🌿KUMA🌿 HOŞÇAKAL

2.3K 76 37
                                    

Bu dünya soğuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bu dünya soğuk

Rüzgâr genelde ters yöne eser.

Limon ağaçları kurur.

Bahaneler hep hazır.

Güzel günler çabuk geçer.

İçimiz hep bir hoşçakal ülkesi.

Cahit ZARİFOĞLU

Keyifli okumalar 🥰

🌹

Kaskatı kesilen bedenim mi yoksa ruhum muydu hissedemiyordum. Yağmurun ıslattığı kıyafetlerim sabaha kadar üzerimde kurumaya yüz tutmuştu. Hislerim uyuşmuş sanki yolum yönüm kaybolmuş gibiydi. Zaman kavramını yitirmemin üzerinden koskoca bir gece geçmişti. Yanı başımda oturan varlığını görmezden gelmeye çalışsam da kokusu her rüzgarla buluştuğunda varlığını hatırlatmıştı. Tek bir kelime etmemesine rağmen sabaha kadar bakışları üzerimde idi.

Oturduğu yerden kalktığında önüme gelip yeni bir umutla elini uzattı. "Hadi , uçağa geç kalacağız." boş bakan gözlerim sanki en büyük sınavıydı. Havadaki eline bakıp taşlı zeminden destek alarak ayağa kalktım. Eli yumruk olup yanına düştüğünde yanından geçip arabanın önünde beklemeye başladım. "Üzerini değiştir hasta olacaksın" yanı başım da ki eve gözümün ucu ile baktığımda içeri girecek kadar güçlü hissedemedim kendimi. Bazı gerçekler hiç olmayacak kadar can yakabiliyordu. Arabadan gelen kilit sesi ile kapıyı açıp kaskatı olan bedenimi rahat koltuğa bıraktım. Biran önce bu şehirden gitmek istiyordum. Bir daha adım atmamak üzere hem de. Ve geri dönebilmek için Aliden başka şansım olmadığını bilecek kadar aklım yerindeydi en azından şimdilik.


1 saatten az yarım saatten fazla bir sürede dış kapıyı kilitleyip elindeki çantaları bagaja yerleştirip arabaya bindi. Üzerini değiştirmiş siyah bir gömlek ve siyah bir pantolon giymişti. Elindeki elbiseyi kucağıma bıraktı. "Bu şekilde kalırsan iyileşmen zor olacak gece karası hem sanki başına bir şey gelmiş gibi halin" istemsiz üzerimi süzdüğümde siyah tişört hala nemliydi ve altımdaki tayt yer yer çamura bulanmıştı. "İn arabadan" kesin çıkan sesime aldırış etmeden gözlerini gözlerime değdirdiğinde "Benden kaçamazsın bu şekilde " diye sitem etti. Bu davranışım bariz rahatsız etmişti. Kararlı bakışlarıma aldırmadan çatılan kaşları ile arabayı çalıştırdı. "Nasıl olsa bu şekilde çiftliğe gittiğinde açıklama yapacak olan sensin" dedi vurdumduymaz tavrı ile. Elimde ki elbiseyi arka koltuğa fırlatıp ellerimi göğsümde birleştirdim. Parmak boğumları direksiyonu tutmaktan beyazlaşmıştı.


Havaalanına giriş yaptığımızda arabayı durdurdu. Bedenini benden tarafa çevirdiğinde konuşmasına fırsat tanımadan indim arabadan. Gelmesini beklerken çok değil 20 saniye sonra arabanın kapıları kapanmış ve kilit sesi duyulmuştu. Omuzlarıma koyduğu hırkayı geri iteceğim sıra kollarını öyle bir sardı ki tüm kemiklerim birbirine geçti sandım. Kollarında çırpındıkça etrafta ki insanların dikkatini çekiyorduk. Ben dokunmasını istemedikçe her fırsatta bunu umursamadan yaklaşıyordu. Burnu saçlarımın arasına sokulup derin bir nefes aldığında gözümden akan yaşa engel olamadım. Bir dokunuş mide bulandırabilir miydi? Kendimden nefret etmem yetmiyormuş gibi hala bana dokunabilecek yüzü kendin de buluyordu. "Bana olan inadın yüzünden kendine zarar verme yapma bunu " diye fısıldadı. Hıçkırığım sessizliğime çığ gibi düştüğünde bedenime sardığı kolları gevşedi. Sonra nefesi uzaklaştı.


KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin