omuzlarımdan aşağı süzülmelerine izin verdim.
Aşağı indiğimde sevgili ailem(!)kahvaltı yapıyordu.Bende masaya oturdum ve tabağıma bir şeyler koyup yemeye başladım.
Aslında onlarla böyle olmayı istemezdim.Düşünsenize bir aileniz var fakat bir ölüden farksız.Beni dinlemeden,anlamadan silebildiler.Ben yokmuşum gibi davranabildiler.Onlar böyle yaparken benim gözümde nasıl değerleri olabilir ki ? Dalgınlığımı bozan şey ve aynı zamanda beni şaşırtan şey ise babamın sesiydi;
-Okul harcını yatırdım.Haberin olsun
Ah ne bekliyordum ki ? ''Günaydın kızım.Okula geç kalmıyor musun? Bugün nasılsın ? '' gibi cümleler mi ? Ne kadar salak biri olduğumu bir kez daha farkına vardım.Okul harcıymış.Aman ne önemli !
Cevap vermedim ve daha fazla onlarla aynı masada oturmamak adına ayıklarıma komut verip evden çıktım.Bugün otobüsle gitmeyi tercih ettiğim için durağa doğru yol aldım.
Ben ister miydim böyle olmasını? Değersiz biri haline gelmeyi? Pişmanlık ve suçluluk duygusu bedenimi yakıp kül ederken etrafa yapmacık bir şekilde gülümsemeyi? Benim sadece istediğim eski yaşantıma geri dönebilmek.Hayatın benden alıp kopardığı sevdiklerimle olabilmek.Çok mu şey istiyorum?
İç sesim bu düşüncelerimi yıkıp geçerken sadece kulaklarmı çınlatan cümlelerini bıraktı '' Evet,bunu sen hakettin.Kimse tarfından sevilmeyen ve aynı zamanda en büyük suçlu olan sen sadece kendi hayatını değil diğer insanların da hayatlarını mahvettin.''
Otobüsün gelmesiye tıkış tıkış olan insanların arasına girmeye çalıştım.Otobüsler bu kadar kalabalık olmak zorunda mı ? Nefes alamaman bir yana insanlar birbirlerine yapışıyor.Ah lanet olsun...
Okula gelmeden br durak önce Derin'i aramış ve nerede olduklarını öğrenmiştim.O yüzden kütüphanenin arkasında kalan sessiz sakin yerdeki çardağa doğru ilerdim.Derini görmemle adımlarımı hızlandırdım.Beni gören Derin ise ayağa kalkarak bana sarıldı.Samimi gülümseyişine karşılık verdim ve arkamda kalan çocuğa yüzümü döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKSİK
Teen Fiction''Sen de benim kadar yalnızsın ve biz en çok birbirimiz kadar yalnızız.'' Aynı kaderi paylaşan fakat birbirinden haberi olmayan iki kişi...Kardeş kelimesinin önemini ve eksikliğini iliklerine kadar hisseden,kimse tarafından anlaşılamayanlar onlar...