"Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle altüst ediyorsun, etme ."Şems-İ Tebrizi
&
Medya ; MERYEM KARASOY
Müzik : Çağan Şengül; Canım yanıyorKızıl güneş odayı ışıtmaya yetiyordu. Perdenin ardından aralıklı süzülen güneş genç adamın açıkta bıraktığı sırtını hedeflemişti bu sabah. Meryem yanında yatan kocasını incelemekten alıkoyamıyordu kendini. Ali Yasirin uzun saçları vardı. Yeni duş aldığı vakitlerde alnını kapatıyordu uzun gür saçları. İlk geldiği vakit neredeyse dibi görünen saçları uzamıştı. Sakalları çenesinin sivriliğini gölgeliyordu. Koyu kahve gözleri tıpkı iri kestanelere benziyordu. Uyurken çatılan kaşlarının ortasına parmaklarını bastırmayı diledi biran için. Bedenine yayılan titreşime anlam veremeyip irkildi birden. Geniş omuzları vardı yapılıydı kocası. Aralarındaki boy farkı neredeyse 15 cm di. Bu ikinci kez beraber uyuyuşlarıydı. Sol yanını döven bir çift el sanki şimdi boğazına tırmanmıştı. Aldığı derin nefesleri kesik kesik vermesine sebep olan şey adamın taze vanilya çiçeği gibi kokmasından ötürüydü. Derdi veren rabbi dermanınıda beraberinde göndermişti. İçli çıkan nefesi duyulmasın diye ince parmaklarını dudaklarına yasladı. Genç kadını rahatsız edecek tek bir temasta bulunmuyordu kocası. Koskoca yatakta ikisi de ayrı birer uçta uyuyordu. Geldikleri noktadan bu yana kat ettikleri mesafe en azından şimdilik büyük bir lütuftu ikisi içinde.
Ali Yasirin ne zaman geldiğini bilmeyecek kadar önce yatıp uyumuştu. Odasına çıktığı vakit pencereden bir süre izlemişti kocasını. Kardeşi Hakan ile beraber sohbet etmiş ardından ayaklanmıştı. Meryem aşağıda ettiği imadan ötürü seri bir şekilde üzerini değiştirip yatağa uzanmış diğer ucunuda Ali Yasir için açıkta bırakmıştı. Onun nezdinde bir davetti bu yüreği yorgunluğunu kaldıramayıp derin uykuya teslim olduktan saatler sonra anca gelmişti Ali Yasir.
Karısını korkutmamak için ağırdan almıştı. Söylediği sözleri yanlış anlasın istememişti. Yüreğine eğer bir korku saldıysa en çok kendine kızardı. Bir beklentisi yoktu Meryem'den. Ona iyi gelmekten başka. Gözü önce üzeri açıkta olan karısına ardından yatağın açık bırakılan tarafına kaymıştı. İlk adımı yüreği güzel olan Meryem atmıştı. Kalbinin orta yerine çöreklenen sıkıntı bir türlü geçmiyordu. Sırtı dönük yatan karısının önüne diz çöküp bir süre yüzünü seyretti. Simsiyah saçları vardı tıpkı gece karası gibi. Kara gözlerini çevreleyen uzun kirpikleri göz altlarına gölge düşürüyordu. Nefes alıp verdikçe göğsü usulca inip kalkıyordu. Parmak uçları bir tüy misali saçlarının arasında dolandı.
İçinden bu genç kadına yaşatılan hayata küfürler etti. Kaderin yüzüne gülmeyişine öfkelendi. Bütün güzellikleri yüzünde taşıyan kadının içindeki acılarını omzuna konulan yükleri söküp almak istedi. " Neden " diye fısıldadı karanlığa doğru. "Ne günahın vardı da sana bunları hak gördüler " boğazına mıhlanan yumruya inat yutkunmayı denedi. Ailesinin el birliği ile hayatını alt üst ettikleri karısını seyretti saatlerce.
Komidinin üzerinde duran telefonun titreşim sesi doldurdu odayı. Ali Yasir iki kolunun üzerine doğrulup sesi idrak etmeye çalıştı bir süre. Uyku Mahmuru kısılan gözleri meryemin gözlerine denk düştüğünde karısının yüzüne yansıyan telaşı sayesinde ısrarla çalan telefonu idrak edebilmişti.
"Sabah sabah hayırdır inşallah" meryemin gayri meraklı sesine oda eşlik etmişti. Kapanmaya yüz tutan telefona sonunda ulaştığında ekranda yazan isim şaşırmasına neden olmuştu. Saat daha sabahın 7 siydi. Tarazlı çıkan sesini temizlemek için öksürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA
TeenfikceHer son yeni bir başlangıçtır. Aramıza hoş geldin. 1.bölümde görüşmek üzere Sevgiyle kal ❤️