Yatağım içinde henüz kapattığım alarmın ardından tavana bakıyordum. Aslında alamdan yaklaşık 1 saat önce uyanmıştım ve yataktan hiç çıkmak istenmiyordum. Yataktan çıkmak, şirkete gitmek, Bora ile karşılaşmak istemiyordum. Açık olan gözlerimi sıkıca yumdum ve çığlık atma isteğime resmen direndim. Yıllar sonra karşıma çıkmış olduğu yetmiyormuş gibi neredeyse unutmak üzere olduğum o dudaklarını tekrar hissetmemi sağladığı için onu resmen öldürebilirdim. Beş yıl, koskoca beş yıl içinde sayısız insanla birlikte olmuş olmalıydı. Nasıl oluyor da hala beni hatırlıyor olabilirdi ki? Nasıl oluyor da hala hayatına yüksek sosyeteden birini almamıştı. Şimdiye miras birleştirmek için ailesine uygun bir kadın ile evlilik aşamasında olması gerekmiyor muydu? Yani onun yaşında olan tüm veliahtların ilk yapılacaklar listesinde olandı. Düşüncelerime ara vererek ofladım ve ne olacağını önceden bilemediğimiz gibi engelleyemezdik. Onun için güçlü duracak, beni bir daha gafil avlamasına izin falan vermeyecektim. Yatağımdan çıktım ve hazırlanmak için dolabımın önüne geçtim. Mademki bugün sert geçecekti o zaman güne yakışır bir kıyafet giymem gerekiyordu. Geçen günlerde fazlasıyla beğenip aldığım ve henüz giymediğim kırmızı kısa etek ile kırmız şık bir ceketten oluşan takımımı çıkardım. İçine beyaz önü dantelli bir askılı bluz ayarladığımda gülümsedim. Tamamen hazır olduğumda ise aynadaki yansımama gülücük attım. Güzel görünüyordum. Ciddi, güzel, profesyonel. Tamda olması gerektiği gibi....
Şirkete geldiğimde bazı e-postalara cevap verdim, haftaya sunumu yapılacak olan sözleşme maddelerini düzelttim, birkaç bekleyen ve her ne zaman yapmaya kalksam araya giren evrak arşivleme işlerimi hallettim. Gün boyu bu şekilde ara vermeden çalışabileceğimi fark ettiğimde bir kahve molası verme zamanımın geldiğini anladım. Masamdan kalkıp kahve makinesinin önüne gittim ve kahvemi aldım. Günün geri kalanı için buna gerçekten ihtiyacım vardı. Elimde kahvem ile ofisime girdiğimde ise Bora'yı tamda ofisin ortasında bana bakarken gördüm. Bakışlarındaki yumuşak ifade istediğim bir olay değildi. Profesyonellikten uzaklaşmamak adına duruşumu bozmadım ve ona bakmaya devam ettim. Elleri gri takım elbisesinin içinde adım adım bana yaklaştı he bir adımlık mesafede durarak derin bir nefes verdi. Bakışları ile tüm bedenimi süzdükten sonra kaşlarını memnuniyetle kaldırarak,
"Güzel seçim" diye söyledikten sonra bile kontrolümü kaybetmemiş olmam gerçekten şaşılacak bir durumdu. Bu adam konusunda her şeye hazırlıklı olmam gerekiyordu. Onun için tek kelime etmeden ona baktım. Bir elini içinde tuttuğu cebinden çıkardı ve elimdeki kahve bardağıma uzandığı esnada kahvemi geri çekip gözlerine sert bir şekilde bakarak,
"Bu, benim kahvem. Eğer istiyorsanız makinede bolca var" dedikten sonra duraksaması kahkaha atılacak cinstendi. Hala beni beş yıl önceki saf kız sanıyor olması büyük aptallıktı onun için yanından onu umursamayarak geçip masama oturdum ve
"Hazır olduğunuzda akış listenizi kontrol edelim Bora Bey" dedim ve yine ona bakmadan,
"Bugün fazla yoğun" dediğimde sırıtması yüzüne yayılmıştı. Bu hiç iyi değildi ve aklından geçenleri bilmemek ise sinir bozucuydu. Sakin, meydan okumacı bir sesle,
"2 dakika içinde" dedi ve ben sadece başımla onayladım.
........................................
Odaya geçtiğinde hızla listeyi kapıp peşinden gittim. Bora'yı ofisine kadar takip ettim ve bir koltuğa oturdum. Liste fazlasıyla uzundu. Dikkatini vermesi gereken görev ve randevu listelerine göz gezdirmeye ve teker teker okumaya başladım. Dilediklerini listeden çıkardı ve görüşmelerini en aza indirmek adına fazla çaba sarfetti. Yorum yapmadan beni dinleyerek not aldı ve gerektiğinde bilgisayara girdi. İşi devraldığından beri sistemli çalışmasına hayran kaldığımı belirtmeden geçemeyeceğim. Her ne kadar disiplinli ve sorumluluk sahibi olsa da bu durum sadece iş akışında geçerliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENÇ PATRON AŞK
Romanceçini titretir sevdiğinin dokunuşu, dur diyemez, duramazsın. Yanlış, hata bilmezsin. O dakika her şey doğru gelir kalbine. Azra için de öyle olmuştu. Sevdiğinin dokunuşu, ateşi ne kadar yanlış olsa da karşı konulmaz bir istekle doğru gelmişti ona. Ta...