Gecenin karanlığı yerini çoktan aydınlığa bırakmıştı. Gökyüzüne çöken kızıllık sabahın erken saatleri olduğunun habercisi idi. Bütün geceyi pencere kenarında geçiren bersunun bütün vücudu oturduğu pozisyon yüzünden tutulmuştu. Parmak uçlarını gözlerine bastırıp yüzünü sıvazladı.
-Günaydın
Ellerini yüzünden çekip yatakta oturur pozisyondaki şirine çevirdi bakışlarını. Sesinin çıkıp çıkmayacağından emin değildi. Boğazındaki yanma hissi bir nebze olsun azalmıştı.
-Günaydın
Sesi mırıltıdan öte geçememişti.
- Nasılsın iyimisin biraz daha
Şirinin ne ara ayaklanıp yanına geldiğini fark edememişti genç kadın. Yüzüne yerleştirdiği tebessümle şirinin içini biraz olsun rahatlatmıştı.
-iyiyim meraklanma daha da iyi olacağım.
Yalan değildi. İyi olacaktı yaşadığı bu hayal kırıklığı elbette geçecekti. Bir daha asla ona güvenmeyecekti. Kalbini ondan uzak tutacaktı tıpkı onunda dediği gibi. Yuva yıkanın yuvası olmazdı. Dün gece bunu daha net anlamıştı bersun. Ayaklarını soğuk parkeye indirdiğinde içi ürperdi. Kimse uyanmadan odasına çıksa iyi olacaktı. Dün akşamdan sonra kimseyle yüzleşmeye gücü yoktu. Özelliklede meryemle. Mazlumun ahı öyle yada böyle çıkıyordu. Hadi meryem günahsızdı peki benim günahım ne idi diye düşünmeden edemedi.. Kafasındaki düşünceler baş ağrısını iyice tetikliyordu. Ayağa kalktığında gerisin geri düşeceğini düşündü. Bacakları titriyordu. Ayakları yürüme yetisini kaybetmiş gibiydi.
-Nereye
Şirinin sesi ile arkasına dönmeden
-Odama çıksam iyi olur
Cevap beklemeden kapıyı gayri ihtiyari araladı. Hoş bi cevap versede bir şey değişmezdi. Ağır adımlarla bahçe avlusunu geçip merdivenlere yöneldi. Elleri soğuk merdiven trabzanlarına değdikçe içindeki yangını bastırıyordu sanki. Uzun koridorda ilerlerken gözü perdenin arkasındaki vicudu kaydı varlığı ordaydı yüzü tam seçilmesede bu yıkılmış aciz olan hallerim onun hoşuna gidiyordu orda olduğunu bildiğim halde perdenin arkasından ayrılmayışından anlamıştım bunu. Ne olursa olsun başımı eğmeyecektim bana yaşatılanlarıda asla unutmayacaktım. Odanın kapısını açacağım sırada kapı içerden açılmıştı. Korktuğum olmuş ve dün geceden sonraki ilk karşılaşmamız kapıda gerçekleşmişti. Elimi kapı kolundan çekip geçmesi için bir adım geri çekilmiştim. Ama o geçmemiş aksine olduğu yerde beni inceliyordu avuç içlerim terlemiş kalbim sanki uzun bir koşudan çıkmış gibi atıyordu. Heyecan mıydı bu içimdeki yoksa dün akşamın öfkesindenmiydi. Aklım öfkeden olmasına inanmak istesede kalbim heyecandan olduğunu diretiyordu. İşte tamda böyle bir aptaldım ömrüm boyunca hep sevilmiş olmanın acısını şimdi misli ile çekiyordum. Herkes beni sever sahip çıkar sanıyordum. Bilmiyordum bana yasak olan haram olan sevmeleri.
-Geçmeyecek misin
Düşüncelerimin arasında onun sesini duymak bütün dikkatimi dağıtmıştı. Cevap vermeyecektim elbette elimi kapıdan çekip içeri girmeye yeltendim bileğimde hissettiğim demir soğukluğundaki parmaklar yine içimin yangınına su serpilmiş gibi olmuştu. Bakışlarım anında elini bulurken oda sanki kızgın bir ateşe değmiş gibi çekmişti. Kapının kapanması ile derin bir nefes almak istemiştim fakat yanı başımdaki varlığı tüm bu isteğimi en ücra köşelere itelemişti. Tüm cesaretimi toplayıp boş bakışlarımı yüzüne çevirdim saçları alnına dökülmüş. Gözünün altında morarmaya yüz tutmuş bir kızarıklık vardı üzeri toz toprak içindeydi. İçimdeki bir yerlerin sızlaması ile elimi ona uzatmaktan son anda vazgeçip gözlerimi kaçırdım.
-Ben dün gece için özür dilerim
Yanımda olan varlığı çoktan karşıma geçmişti bir eli yüzüme düşen bir tutam saçımdayken diğer eli dün gece kanayan elimin üzerindeydi. Nefesi bir rüzgar gibi yüzümü yalayıp geçerken düşünme yetimi kaybetmiş gibi acı çeken gözlerine kitlenmiştim. Dilim tutulmuş konuşamıyordum hoş konuşsam ne diyecektim
- karı koca arasında olur böyle şeyler mi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA
Roman pour AdolescentsHer son yeni bir başlangıçtır. Aramıza hoş geldin. 1.bölümde görüşmek üzere Sevgiyle kal ❤️